Ziraat Mühendisleri Odası ile Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası çiftçiler adına Diyarbakır’da ortak basın açıklaması yaptı.
Ziraat Odaları adına basın açıklamasını okuyan Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, çiftçilerin bu yıl hasadını yaptıkları buğdayı satarak borçlarını kapatma beklentisi içerisinde olduklarını ancak TMO'nun ürünleri kısa zamanda almayarak çiftleri mağdur ettiğini bildirdi.
İskenderoğlu, TMO’nun randevu sistemine kaydolmak isteyen çiftçilerin randevu otomasyonunda “bölgeniz için aktif alım noktası bulunmamaktadır” uyarısı ile karşılaştığını ve randevu alamadıklarını söyledi.
Süleyman İskenderoğlu, TMO’ya ürünlerini satamayan çiftçinin piyasadaki düşük fiyattan alım yapan tüccarlara mahkum edildiği kaydetti.
Çiftçilerin zor durumda olduğunu belirten Süleyman İskenderoğlu, “Daha önceki yıllarda çiftçi dışarıya satıyor bize getirmiyor deniliyordu. Ancak bu gün çiftçi ÇKS sistemine kaydını yaptırmış ürününü tarladan kaldırmış ve TMO’ya satmak için başvuru yapmak istiyor ancak randevu otomasyonunda ‘bölgeniz için aktif alım noktası bulunmamaktadır’ uyarısı ile karşılaşılıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Lisanslı Depoculuk Şirketlerinin (LİDAŞ) depolarının daha alımlar yapılırken yarısının dolu olduğunu görüyoruz. TMO’dan yetkililer ile yaptığımız görüşmede belirli bir kapasitenin hesaplandığı ve bunun üstüne çıkılamayacağını değerlendirerek bu kapasite aşımı dolayısı ile alımların gerçekleşmediğini dillendirmişlerdir” dedi.
“Çiftçi ürünü bir an önce satıp borçlarını ödemek zorunda”
Çiftilere en az 40 gün sonrası için randevu verildiğini belirten İskenderoğlu, “Çiftçi şu an bir otomasyonla muhataplık içerisinde ve maalesef ürününü satabilmek için ya en az 40 gün sonraya randevu veriliyor ya da otomasyondan randevu alınamıyor. Dolayısıyla çiftçi muhatapsız bırakılmış durumda. Bu muhatapsızlık hali çiftçiyi aracıların, rantçıların ve bu işte emek harcamadan kazanan kesimlerin insafına bırakılmış oluyorlar. Tarlasını ekmek için her yere borçlanan çiftçi ürünü bir an önce satıp borçlarını ödemek zorunda. Hükümetçe açıklanan 9 bin 250 lira alım fiyatı çiftçiyi sıkıntıya sokmasına rağmen TMO’ya zorunluluktan kaynaklı satmak istemesine rağmen satamıyor” dedi.
TMO’nın çiftçiden alacağı buğdayı koyacağı depoların hasat döneminden önce ithal edilen tahılla doldurulduğunu bildiren İskenderoğlu şöyle devam etti:
“TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin bu yıl 5 ayda 6.5 milyon ton buğday ithal etmesi sonucu depo doluluk oranları hızla tamamlanmış ve randevu sistemi buna göre planlanmış gözükmektedir. Aracıların şimdiden çiftçinin bu makus ve mecbur halini görerek kolları sıvadığı kimi çiftçilere 5 binden 7 bin 500 liraya kadar çeşitli teklifler yapıldığı bilinmektedir. Yine randevu alıp randevuyu başkalarına sattıkları bilgileri ve daha birçok gayrı ahlaki durumların yaşanmaya başlandığı görülmektedir.
Çiftçinin bin bir emekle ektiğini, hasadını başkalarına peşkeş çekemeyiz, bunun aracısı ya da müsebbibi de olamayız ve olmamalıyız. Çiftçinin emeği heba edilmemelidir. Özellikle borçlu olanlar bir an önce ürünü paraya dönüştürmesi gerekiyor ki borcunu zamanında ödesin.”
“Depoların hızla boşalması gerekmektedir”
Çözüm önerilerini de sıralayan İskenderoğlu şöyle konuştu:
“Çözüm olarak TMO’nun fabrikalara ve ürünü işleyen kurum kuruluş ticari alanlara aktarmaların yapılarak depoların hızla boşalması gerekmektedir. Tüm başvuran çiftçilerin başvuruları kabul edilerek çok zorlanması durumunda her üreticiden ilk etapta belirli bir miktar alınarak üreticinin rahatlatılması gerekmektedir.
Merkezi bir randevu sistemi getirilip tüm bölgelerdeki boşluklara zaman kısıtını gözeterek sistem yeniden revize edilmelidir.
Randevu alan çiftçinin ürününü hemen teslim alacak şekilde planlama yapılmalı, araçlarda kalan ürünün bedelini çiftçi ödemek zorunda bırakılmamalı.
Tohumu satan esnaf, ilaç bayileri, akaryakıtçılar, TEDAŞ, birçok esnaf ve diğer ilgili kurum ve kuruluşların da ödemesi gecikeceğinden onlar da mağdur edilecektir.
Randevu verilmeyen çiftçilerimiz odamızdan tedarik edilecek dilekçe ile TMO’ya başvurmasını rica ediyoruz.” (Kaynak)