DEM Parti Sözcüsünden Hakan Fidan’ın Suriye Açıklamalarına Sert Yanıt

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu

15 Ağustos 2025 - 13:46
15 Ağustos 2025 - 13:50
 0
DEM Parti Sözcüsünden Hakan Fidan’ın Suriye Açıklamalarına Sert Yanıt

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, konuşmasında Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarına da sert sözlerle yanıt verdi. 

Türkiye’nin Suriye politikasında stratejik bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu vurgulayan Doğan, şu ifadeleri kullandı:

Türkiye’de çözüm aranırken Suriyeli Kürtlerle de özellikle tarihi ve kalıcı bir uzlaşının arayışında olunmalı.

‘Kürtlerin kazanımları bir tehdit değil, fırsattır’

Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikasının demokratik ilkeler çerçevesinde şekillenmesi gerektiğini belirten Doğan, şunları söyledi:

Suriye’de Kürtlerin, halkların kazanımları bir tehdit değil, Türkiye için bir fırsattır. Demokratik bir Suriye’nin oluşumu, halkların kendi kararlarını verebildiği adem-i merkeziyetçi bir yapının gelişimi Türkiye’nin lehine olabilir.

Türkiye’nin Ortadoğu’daki kriz ortamına karşı barış ve demokrasi söylemiyle çelişen uygulamalarını eleştiren Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bir yandan tarihsel bir eşiğin içindeyiz diyorsunuz, Ortadoğu’nun ateş çemberinde olduğunu belirtiyorsunuz, diğer yandan buna zıt politikalarla çelişiyorsunuz. Bu bir paradoks. Bu yaklaşım terk edilmeli. Suriye Suriyelilerindir. Oradaki geleceğe Suriye halkı karar vermeli. Türkiye iç siyaseti ile dış siyaseti artık birbirinden ayrı düşünülemez. Ama bu, başka bir ülkenin iç işlerine doğrudan müdahale hakkı vermez.

"Dostluk üretmek mümkün"

Türkiye ile Kuzeydoğu Suriye arasında gerginlik değil, dostluk temelli bir ilişki kurulması gerektiğinin altını çizen Doğan, “Suriye’de yaşayan Kürtlere dönük tehdit dilinden vazgeçilmeli. Bu halkın tarihsel hafızası ve hassasiyetleri göz önünde bulundurulmalı” dedi.

Diyalog çağrılarının karşılıksız bırakılmaması gerektiğini belirten Doğan, şunları kaydetti:

Suriye’den uzatılan eli tutmamanın Türkiye’ye bir fayda getirmeyeceğini ifade etmek isteriz. Görüyoruz ki bazı temaslar yaşanıyor ve bu da inkâr edilmiyor. Fakat bu temaslar artık somut bir düzeye ulaşmalı. Kürtler karşı karşıya getirilmemeli. Suriye’de parçalanma değil, eşitlik temelinde birlik hedeflenmeli.

"Hakan Fidan’ın dili sürece uygun değil"

Doğan, konuşmasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarına da sert tepki gösterdi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın “Sayın Fidan, Suriye Kabinesi’nde yer almıyor” sözünü hatırlatan Doğan, “Gerçekten de bazen Sayın Fidan’ın açıklamaları insanın aklına bu soruyu getiriyor” dedi.

Fidan’ın Suriye meselesinde kullandığı dilin sürece uygun olmadığını söyleyen Doğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

Sayın Fidan’ın söylemlerine bakın, sürekli tehditkâr bir üslup görüyoruz. Ortak basın toplantılarındaki dili, pozisyonu, demagojik açıklamaları sadece süreci tıkamakla kalmaz, süreç karşıtlarının elini güçlendirir. Bu buyurgan ve kibirli dilden vazgeçilmeli.

Doğan, Fidan’ın süreci iyi bilen biri olmasına rağmen kutuplaştırıcı bir dil kullandığını belirterek şunları ekledi:

Bu bölgeyi, bu süreci çok iyi bilen biri olarak, bu dili bilerek kullanıyorsa bu kabul edilemez. Sayın Fidan’a önerimiz; kendi deyimiyle ‘update’ olması. Siyasi çizgisine daha iyi hizmet etmek istiyorsa, kendisini ve dilini güncellemesi şart.

"Bu sürecin ivmesini Öcalan başlattı"

Doğan, konuşmasında Abdullah Öcalan’ın rolüne de dikkat çekti ve barış sürecinin 27 Şubat’ta Öcalan’ın yaptığı çağrıyla ivme kazandığını belirtti.

Sayın Öcalan ‘ben inisiyatif alıyorum’ dedi, ardından 9 Temmuz’da bir video mesaj paylaştı ve 11 Temmuz’da Süleymaniye’de silahlar yakılarak imha edildi. Bu kadar somut gelişmeleri sağlayan Sayın Öcalan’ın fikirleri sürece dahil edilmelidir.

Öcalan’ın yalnızca bir örgüt lideri değil, milyonlarca insanın düşüncelerinden etkilendiği bir siyasi figür olduğunu vurgulayan Doğan, şöyle konuştu:

Bu nedenle fikirlerinin doğrudan barış ve demokratik çözüm süreçlerine aktarılabilmesi gerekir. Bu da ancak iletişim koşullarının sağlanmasıyla mümkündür. Suriye meselesi dahil olmak üzere katkı sunma kapasitesi olan bir liderden bahsediyoruz.

 

Bu haber toplam 2383 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 14:51:22