Türkye Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce gerilimi sık sık tırmandırdığı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hakkında "Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıksa yine yapabiliriz. Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Biliyorsunuz ailece görüşmeye varana kadar sayın Esed'le geçmişte nasıl yaptıksa yeniden yapmamamız için bir sebep yok" ifadelerini kullanması gündem olmuştu.
Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu sözlerin ardından, "Biz neden Suriye'yle kavga ettik? Hangi gerekçeyle Suriye'yle kavga ettik?" diye sordu.
"Osmanlı Sanayi Devrimini Kaçırdığı İçin Battı"
Kılıçdaroğlu, Yükselen Türkiye Enstitüsü'nün Haziran ayı toplantısına katıldı.
Üsküdar'da bir otelde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna, yerli üretime dayalı ekonomi modelini anlattı, "Osmanlı sanayi devrimini kaçırdığı için battı başka bir şeyden değil" dedi.
Türkiye'de yaşanan sığınmacı sorununa değinen Kılıçdaroğlu, "Biz neden Suriye'yle kavga ettik? Hangi gerekçeyle Suriye'yle kavga ettik?" diye sordu. Yüksek yetenek inşasını şu anda en iyi kullanan iki ülkenin Hindistan ve Çin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu iki ülke en zeki çocuklarını Almanya'nın, İngiltere'nin, Amerika'nın bütün üniversitelerine gönderiyor. Eğitiyor. O üniversitelerden gelenler Çin'de ve Hindistan'da olağanüstü büyük teknolojik gelişmelere imza atıyorlar" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
“Egemen Güçler O Zaman Sizi Yönetirler”
"En büyük sorunumuz hesap sormamaktır. Ödediğimiz vergilerin hesabını sormadığınız sürece Türkiye'de demokrasi gelişmez. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder. Ama biz vergi ya nereye bu kadar vergi veriyor, nereye gidiyor bu paralar? Sorusunu sormuyoruz. Eğer ödediği verginin hesabında bir ülkenin halkı sormuyorsa egemen güçlerin baskısı altında kalır. Egemen güçler o zaman sizi yönetirler. Kaynaklarınıza el koyarlar. Sizlere borç verir, borçlandırır. Sonra da arkadan da emir vermeye kalkarlar. Türkiye'nin geldiği nokta budur. Planlama, tabii vergi ödeyeceğiz, ödüyoruz, zor alıma dayanıyor. Ama bu belgenin iyi kullanılması lazım. Nasıl yapılacak? Planlama ile yapılacak. Her alanı planlayacaksınız. Tarımda ne olacak? Sanayide ne olacak? Üniversitede ne olacak? Teknolojide ne olacak? Her alanı planlayacaksınız.
Devlette barış, huzur olacaksa orada sosyal devlet kavramı mutlaka inşa edilmek zorundadır. Eğer sokakta bir çocuk açsa 85 milyon açız demektir. Birisinin elektriği kesilmişse aslında hepimizin elektriği kesilmiş demektir. Dolayısıyla hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız...
“Kimliğiniz Dolayısıyla Sizi Aşağılayamaz Veya Sizi Yukarıya Çıkaramaz”
İnançların, kimliklerin ve yaşam tarzının saygı duyulduğu, tarzlarına saygı duyulan bir toplum inşa etmek zorundayız. Eğer Türkiye'nin yükselmesini istiyorsak, kimse kimseyi kimliğinden ötürü sorgulamamalı. İnancından ötürü sorgulamamalı. Yaşam tarzından ötürü sorgulamamalı. Ona insan olarak bakmalıyız. Ve onun hakkını teslim etmeliyiz. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Nokta, o kadar. Ama o aç mıdır? Tok mudur. Siyasetin konusu odur. Siyasetin konusu onun kimliği nedir diye sormaz. Yani devlet dairesine gittiğiniz zaman nüfus aldığınız kağıdı aldığınız zaman size, yeni çocuğun