HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden Kürdistan Bölgesinde 25 Eylül’de düzenlenecek bağımsızlık referandumuna ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Güney’de referanduma doğru” başlıklı yazısında Demirtaş, Kürt halkının kendi anavatanında kendi kaderini tayin etme hakkı olduğunu ve bu ilkeye karşı çıkmanın ise ırkçılık olduğunu söyledi.
Demirtaş'ın yazısında ilgili bölümler özetle şu şekilde;
Bütün dünya halkları gibi Kürt halkının da kendi anavatanında kendi kaderini tayin etme hakkı vardır ve bu hakkı nasıl kullanacağı da, sadece o halka ait bir kararla belirlenir. Yüzyılların deneyimi, mücadelesi ve birikimi sonucunda Birleşmiş Milletler sözleşmelerinin bir normu haline gelmiş bu ilkeye saygı duymamak için ancak ve ancak ırkçı bir faşist olmak gerekir. Dolayısıyla Kürt hareketleri ve partileri arasındaki tartışmanın özü ve esası bu değildir. Bağımsızlık, Kürt halkı için de anasının ak sütü gibi helaldir. Herkese de bu halkın ortak iradesi ile alınacak her türlü karara saygı duymak düşer.dedi
Kürdistan bağımsızlığa doğru giderken, hem bu sürecin tamamında hem de bağımsızlığın içini doldurarak, Kürdistan halkının hak ettiği güçlü demokrasiyi yaratmada her fikre ve öneriye açık olmamız, yıpratıcı, kırıcı, hakaretvari bir üslup kullanmadan, birbirimizi suçlayıp mahkûm etmeden tartışabilmemiz gerekir.
Bizlerin, Kürdistan Federal Bölgesi’ne ve halkına dair yapacağımız şey kardeşçe dayanışmayı ve desteği güçlendirmeyi amaçlayan öneri ve eleştirilerdir. Yoksa, kendimizi onların yerine koyarak ne karar alabiliriz, ne de akıl verebiliriz. Ancak hem siyasi, hem tarihi hem de ahlaki olarak bu önerileri yapmak görevimiz ve hakkımızdır.
Bu çerçevede şunu da belirtmem gerekir ki, KDP Güney Kürdistan’ın güçlü kökleri olan bir hareketi, partisidir. Mele Mustafa’nın öncülüğünde Kürdistan halkının ve peşmergesinin fedakârca, kahramanca mücadelesi saygın, onurlu yerini hep koruyacaktır. Onun mirasını devralan ve mücadeleyi sürdüren Sayın Mesut Barzani de saygın ve onurlu bir Kürt lideridir. Kendisinin de Kürt halkının çıkarlarını korumak için iyi niyetle hareket ettiğinden kuşku yoktur. Ancak kendisinin ve partisinin ulusal birlik çalışmalarına güç ve destek vererek, parlamentoyu aktif ve işlevsel hale getirerek bağımsızlığa doğru gidişin daha iyi olacağı yönündeki dostça ve haklı önerileri, eleştirileri dikkate alması gerektiği kanaatindeyim. Bu öneriler ne kendisinin gücünü ne de saygınlığını zayıflatır; bilakis halk nezdindeki gücüne ve saygınlığına katkı sağlar. Hakeza bağımsızlık fırsatının kaçmasına neden olmaz; tam tersine daha güçlü, hazırlıklı ve kalıcı adımların atılmasını vesile olur. Bütün bu mücadelenin sonu Kürtler ve diğer halklar için hayırla sonuçlanacaktır.