TBMM'de dün gece İYİ Partili Ayyüce Türkeş ve DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit arasında "Kürtçe" gerilimi yaşandı.
İYİ Partili Türkeş açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
Bugün yurdumuzun Doğu ve Güneydoğu kesimlerinde Kürt dediğimiz insanlarımızın, kardeşlerimizin bizden ayrı konuştukları dil, ilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, bu üç dilin kelimelerinden oluşmuş 8200 kelime olarak tespit edilmiş bir diyalekttir. Buna işaret ederek konuya girmek istiyorum. Çünkü yıllardan beri önümüze getirilen mesele vatanımızın bölünmesi, milletimizin bölünmesi meselesidir. Meseleyi iyi teşhis etmemiz lazımdır. İyi teşhis edersek çaresini kolay bulabiliriz. İyi teşhis edemezsek işte yıllardan beri bugüne gelinceye kadar geçirdiğimiz acı birtakım hadiseleri yaşamaya devam ederiz.
"Türkçe olimpiyatlarına katıldı, Türkçeye dair fikir beyan etsin"
İYİ Partili Türkeş'in bu sözlerinin ardından DEM Partililerden tepki gecikmedi. DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Valla biz Türkçeyi bilmiyoruz, sonradan öğrendik. Türkçeye dair de çok bir şey söylemeyeceğim." diyerek şu ifadeleri kullandı:
Hatip Türkçe Olimpiyatlarına katılmıştı. Türkçe olimpiyatlarına katıldığı için Türkçeye dair bence fikir beyan etsin. Ama bizim bin yıllardır atamızdan, dedemizden konuştuğumuz en kadim dillerden biri olan; müziğin, edebiyatın, sanatın dili olan, halkımızın dili olan Kürtçenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. O eski kart-kurt teorilerini, eskimiş bayat teorileri getirip burada hiç kimse meclis kürsüsünden bize söylemesin. Ne dilimize, ne kimliğimize hakaret ettirmeyiz. Biz Kürt kökenli değil Kürdüz, dilimiz de Kürtçedir. Bu bu kadar açıktır benim. Diğeri Sayın Çömez'e söyleyeyim. Biz dağ başından gelmedik. Herkes gibi bu ülkede yurttaşların oylarıyla geldik. Vallahi herkesten 10 kat fazla emek harcayarak geldik. Çok daha fazla bedel ödeyerek geldik. Ama biz buraya da hiç kimsenin hakaretlerini dinlemeye de gelmedik.
"Bu üslup ne? dağdan gelme değil de de nerelerin ifadesi bu?"
İYİ Partili Turhan Çömez ise DEM Partili Koçyiğit'in ifadelerine şu yanıtı verdi:
Bu parlamentonun çatısı altında bütün fikirler kendi çerçevesinde özgündür. Saygı duyulması ve itibar edilmesi gerekir. Sayın Başkan, sizin bir hatibin konuşmasını düzeltmek gibi bir hakkınız ve selahiyetiniz yoktur. Sadece ve sadece katılmayabilirsiniz. Sizin ne şahsınıza ne temsil ettiğiniz parti grubuna hiçbir hakaret söz konusu değildir. Niye dedim ben size "dağdan mı geldiniz" diye? Çünkü arkadaşınız "yuh olsun" diye bağırıyor. Böyle bir ifade yakışıyor mu kendisine? Kendisine yakışıyor olabilir, parlamentoya yakışmıyor. Bu üslup ne Allah aşkına? Dağdan gelme değil de de nerelerin ifadesidir bu? Böyle üslup yakışıyor mu?