03 Ağustos 2014 günü IŞİD, Ezidi Kürtlerle meskun Şengal’e saldırmış, binlerce insanımızı katletmiş, binlerce kadın ve kız çocuğumuzu da esir alarak pazarlarda satmıştı. Artık geride kaldı denilen bir vahşet çağının tüm çirkinliğini yeniden yaşamıştık.
Üzerinden 7 yıl geçmesine karşın Şengal’in yaraları hala taze; bir daha yurtlarına dönemeyenlerin yanında, IŞİD tarafından esir alınan binlerce kadın ve genç kızımızın akıbeti hala meçhul. Medeni dünyanın soğukkanlı bakışları altında gerçekleşen bu trajik jenosidin birinci dereceden sorumlusu elbette ki IŞİD ve sahip olduğu zihniyet ile onun destekçileridir. Fakat uluslararası kurum ve kuruluşların, insan hakları örgütlerinin, yardım kuruluşlarının, genel olarak her birimizin sorumluluktan azade olduğu söylenemez.
Kürdistan Bölge Parlamentosu ve Hükümeti, bugün Kürt Ezidi kardeşlerimizin yaralarının sarılması için özel bir program uygulamak gibi milli ve tarihi bir görev ile karşı karşıyadır.
Buradan, Kürt milleti üzerindeki bu vahşeti sona erdirmek konusunda dünya milletlerine bir kez daha seslenirken, esas sorumluluğun bizde olduğunu asla unutmamalıyız. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz! Elbette ki dünyada yalnız değiliz; inanıyoruz ki Kürdistan’daki bu vahşet ve zulüm, dünya halklarının küçümsenemeyecek bir kesimi tarafından lanetleniyordur fakat onu sona erdirecek olan kendi azim ve kararlılığımızdır!
Şengal Jenosidinin 7. yıl dönümü münasebetiyle bir kez daha Birlemiş Milletler’e(BM), ‘’Ezidi Jenosidi’ni resmi olarak tanıyın’’ çağrısını yineliyoruz. BM bu insanlık trajedisini, bu soykırımı tanımalıdır.
Her gün kapımızı çalan yeni tehlikelerle bir daha karşılaşmamak için, mutlaka ve mutlaka, kendimizi koruyabilecek siyasi, milli, coğrafi bir statü oluşturmak zorundayız. Dünya milletlerinin eşit ve onurlu bir üyesi olmadan, yeni Şengallerin yaşanacağı bilinciyle, Şengal’de katledilen tüm Kürt Ezidi şehitlerimizin anısı önünde bir kez daha eğiliyor, katilleri ve sorumluları lanetliyoruz.
03.08.2021
PAK Basın ve İletişim Bürosu