Rusya, Türkiye ve İran'ın gerginliği azaltma bölgesi ilan ettikleri Suriye'nin İdlib kentinde devam eden operasyonlar, Türkiye ve Rusya'yı karşı karşıya getirdi.
Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırında yer alan İdlib , 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında gerginliği azaltma bölgesi ilan edildi. Eylül ayında da Rusya, Türkiye ve İran, İdlib ilinde kurulacak 4'üncü çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını belirledi.
Türkiye, anlaşma kapsamında Türk ve Rus birliklerinin Suriye'nin İdlib kentinde konuşlanacağını açıkladı. Ancak rejim güçleri ve zaman zaman Rusya'nın ihlallerinin devam etmesi, Türkiye ve Rusya arasında gerilime yol açtı.
Türk askerleri, ekim ayında Suriye'de çatışmasızlık bölgesi oluşturulmasına karar verilen dört yerden biri olan İdlib'e girdi. TSK, askerlerin 8 Ekim'de başlatılan keşif faaliyetleriyle koordineli olarak görev yaptığını açıkladı. Anlaşma çerçevesinde Türkiye bölgede gözlem noktaları kurdu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Türk askerinin İdlib'de olmasına ilişkin, "Bir Astana süreci başlattık. Rusya, Türkiye, İran olarak üçlü bir karara vardık. Nitekim, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik. Bu gece Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ÖSO ile İdlib ile ilgili şu anda operasyonunu başlattı" dedi.
Suriye ordusu, aralık ayında Rusya ve İran'ın askeri desteğiyle muhaliflerin elinde bulunan son büyük bölge olan İdlib kentine operasyon başlattı. Özgür Suriye Ordusu ile Hayat Tahrir el Şam'ın etkili olduğu bölgede Rusya ve Suriye'nin düzenlediği hava operasyonları son haftalarda yoğunlaştı.
Suriye ordusu ve rejim karşıtı gruplar arasındaki çatışmalar, son bir haftada önemli bir dönemece girdi. Rejim güçleri, İdlib'de gerginliği azaltma bölgesi sınırları içindeki Ebu Zuhur havalimanı çevresindeki muhaliflere karadan yoğun saldırılar düzenledi.
Suriye hükümetine İdlib operasyonunda destek veren Rusya, 6 Ocak'ta İdlib'de muhaliflerin ateşkesi ihlal ettiğini savundu. Rusya Savunma Bakanlığı da, Rus Hava Kuvvetleri’nin İdlib'e bombardıman düzenlediği haberlerini yalanladı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün yaptığı açıklamada, "Rejim Nusra bahanesiyle ılımlı muhalifleri vuruyor. Bu tutum siyasi çözüm sürecini baltalar" dedi.
Bu açıklamanın ardından İran ve Rusya büyükelçileri dün akşam Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Elçilere, Türkiye'nin Suriye'deki rejim birliklerinin ihlaline ilişkin duyduğu tepki ve rahatsızlığın iletildiği açıklandı.
Çavuşoğlu, bugünkü açıklamasında da, "İran ve Rusya sorumluluklarını yerine getirmeli. Garantör oldular, rejimi durdursunlar" dedi.
Çavuşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ateşkes gözlem görevi için İdlib'e yerleşmeye devam ettiğini ifade ederek "Biz buradaki terör gruplarının temizlenmesi için önerimizi herkesle paylaştık. 'O şehrin tamamını bombalayalım, yok edelim.' Böyle vahşi bir yöntem olmaz. Bunlar olacaksa Astana'yı neden başlattık? Soçi'yi neden konuşuyoruz? Cenevre'nin de bir anlamı olmaz" diye konuştu.
Öte yandan Rusya Savunma Bakanlığı tarafından, Türkiye’nin Suriye’deki sorumluluklarını yerine getirmesini bekledikleri yönünde açıklama yapıldı.
Suriye'deki militanların 6 Ocak gecesi Hmeymim ve Tartus üslerine 13 silahlı insansız hava aracıyla saldırı girişiminde bulunmasına değinen Rusya'nın açıklamasında, "Ankara’nın bu tür saldırıların önüne geçmek amacıyla İdlib çatışmasızlık alanında kontrol altındaki silahlı birliklerin ateşkes rejiminin kontrolünü ve denetleme noktalarının çalışmalarının aktif hale getirilmesi gibi üzerine aldığı sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği belirtildi” denildi.