MSD’nin açıklaması şöyle:
“Kuzey ve Doğu Suriye halkları arasında ulusal bir diyalog, bölge güvenliği üzerindeki tehditlere karşı daha güçlü bir dayanışmayı sağlayacaktır.
Ülkemizin geleceğini yapıcı bir şekilde yönlendirmek için sorumlu tutumlar sergilenmeli, olaylar doğru yorumlanmalı ve okunmalıdır.
2011’de Suriye’de devrim hareketlerinin ortaya çıktığı ilk günden bu yana dış müdahalelerden uzak bir şekilde, krizin halklar eliyle çözümünden yana olduk. Diyalogun fikirleri sunma ortamı olduğunu, değişimin de doğru inisiyatiflerle olacağı görüşünde olduk. Ülkedeki kriz derinleştiğinde askeri çözüm yollarını reddettik. Diyalog ve fikir alışverişi temeline dayalı siyasi çözüm önerileri sunduk. Bu temelde çok sayıda toplantı, kongre ve çalıştay düzenledik, Suriyeli birçok çevre ve toplumsal kesimle diyalog içinde olduk.
Suriye halklarının özgürlük, onur ve haklarına kavuşma umudunu gerçekleştirmek, herkesin üzerinde anlaşacağı bir paydada buluşmak için Şam hükümetinin temsilcileriyle birçok kez görüşmeler gerçekleştirdik. Ülkede yaşanan değişim içinde Kuzey ve Doğu Suriye halklarının varlığını ve haklarını, yönetime katılımlarını, bölge ürünlerindeki paylarını geri almalarını sağlamayı amaçladık.
Bölge halkı, bölge bütünlüğünü korumak adına sorumluluklarını yerine getirdi ve olumlu bir rol oynadı. Bunu, YPG, YPJ ve DSG’nin bölgeyi IŞİD'den kurtarmasıyla sağladı.
MSD, Özerk yönetim ve DSG ile beraber çalışmalarını sürdürmüş ve diyalog çağrısı yapmıştır. Bununla birlikte Suriye halklarının temsilcilerini ve partilerini ortak paydada buluşturmak için sürekli bir çabanın sahibi olmuştur. Söz konusu çalışmalar bir dayanışma ve ortaklaşma yaratmış ve bu amaç temelinde kongre ve çalıştaylar gerçekleştirme çalışmaları devam etmiştir.
Daha fazla ortak paydada buluşmak, ortak yaşamı ve halkların kardeşliğini güçlendirmek için MSD olarak, Suriye halklarının temsilcileri, aydınlar, akademisyenler ve Kuzey ve Doğu Suriye’deki kanaat önderleriyle yeni ve geniş katılımlı çalıştaylar düzenleyeceğiz. Böylece Demokratik Ulus projesini inşa edecek, bölgeyi bir kez daha, uygarlığın ortaya çıktığı ilk çağlardaki gibi bilim ve kültür alanındaki rolüne kavuşturacağız.”