Bilindiği üzere 13.03.2022 günü gerici yobaz İran Rejimine bağlı devrim muhafızları uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek Güney Kürdistan Federe Devleti’nin başkenti Erbil’e balistik füzeler kullanarak vahşi bir saldırı gerçekleştirdiler.
Orta Doğu’da örnek demokratik bir yönetime sahip Kürdistan Federe Devleti’ne bağlı topraklara yönelik bu insanlık dışı saldırı esasen Kürd halkına ait tüm demokratik kazanım ve kurumları hedefleyen bir saldırıdır.
Erbil Havaalanı’na yakın ABD Başkonsolosluğu ve Kürdistan 24 TV kanalını ayrıca sivil insanların yaşadığı yerleşim alanlarını hedefleyen bu vahşi ve korkakça saldırıyı aynı zamanda uluslararası hukuka yönelik bir tecavüz olarak görmekteyiz. Tahran yönetiminin İsrail’e yönelik düşmanlığını ve son zamanlardaki Ankara’yla olan gerginliğini bahane ederek gerçekleştirdiği bu alçakça eylem 50 milyonluk Kürd halkının kaderine yönelik olduğu için bütün Kürdleri derinden incitmiş ve bu nedenle tüm Kürdler tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Enfallere, Halepçelere ve sömürgeci devletlerin kanlı ve vahşi eylemlerine ve saldırılarına defalarca muhatap olmuş Kürd halkının böylesi korkakça eylemlerden yılması asla mümkün değildir. Kürd halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi zafere ulaşıncaya kadar bütün bu vahşi ve insanlık dışı saldırılara rağmen sürecek ve sürdürülecektir. Zira bütün halklarda olduğu gibi Kürd halkının da haklı mücadelesi evrensel hukuka ve insani değerlere uygun ve meşrudur.
İran Mola Rejiminin Kürdlerin başkenti konumundaki Erbil’e yönelik bu kahpe saldırılarını şiddetle kınıyor ve tüm imkân ve kabiliyetlerimizle Güney Kürdistan Hükümeti’nin ve orada yaşayan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
MAKÖV
Mağdur Kürd Öğrencileriyle Dayanışma Vakfı adına
Ruken ve M. Hüseyin Taysun
