Katliamlar ve çatışmalarla anılan Dersim’de toprağa her kazma vurulduğunda adeta kemik fışkırıyor.
Resmi rakamlara göre 16 bin, gayriresmi rakamlara göre ise 70 bin kişinin katledildiği Dersim Katliamı kararının alındığı 4 Mayıs 1937’nin 77. yıl dönümü yaklaşırken, ortaya çıkan mezarlarda kadın ve çocuklar ile erkeklerin ayrı yerlere toplu olarak gömüldükleri belirlendi.
SAVCILIK İZİN VERMEMİŞTİ
Dersim’de, yapılan inceleme başvurusunun savcılık tarafından ‘zaman aşımı’ gerekçesi öne sürülerek reddedildiği Alancık köyündeki kazılar, katliama tanıklık eden yaşlıların anlatımları üzerine yapıldı. Kazılarda bulunan iki ayrı toplu mezarda insana ait çok sayıda kafatası, omurga, çene ve kaburga kemiklerine, kadınlara ait o dönem yaygın olarak kullanılan takılara rastlandı.
200 KİŞİYE AİT KEMİKLER
Aralarında BDP, ESP, EMEP ve HDP il başkanları ile köylüler ve katliamda yaşamını yitirenlerin yakınların bulunduğu grup, resmi kazı için onay çıkmayınca bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Alanda öldürülenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından başlatılan ilk incelemede 20 cm’den sonra topluca öldürülen erkeklere ait kemikler çıkmaya başladı. Köylülerin ifadesine göre 150 ile 200 kişinin katledildiği alandan çıkan kemikler daha sonra yeniden yerine konarak üzerleri toprakla örtüldü.
Erkeklerin topluca katledildiği alandaki incelemenin ardından başka bir alanda yapılan kazıda ise ise 5 cm’den sonra o dönem kadın ve çocukların elleri ile boyunları için takı olarak kullandıkları boncuklar çıktı.
MİTRALYÖZLERLE TARADILAR
İncelemeler sırasında konuşan Emek Partisi (EMEP) Dersim İl Başkanı Mustafa Taşkale, “1937-38-39 yıllarında yapılan katliamlarda halkımız köylerinden ve sığındıkları alanlardan kafileler halinde toplanarak kadın, erkek, genç yaşlı demeden mitralyözlerle katledilmiştir. 40 binin üzerinde insanımızın katledildiği o alanlardan biri de burası. Biz onların şahsında Dersim 1938’de, 1970’li, ‘90’lı yıllarda katledilenleri saygıyla anıyoruz” dedi.
BDP Dersim İl Eş Başkanı Ergin Doğru ise “Dersim Soykırımının üzeri zaman aşımı gibi kavramlarla örtülüyor. Yasalar, insanlık suçlarının, insanlık değerlerinin üzerinde değildir. Hiçbir yasa hiçbir hukuk insan vicdanının üzerinde değildir” dedi. Dersim ve Kürdistan’da benzer soykırım ve katliamlar yapıldığını dile getiren Doğru, “Eğer bu ülkede gerçek anlamda bir yüzleşme; demokrasi ve barış sağlanmak isteniyorsa önce bu soykırımla yüzleşilmelidir” dedi.
HDP İl Başkanı Fatma Kalsen de “Sadece bu alanlar değil, Dersim coğrafyasında yüzlerce soykırım alanı var. Burada yaşananların ne kadar acı olduğunu, üzerinden 75 yıl geçse de ne kadar derin travmaya neden olduğunu bugün burada bir kez daha yaşadık. ” şeklinde konuştu.
DEVLET ÖZÜR DİLESİN
Kemiklerin bulunduğu alanda yapılan incelemeye katılan Avukat Barış Yıldırım, Dersim’deki soykırım için yaptıkları hukuki girişimlerin zaman aşımı bahanesiyle reddedildiğini belirterek, “Tunceli Laç Deresi bölgesinde somut olarak katliamın, soykırımın izleri saptanmıştır. İHD temsilciliği olarak ihbarda bulunduk. Cumhuriyet başsavcılığı ihbarda bulunduğumuz gün derhal jandarmaya talimat yazarak; ‘O bölgeye gidin. İnsan naaşlarına ait kemik, boş kovan ve her türlü materyali zabıt altına alarak, Adli Tıp Kurumuna gönderin’ dedi. Aylarca gidilecek diye bekledik. Jandarma bölgede yoğun şekilde tuzak ve mayınlama olabileceği, güvenlik önlemi alınamayacağı gerekçesiyle gitmedi” dedi. Başsavcılığın da bunun üzerine zaman aşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdiğini söyleyen Yıldırım, “Artık yapılması gereken Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler gibi kurum ve kuruluşlara, insan hakları örgütlerine başvurmak” dedi.
Katliamın herkes tarafından bilindiğini ancak devlet ve hükümetin bunu siyaset malzemesi yapmak dışında bir adım atmadığını dile getiren Yıldırım, Başbakanın 23 Kasım 2011’de gayriresmi şekilde özür dilediğini hatırlatarak, “Ancak Bakanlar Kurulu kararıyla özür kararı alınıp Resmi Gazete’de ilan edilmedi. Bu nedenle de hâlâ özür dilenmiş değildir” dedi. Yıldırım, “Bizler katliam kararının alınmasından 77 yıl sonra Dersimliler olarak şu çağrıyı yapıyoruz; eğer hukuk devletiyseniz kanunların emrettiği hususları yerine getirir, tüm Dersimlilerden özür dilersiniz” şeklinde konuştu.
‘TORBALARCA BOŞ KOVAN BULMUŞTUK’
Kazıya katılan köylülerden Hasan Işık, 1960’lı yıllarda alanda torbalarca boş kovan bulduklarını belirterek, “Burada 150 ile 200 kişi öldürülmüş. İlk alanda erkekler öbür alanda da kadın ve çocuklar topluca katledilmiş. Burada hepimizin akrabaları var” dedi.
Köy sakinlerinden Ali Kamer Balta ise alanlarda katledilenlerin bir mağarada yakalandığını, kaçan 20-30 kişinin öldürüldüğünü sayıları 150 ile 200 arasında olan insanın da her iki alanda topluca katledildiğini söyledi. 1960’lı yıllarda soykırımın emarelerinin daha fazla olduğunu dile getiren Balta, “Şu anda sadece kemikler kalmış. O zaman saç vardı, boncuklar vardı. Köylüler bu alanı zaman zaman ziyaret ederek Kuran okutuyorlardı. Köyden uzak olduğu için mezar yapılmadı. Burası için dava açtık. Biz buranın açılmasını, DNA testi yapılmasını ve anıt mezar yapılmasını istiyoruz. Devlet katliamları itiraf etsin” dedi.
‘ANNEM, KARDEŞLERİM BURADA KATLEDİLDİ’
Zazaca konuşan Veli Candemir “Nenem 120 sene yaşadı. Bize geldiğinde bu alanları tarif ederek ‘annem, tayfamız, kardeşlerim orada katledildi’ der, alana bakıp ağlardı. Katliam alanına yakınlığı nedeniyle bizde kalmak istemezdi. ‘Kardeşim yaralanmış, 80 yaşındaki babam onu sırtlayarak bu yarlardan geçirmişti’ derdi” şeklinde konuştu.