Diyarbakır Barosu, İHD Diyarbakır Şubesi, TİHV Diyarbakır Temsilciliği, Kürdistan Hukukçular Derneği, Diyarbakır Tabip Odası ve MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi, Bingöl istikametinden Diyarbakır\'a doğru geldiği sırada Lice\'ye 13 kilometre uzaklıkta bulunan Abalı Jandarma Karakolu\'nda askerler tarafından Muzaffer Görül adlı gencin infaz edilmesinden bir gün sonra olay yerinde yaptıkları araştırma ve incelemeyi raporlaştırdı. Rapor, Diyarbakır Barosu Adli Yardım Bürosu\'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Raporu, heyette yer alan Diyarbakır Barosu yöneticisi Av. Servet Özen tarafından rapor açıklandı. Görül\'ün askerler tarafından infaz edildiğini doğrulayan raporda, Görül\'ün infaz edildiği yerin karakolda bulunan askerler tarafından oluşturulan arama noktasın 3-10 metre kadar uzak olduğu belirtilirken, olay yerinde delillerin toplanması ve Görül\'ün içerisinde bulunduğu aracın olay yerinden kaldırılmasından kaynaklı heyetin her hangi bir delile ulaşılamadığı belirtildi.
\'Araçtakilerin saldırı girişimi olmamıştır\'
Olay yerinde olan görgü tanığı, köy sakinleri ile yapılan görüşmeler ve dosyada yapılan inceleme sonucunda arama noktasında olan askerlere, Görül\'ün içersinde bulunduğu araçtan herhangi bir ateşin açılmadığı ve bir çatışmanın çıktığına dair bulgu ve izlenime rastlanılmadığı ifade edildi. Raporda, \"Heyetimiz, maktullün aracını geldiği istikamete doğru çevirmiş olması nedeniyle kaçma düşüncesinde olduğu ve askeri personele ilişkin herhangi bir saldırı düşüncesinde olmadığı görüşündedir\" denildi.
\'Görül rahatlıkla yakalanabilirdi\'
Görül\'ün kaçma girişimine rağmen rahatlıkla askerler tarafından yakalanabileceği hatırlatılan raporda, \"Bu nedenle maktule hiçbir zarar verilmeden yakalanabileceği ihtimalinin kuvvetli olduğu tespit edilmiştir\" denildi.
\'Valiliğin açıklaması gerçeği yansıtmıyor\'
Diyarbakır Valiliği tarafından Görül\'ün infaz edilmesinin ardından yapılan açıklamada, Görül\'ün askerler tarafından açılan ateş sonucu aracın tekerine isabet eden bir kurşunun sekmesi sonucu yaşamını yitirdiği iddia edilmesine ilişkin de heyet raporunda, Valilik tarafından yapılan açıklamanın doğruyu yansıtmadığı belirtildi. Raporda, \"Her ne kadar teknik bir konu olsa da, heyetimiz, kurşunun giriş çıkış açısı ve araçta oluşan hasar, göz önünde bulundurulduğunda, Diyarbakır Valiliğince basın duyurusunda belirttiğinin aksine, ölümün seken bir kurşundan oluşmadığı, maktulün hedef alınarak vurulduğunu düşünmektedir. Heyetimiz, maktülün veya yanındaki Oktay Mamuk\'un silah kullanma ihtimallerinin son derece zayıf olduğu, söz konusu olayın bir infaz olduğu, güvenlik güçlerinin sivil bir yurttaş olan Muzaffer Görül\'ün yaşam hakkının ihlal edildiği kanaatindedir\" denildi.
\'Valilik delillere dayanmadan olayın üstünü örtmek amacıyla açıklama yaptı\'
Raporda, Diyarbakır Valiliği tarafından olayın hemen ardından birkaç saat içerisinde yapılan açıklamanın, delillere dayanmadığı, olayın üstünü kapatmaya ve adli makamları etkilemeye yönelik olduğu, bu durumun etkin soruşturmayı olumsuz etkilediği ve infaz edilen Muzaffer Görül\'ün hükümlü ve firari olmasına vurgu yapılmasının ölüm olayını meşrulaştırma çabasından olduğuna yer verildi.
Heyetin talepleri
Heyet raporunda Görül\'ün infaz olayın bir an önce açıklığa kavuşturulması amacıyla yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
* Soruşturma ve kovuşturmanın selameti açısından 11.11.2014 tarihinde, kontrol noktasında görevli olan muvazzaf askerler ve komutanları açığa alınmalıdır.
* Olaya ilişkin soruşturma son derece şeffaf, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmeli, olayın tüm taraflarının soruşturmaya etkin bir şekilde katılmaları sağlanmalı, sorumlular adil bir yargılanmaya tabi tutularak cezalandırılmalıdır.
*İdari makamların hiçbir delile dayanmayan açıklamaları olayın maddi gerçeğinin açığa çıkmasını engelleme ve bu açıklamaların yargılamayı etki altında bırakma ihtimali olduğundan, bu tür olaylarda idari makamlar, yönlendirici açıklamalar yapmaktan vazgeçmelidirler.
*Heyetimiz, kamuoyunda \"Güvenlik Paketi\" olarak adlandırılan yargı paketiyle kolluğun yetkilerinin genişletilmesinin bu tarz vakaları arttıracağı kaygısını taşımakta olup; Hükümeti bu yasal değişiklikleri yapmaktan vazgeçmeye davet etmektedir.
Raporun ardından konuşan Kürdistan Hukukçular Derneği Eş Başkanı Av. Serhat Eren, bu tür infaz olaylarının artık son bulması gerektiğini söyleyerek, bu tür durumlarda yargı ve hükümet yetkilileri tarafından faillere ilişkin etkili bir soruşturma yürütülmediği ve sürekli olarak bir cezasızlık politikası uygulandığından kaynaklı, asker ve polislerin bu tür olayları rahatlıkla yapabildiğini aktardı.
Kaynak: Diha