KCK açıklamasında satır başları şu şekilde;
Türkiye\'nin temel sorunu demokratikleşmedir. Çünkü kronik sorunları Türkiye\'nin demokratikleşmemesinden kaynaklanmaktadır Bu nedenle demokratikleşme ve demokratikleşme temelinde çözülmesi gereken sorunlara vurgu yapan HDP’nin oyları yüzde yüz artmıştır. Bu oy artışının sadece Kürtlerle sınırlı kalmaması, oy artımının çoğunluğunun Türkiye şehirlerinden ve birçok toplumsal kesimden olması, Türkiye toplumunun ve Kürt halkının en temel beklentisinin demokratikleşme olduğunu ortaya koymaktadır.
Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi AKP\'nin bu oyunlarını bozmak ve Kürt sorununun çözümüne çekmek için çeşitli defalar tek taraflı ateşkesler yapmış, çözüm projeleri sunmuştur. Oslo’da odluğu gibi görüşmeler yoluyla demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü doğrultusunda adım attırmak istemiştir. Bu görüşmeler sonucu Önder Apo 2011 seçimleri öncesi Hükümetin bilgisi dahilinde 9-10 maddelik bir deklarasyonu Hareketimize göndermiş, Hareketimiz çok ufak bir değişiklikle bu deklarasyonu kabul etmiştir Önder Apo, 2012 sonrasında halklarımızın çıkarının böyle bir savaşta olmadığını görerek ilk önce çatışmasızlığı sağlamış, 2013 Newroz’unda Türkiye\'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü konusunda bir demokratik çözüm manifestosu yayınlamıştır. Bu deklarasyonla birlikte Hükümetin de bilgisi dahilinde üç aşamalı bir çözüm planı sunmuştur. Hareketimiz gerilla güçlerinin önemli bir bölümünü Türkiye sınırları dışına çekerek, önemli bir bölümünü de yola çıkararak gerillayı geri çekme iradesi göstermiştir. Buna karşı AKP hemen Kürt sorununun çözümü için yasal ve anayasal çalışmalar yapması gerekirken, bir taraftan bu adımları atan Önder Apo’yla görüşmeleri keyfi olarak zamana yaymış, diğer taraftan “Cehenneme kadar yolları var” diyerek hiçbir adım atmayacağını ortaya koymuştur.
7 Haziran seçimleriyle birlikte on yıldır demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için adım atmayan; patinaj yaparak sorunları ağırlaştıran AKP Hükümeti son bulmuştur. Bu, aynı zamanda AKP\'nin oyalama politikalarının son bularak demokratikleşme ve Kürt sorunu başta olmak üzere tüm sorunların çözümü için yeni politikaların devreye girmesi anlamına gelmektedir.
AKP Hükümeti 13 yıldır beklenti yaratma ve oyalama yapma politikası izlemiştir. Yeni dönemde bu politikanın ve bu politikanın ortaya koyduğu uygulamaların tekrar edilmesi, eski çıkmaz politikaları sürdürmek olacaktır. Bu nedenle eskinin tekrarı kabul edilemez. Artık doğrudan çözüme yönelik politika, adım ve uygulamalara ihtiyaç vardır. Hareketimiz AKP politikalarına, yöntem ve uygulamalarına karşı sabırlı davranılmış, yeterince şans tanımıştır. Sonunda bir çözüm politikaları olmadığı netleşmiş, o yöntemlerle bir sonuç alınamayacağı anlaşılmıştır.
Şunu açıkça vurgulamalıyız ki, gerillanın Türkiye\'ye karşı silahlı mücadeleyi bırakma konusu ve bunun iradesi tamamen Özgürlük Hareketimize aittir. Şunu herkes bilmelidir ki, HDP PKK\'nin yasal partisi değildir. Zaten bileşimi bunu ortaya koymaktadır. Türkiye\'nin demokratikleşmesini ve Kürt sorununun çözümünü isteyen çok farklı kesimler ve bireyler HDP içinde yer almaktadır. Dolayısıyla böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, mevcut İmralı koşullarında bulunan Önder Apo’nun da böyle bir çağrıyı yapması mümkün değildir. HDP’nin ve Önder Apo’nun “silah bırak” çağrısı yapmasını beklemek ve bu yönlü dayatmalarda bulunmak çözümsüzlükte ısrardır ve bunu da Özgürlük Hareketimizin kabul etmesi mümkün değildir. Bu tutumumuz ne Önder Apo\'yu dinlememek, ne de HDP’nin politika yürütmesinin önünü almaktadır. Aksine Önder Apo ve HDP’ye bu dayatmalarda bulunmak Önder Apo\'nun rolünü oynamasını ve HDP’nin demokratik siyaset yapmasını daha baştan ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir.