Fatih Altaylı: Dış politikanın faturasını ödemeye hazır olmalıyız

Deneyimli gazeteci Fatih Altaylı, bugün köşesinde yayınladığı yazısında Türkiye'nin son derece ciddi bir Alman boykotuyla karşı karşıya kaldığını dile getirdi ve dış politikadaki yanlış tercihlerin faturasını ağır bir şekilde ödemeye hazırlanmaları gerektiği uyarısında bulundu.

25.09.2017, Pts - 09:08

Fatih Altaylı: Dış politikanın faturasını ödemeye hazır olmalıyız
Haberi Paylaş

Almanya, Türkiye’de yatırım yapacak Alman şirketlerinin Hermes kredilerine sınırlama getirmiş. Bunun anlamı “Türkiye’ye yatırım yapmayın!”

Habertürk’teki köşesinde bugün konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Fatih Altaylı, Alman şirketlerinin, Türkiye karşıtı tavrının yeni olmadığını ve giderek tırmandığını dile getirerek Türkiye’nin en büyük ticari partneri Almanya’nın Türkiye’ye yönelik boykot kararını 3 örnek vererek açıklıyor.

Fatih Altaylı’nın söz konusu yazısındaki ilgili bölüm şöyle:

(...)

Varan 1:

Türkiye’nin önemli, köklü otomotiv yan sanayi şirketlerinden biri, uzun yıllardır kendi alanında dünya devi olan bir firmaya otomobil motorlarının en önemli parçalarından birini üretmektedir.

Türkiye’de üretilen motor parçalarını, yurtdışındaki ana firma Türk üreticiden alarak Almanya’nın otomotiv devlerinden birine de vermektedir.

Bir süre önce Türkiye’deki firmaya merkezden bir haber gelir.

Ana firmanın müşterilerinden biri olan Alman otomotiv devi, “Türkiye’de ürettirdiğiniz parçaları bundan böyle satın almayacağız. Bize satacağınız parçaları Türkiye’de ürettirmeyin” talimatı vermiştir.

Yıllardır yapılan üretimde bir kalite sorunu yoktur.

Tek sorun “Made in Turkey” olmasıdır.

Ana firma, “Kusura bakmayın. Bu üretimi kesmeniz lazım, çünkü sizden alamayacağız” der. Kayıp milyonlarca Euro’dur.

Varan 2:

Yine otomotiv yan sanayiinde yer alan bir firma, aralarında Alman firmalarının da bulunduğu otomotiv firmalarına otomobilin dış aksamlarını satmaktadır. Yeni modellere üretilecek parçaların dizaynı için Almanya’da oldukları bir sırada firmanın üst düzey yöneticilerinden biri özel bir görüşme ister.

Kendilerine firmanın taleplerini iletir: “Sizinle yaptığımız işlerden çok memnunuz. Hem tasarım hem kalite olarak bize çok destek oluyorsunuz. Ancak bir ricamız var. Bu işbirliğinin sürebilmesi için üretiminizi Türkiye dışına kaydırmanızı istiyoruz. Eğer Türkiye’deki fabrikanızı Bulgaristan veya Romanya’ya taşırsanız, işbirliğimiz daha uzun yıllar sürer. Bu konuda size yatırım desteği de sağlarız. Üstelik o ülkelerde daha ucuza mal edebilirsiniz. Yok eğer Türkiye’de üretimde ısrar ederseniz, yeni modeller çıkmaya başladıkça sizinle çalışmayı keseceğiz.”

Varan 3:

Bir Türk tekstil firmasının en büyük müşterisi, bir Alman markasıdır. Geçen kış koleksiyonu öncesi Alman markanın talebi firmaya iletilir: “Etiketlerinize Made in Turkey ibaresini koymayın. Almanya’da müşterilerle sorun yaşıyoruz.”

İki ay sonra yeni talep gelir.

“İsviçre veya İtalya’da bir firma kurun ve faturaları bize oradan kesin.”

Bu yaz başında da “Üretimi Türkiye dışında yapmanızı istiyoruz. En azından son dikimi Bulgaristan, Romanya, Polonya veya bir başka ülkede yapın” denir.

Yurtdışındaki bu firmaların tamamı Türkiye’de yapılan işlerden aslında memnunlar.

Ancak Türkiye aleyhine oluşan kamuoyu, hem siyasi olarak, hem müşteri tarafında ciddi bir tepkiye neden oluyor.

Dış politikanın faturasını ödemeye hazır olmalıyız.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Habertürk
Bu haber toplam: 9736 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:42:57
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x