Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin (ESAM) Siyaset Buluşmaları toplantısında konuşan Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu "Yemen, Afganistan ve Türkiye son derece stratejik noktadadır. Bizim ülkemiz, üç kıtanın birleştiği yerdedir. Afganistan'ın ise ABD açısından önemi Rusya'yı güneyden, Çin'i de Batı'dan kuşatacak konumda olması. ABD'nin Afganistan'dan çıkmamasının sebebi bu. Öte yandan, ABD'nin bölgede yaptığı, kaosu sürdürmek. Kimileri ‘ABD, Ortadoğu'da istediğini alamadı' diyor ama bence aldı. Çünkü ABD'nin istediği bu kaosun devam etmesiydi. Ve şimdi bölge kaos içinde. Ülkeler çeşitli davalar için birbirinin boğazını keser vaziyete geldi. IŞİD, Boko Haram gibi terör örgütleri de ABD'nin oluşturduğu kaos ortamının bir sonucu. ABD, bu kaos ortamından Rusya ve Çin de dahil olmak üzere diğer bütün ülkelerin zarar göreceğini, bir tek kendisinin karlı çıkacağını görüyor. Bölgede sınırlar yeniden çiziliyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın dediği üzere 22 ülkenin sınırları değiştiriliyor" ifadelerini kullandı.
"ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi 1990'larda şekil aldı" diyen Karamollaoğlu "Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından da ABD kendisini ‘dünyanın efendisi' olarak görmeye başladı. Büyük Ortadoğu Projesi, 1990'larda çizildi ve Pentagon'un dergisinde yayınlandı. O zaman bu yayınlanan makalenin ABD'nin politikasını yansıtmayacağını ve bunun bir askerin fikirlerinden ibaret olduğunu söyleyenler olsa da sonraki gelişmeler bunun böyle olmadığını gösterdi. ABD, 1994'te çizdiği haritayla Ortadoğu'yu daha doğrusu bu bölgeyi bütünüyle yeniden tanzim etmeye karar verdi. Sınırlar değişiyor, Türkiye bölünüyor. İran, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, Kuzey Afrika, hepsi bölünüyor. Amerika diyor ki ‘bunu birisi çizmiş, ben ne yapayım'. Bu kadar basit. Ama biz Büyük Ortadoğu Projesi'ni göz ardı edemeyiz. Benim bu söylediğimi bazı arkadaşlar ‘komplo teorisi' olarak anlayabilirler ama bunun komplo teorisiyle alakası yok. Teori değil pratik bir komplo. Fiilen icraata koyulmaya çalışılan bir komplo, bir harita" diye ekledi.
Bir diğer mesele ise, dış politikamızın değişkenliği. Kimin dost, kimin düşman olduğunu bilmiyoruz. ABD'ye karşı karşıya gelmişiz gibi bir gündem oluşturuluyor. Ancak biz 1974 Kıbrıs Harekatı dönemi hariç Amerika'yla hiç gerçekten karşı karşıya gelmedik, yalnızca ABD'yle karşı karşıya gelmiş gibi gözüktük. Rusya'yla da aramızın ne olduğu belli değil. Ülkenin dış politikasının kısa zamanda ve sürekli değişmesi doğru değil" diye konuştu.