Zirve öncesi üç lider İdlib'deki duruma ve güvenli bölgelerin oluşuma dair açıklamalarda bulundu.
İlk söz alan Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye'nin İdlib bölgesindeki 'terörist örgütlerin varlığının hoş görülmemesi' gerektiğini söyledi.
Putin şöyle dedi:
"Anayasal komite için büyük çaba sarf edildi. Çalışmaya başlaması çok önemli. İdlib'de nihai çözüm bulmamız çok önemli. 3 ülkenin gerekli adımları atması ve terörü tamamen ortadan kaldırmaları gereklidir. Ateşkes İdlib'deki teröristler için mazeret olamaz. Suriye'nin kuzey doğusundaki durumu da görüştük. ABD'nin asker çekme kararını da görüştük. Sayın Erdoğan ile yaptığımız fikir alışverişinde Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda hemfikir kaldık"
Moskova, daha önce El Nusra Cephesi üyesi olan cihatçı militanların İdlib'in kontrolünün büyük bir bölümünün kontrolünü ele geçirmesinden rahatsız olduklarını dile getirdi.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani de eski El Nusra militanlarının 'yalnızca isimlerini değiştirdikleri için peşlerinin bırakılmaması gerektiğini' söyledi.
Ruhani şöyle devam etti:
"Suriye'nin doğusu ve kuzeyi de uluslararası camiayla işbirliği yapmalı. Suriye'deki Kürtler de ülkenin bir parçası, hakları verilmeli. Türkiye Cumhuriyeti'nin endişelerini anlıyoruz. Bu endişeleri giderme noktasında Suriye'nin meşru hükümetiyle işbirliği yapması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'yle Suriye arasında bir Adana Anlaşması var ve İran da geçmişte olduğu gibi Rus dostlarımızla üzerimize düşeni oynamaya devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Tüm sıkıntılara görüş ayrılıklarına ve aramızı açmaya yönelik kimi provokasyonlara rağmen Astana ruhunu muhafaza ettik. Astana platformu Suriye'deki kanın durması için somut çözümler üreten en başarılı girişimdir" diye konuştu.
Üçlü görüşme öncesi yapılan açıklamalarda, Türkiye'nin Suriye'de kurmak istediği "güvenli bölgelerle" ilgili görüş ayrılıkları dile getirildi.
