Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnsiyatifi diyarbakır'da yapılması planlanan ancak valilik tarafından OHAL gerekçe gösterilerek izin verilmeyen kararı protesto ettiler.
Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnsiyatifi tarafından “Zulüm ile abad olanın, ahiri berbad olur!” başlığıyla yayınlanan açıklama şu şekilde;
Kamuoyu ve basının yakından bildiği gibi 15 Temmuz 2017 tarihinde Diyarbakır’da yapılan “Kürdistan Bağımsızlık Referandumu Çalıştayı’’nda “Kuzey Güney’in Bağımsızlık Referandumunu Destekliyor” şiarıyla siyasi parti başkanları ve bağımsız şahsiyetlerin de içinde yer aldığı “Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnsiyatifi’’ni kurmuştuk.
İnsiyatifimiz, bir dizi çalışma yapma kararı aldı ve bu çerçevede bir çok siyasi parti, STK ile görüşmeler gerçekleştirdi. Konferans ve toplantılar düzenledi. Bazı yerlerde toplantılarımız yasaklanmazken, 19 Ağustos’ta Van’da ve 20 Ağustos’ta Batman’da yapmayı planladığımız paneller, her iki il Valiliği tarafından yasaklandı. Şimdi de Diyarbakır Valiliği, 17.09.2017 günü yapmayı planladığımız konferansımızı OHAL’i gerekçe göstererek yasakladı.16.07.2017 Günü Basnews’in düzenlemeyi düşündüğü referandum ile ilgili Konferans da Ankara Valiliğince yasaklandı.
Son günlerde baskı, yasaklama ve saldırılarda gözle görülür bir artış gözlenmektedir. Bir kaç gün önce Ankara’da ırkçı bir güruh eliyle 80 yaşındaki Kürt annesinin naaşına; Bingöl’de de Valilik emriyle jandarma tarafından Kürt kahramanı Dr. Sait Çürükkaya’ nın mezarına saldırıldı.
Bu bir zulümdür. ‘’Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez.” (Şura 42/40)
Biz bu saldırıları şiddetle kınıyor, Türkiye halkını ve hükümetini Kürt milletinin değerlerine karşı saygılı ve duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Irak Kürdistan Bölgesinin 25 Eylül Bağımsızlık Referandumu yaklaştıkça, devletin ve ırkçı grupların anti-Kürt saldırıları da artıyor.
Kürdistan halkının her medeni millet gibi kendi geleceğini özgürce belirleme hakkından daha meşru hiçbir karar ve irade olamaz! Bunu herkesin böyle bilmesi gerekir.
Hiç kimse vicdanla, izanla ve ahlaki olarak Irak Kürdistan Bölgesi halkının “25 Eylül Bağımsızlık Referandumu” kararına karşı çıkamaz. Siyasi olarak her şey tartışılabilir. Herkes görüşünü, öneri ve eleştirilerini söyleyebilir. Ancak bir milletin kendi geleceği hakkında ortaya koyacağı iradeye saygı duymak, herkes için ahlaki bir sorumluluktur!
Halkların kendi özgür iradeleriyle verecekleri kararlar, her türlü kanunlardan üstündür! Kürdistan’ın geleceği hakkında ancak Kürdistan halkı karar verebilir. Hiçbir parlamento, hiçbir hükümetin kararı, Kürdistan halkının kendi geleceği hakkında vereceği kararın üstünde olamaz!
Öbür taraftan Irak mezhepçi Merkezi Hükümeti, Kürdistan halkının önünde başka yol bırakmadı. Kürdistan halkı başının çaresine bakmak zorunda bırakıldı. Meselenin bir de bu yanı vardır.
Irak mezhepçi Merkezi Hükümeti, işine geldiği yerde “anayasa, parlamento” diyor, gelmediği yerde federal anayasayı takmıyor, anayasanın 56 maddesini hiç uygulamıyor; 5 yıldır Kürdistan Bölgesinin %17 bütçe payını kesmiş, Pêşmerge bütçesini göndermiyor; 2005 Anayasası’na göre, en geç 2007 yılına kadar yerine getirilmesi gereken anayasanın 140.maddesini, 12 yıldır uygulamıyor; İŞİD’in soykırımlarına karşı Kürdistan halkını yanlız bırakıyor, ama parlamento kararıyla resmi ordunun yanında mezhepçi Heşdi Şahbi çetesini oluşturarak Kürdistan sınırlarına konuşlandırıyor.
Bütün bunlar karşısında Kürdistan halkının, almış olduğu referandum kararı, aynı zamanda zorunlu bir hal çaresidir.
Bizler her şeye rağmen sağduyu sahibi Türkiye halkından ve Ak-Parti hükümetinden şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Kürdistan hükümeti ile dostluk ve dayanışma içinde olmasını istiyor ve bekliyoruz. Her iki toplumun da yararına olan budur.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 26 yıllık tecrübesi ortadadır. Hiçbir komşusu ve hiç kimse için kötülük merkezi olmadı. Aksine herkes için güven, güvenlik ve özgürlük kapısı oldu. Türkiye’den sonra en fazla göç alan ülke, Kürdistan Bölgesidir. Bunca ekonomik yetmezliklere karşın, nüfusunun %35’ine yakını kadar (1 milyon 800 bin insan) göç alması, bunun göstergesidir.
Biraz uzağa bakma yetisi olan herkes görmeli ki Bağımsız Kürdistan, sorunların değil, genel olarak bölgenin, özel olarak Kürdistan sorununun siyasi, barışçıl ve demokratik yollardan çözümünün adresi olacaktır.
Kürdistan Parlamentosu’nun 15.07.2017 günü açılmasını ve bağımsızlık referandumu kararını almasını tarihi, ulusal bir karar ve sorumlu bir tutum olarak görüyor, Kürdistan Parlamentosu’nu bu kararından dolayı selamlıyor, kutluyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle,herkesi 25 Eylül Bağımsızlık Referandumunu desteklemeye, birlik ve dayanışmaya davet ediyoruz.
Güney Kürdistan halkını da en yüksek oranda referanduma katılmaya ve en yüksek oranda ‘’Evet’’ tercihini kullanmaya çağırıyoruz.
17 Eylül 2017-Diyarbekir
Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İNSİYATİFİ Adına :
Ayetullah Aşiti- Azadi Hareketi Sözcüsü
Mustafa Özçelik- PAK Genel Başkanı
Sertaç Bucak- PDK-Bakur Genel Başkanı
Mesut Tek- PSK Genel Başkanı
Sinan Çiftyürek- ÖSP Genel Başkanı
Mahmut Kılınç- TBMM Eski Miletvekili
Sebahattin Korkmaz-Hukukçu
Ferda Cemiloğlu-İşkadını
Ekrem Bilek-Hekim
Mehmet Celal Baykara-Hukukçu
Yaşar Abdülselamoğlu-Öğretim Görevlisi