HDP’nin, ağırlıklı olarak Kürt seçmenlerin oylarıyla Meclis’te üçüncü büyük parti olarak bulunduğu belirtilen açıklamada, “6 milyondan fazla seçmenin iradesini temsil eden bir partinin kapatılmasının gündemde tutulması, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, HDP’li parlamenterlerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına hız verilmesi; partinin Eş Genel Başkanları dahil, merkez, il, ilçe yöneticilerinden binlercesinin tutuklanması, hukukun üstünlüğünün kabaca ayaklar altına alınmasıdır” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “HDP’nin kapatılması veya etkisizleştirilmesi yönünde alınmış bu siyasî karara, hukukî bir elbise giydirilmeye çalışılması hukukun üstünlüğüne inanan herkesin, bizim ve toplumunda vicdanında meseleyi siyasî bir karar olmaktan çıkarmaz, bilâkis hukukun iktidarın hâkimi değil mahkûmu olduğunu gösterecektir. Türkiye bu siyasi tutumuyla, eskinin denenen ve sonuç vermeyen Kürt sorununda güvenlikçi politikasında diretmesi, bir çıkmaz sokaktır.
\'DEMOKRATİK VE BARIŞÇIL ÇÖZÜM\'
Kürt halkının sorunları vardır, çözümü siyasal, demokratik ve barışçıl olmalıdır. Uluslararası normlar ve sözleşmeler dikkate alınarak çözümlenmelidir. Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi ve Avrupa Birliği üye adayı olan Türkiye, hukukun üstünlüğünü, insan hakları ve siyasi örgütlenme özgürlüğü dahil olmak üzere demokratik sistemin mihenk taşlarını uluslararası normların bağlayıcılığı çerçevesinde teminat altına almak zorundadır. İktidarın başlattığı bu son hamleler ne uluslararası siyasi kurumlar tarafından, ne de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği gibi batılı ülke ve kurumlar tarafından haklı olarak kabul görmemektedir.
Halkların Demokratik Partisi’ne, milletvekilleri ve belediye başkanlarına, merkez, il ve ilçe yöneticilerine karşı sürdürülen baskıcı ve hukuki normlara uymayan siyasi vesayet davaları ile atılan adımları kınıyoruz. Türkiye’nin demokrasiye inanan parti ve güçlerini, halkımızı HDP’ye yönelik baskılar karşısında dayanışma içinde olmaya, insan haklarına, özgürlük mücadelesine, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmaya çağırıyoruz.”