Rojava’daki rakip iki siyasi güç Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve Demokratik Toplum Kongresi (TEV-DEM) arasında son dönemlerde yaşananlar Rojava’da Kürtler arasında birlik umutlarını güçlendirdi.
ENKS ve TEV-DEM, Rojava’da birlik çalışmaları kapsamında karşılıklı sert söylemlere son vererek dolaylı olarak görüşmelere başladı. Rojava’da Kürtler arasındaki birlik çalışmaları devam ediyor.
Suriye ve Rojava’daki savaşın başlamasının ardından Rojava’da Kürtler de bir kaç siyasi bloka ayrıldı.
2011 yılında kurulan ENKS Suriye muhalefeti içinde yer alarak Suriye krizine ilişkin yürütülen müzakere heyetinde bulunuyor. Kürdistan Bölgesi’nde yer alan binlerce Roj Peşmergesi ENKS’nin silahlı kanadını oluşturuyor.
2014 yılında Rojava’da Özerk Yönetim kuran TEV-DEM’in askeri kanadını da YPG oluşturuyor.
Üçüncü blokta ise 5 partiden oluşan Suriye Kürt Ulusal İttifakı (Hevbendi) yer alıyor. İlerici Parti (Pêşverû) ise bu üç siyasi blokun dışında yer alıyor.
Rojava’da özellikle ENKS ve TEV-DEM olmak üzere Kürt siyasi blokları arasında bir rekabet yaşanıyor.
Ortadoğu uzmanı ve Kürt meselesini yakından takip eden Fehim Taştekin, Kürtler arası birlik ile ENKS ile TEV-DEM arasındaki sorunlara ilişkin, “Her iki siyasi blok da farklı tarihsel süreçlere sahip. Çözüm için farklı önerileri ve farklı örgütlenme tarzlarına sahipler. Bir taraf ‘federaliz’ talep ederken diğer taraf ‘Demokratik Özerklik’ modelini istiyor” dedi.
Suriye iç savaşı ve karışık sorunlar iki taraf arasındaki krizi daha da karmaşık bir duruma getirdi.
Fehim Taştekin, “ENKS’nin Suriye muhalefeti ile içinde bulunduğu koordinasyon, Türkiye’nin PYD’ye karşı ENKS’yi kullanma çabaları ve ayrıca PYD’nin Suriye rejimi ile ilişkilerini kesmeye hazır olmaması iki taraf arasında güven oluşmamasının ana faktörleri” değerlendirmesinde bulundu.
ENKS ile TEV-DEM arasında yapılan iki anlaşma da uygulanmadı
ENKS ile TEV-DEM arasında bugüne kadar yapılan anlaşmalar uygulanma aşamasına geçmedi. 11 Temmuz 2012’de başkent Erbil’de bir araya gelen Rojavalı partiler “Kürt Yüksek Kurulu”nu kurma kararı aldı. Ancak bu kurul bugüne kadar oluşturulmadı. Tarafların 20 Ekim 2014’te Duhok’ta Başkan Mesud Barzani’in öncülüğünde yaptıkları Duhok Anlaşması da uygulanmadı.
Taraflar arasındaki sorunlar zamanla büyüdü ve partiler birbirlerine karşı sert bir şekilde cephe aldı. ENKS’nin çalışmaları Rojava’da yasaklandı. Rojava Özerk Yönetimi, Suriye Kürt Demokrat Partisi’nin kadrolarını tutukladı.
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırısı başlayana kadar taraflar arasındaki sorunlar bu şekilde devam etti. Türkiye’nin Rojava saldırısı Kürt taraflar arasında birlik için bir umut ve temel oluşturdu.
Mazlum Kobani’den diyalog çağrısı
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Kobani, 25 Ekim 2019’da ENKS ile diyalog çağrısında bulunmasının ardından ENKS’li yetkililer ile Mazlum Kobani 4 Kasım’da görüştü. Rojava Özerk Yönetim İç İşleri Kurulu, 17 Aralık’ta DSG’nin birlik çalışmalarına desteğini açıklayarak, Özerk Yönetim ile ENKS arasında gerçek bir ortaklık için hazır olduğunu ilan etti.
Rojava Özerk Yönetim İç İşleri Kurulu, ENKS’nin kapatılan ofislerine ilişkin, ENKS’nin siyasi faaliyetlerini yürütmesi için hiçbir engel olmadığını açıklayarak, ENKS’li yetkililer hakkında yapılan tüm şikayet başvurularının da geri çekildiğini belirtti.
ENKS, Kürtler arası birliğin oluşması için siyasi tutuklularının serbest bırakılmasını istemişti.
İç İşleri Kurulu açıklamasında, “DSG Genel Komutanı tarafından 10 kişilik bir tutuklu listesi bize ulaştırıldı. Dosyalarını takip etmek için komisyon kurduk” ifadelerini kullanmıştı.
Özerk Yönetim iyi niyet belirtisi olarak ENKS’li yöneticiyi serbest bıraktı
Açıklamanın ardından 48 saat geçmeden Rojava Özerk Yönetimi, tutuklu ENKS üyesi Suud İsa’yı serbest bıraktı. ENKS ise yayınladığı açıklama ile Özerk Yönetimi’n bu adımını olumlu olduğunu belirtti.
Kürt özgürlük hareketine konu alan Kürt yazar ‘Bawerî û Xwîn’ (İnanç ve Kan) kitabının yazarı Eliza Markos, Özerk Yönetim’in açıklamasını olumlu bulduğunu ifade etti.
Eliza Markos, “ENKS ve PYD bir yıl önce de anlaşabilirlerdi. Üstelik bu anlaşma uluslararası desteğin alınması için önemli olurdu. Ancak anlaşamadılar ve bundan dolayı iki tarafın da eleştirillmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Geçmiş yıllarda dış faktörlerin yanı sıra güç dengesi de tarafların anlaşamaması üzerinde etkili oldu. Geçen dönemde PYD bölgedeki diğer bileşenlerle anlaşarak bölgeyi yönetti ve ENKS’yi yönetimin dışında bıraktı.
Yazar Fehim Taştekin, “TEV-DEM normal olmayan şartlarda güç sahibi oldu. Sürecin dışında kalan ENKS ise kendini yenileyemedi” dedi.
DSG ile yapılan görüşmede yer alan ENKS Yetkilisi Süleyman Oso Rûdaw’a yaptığı açıklamada, “Mazlum Kobani’nin tutumu bizim için sevinç kaynağıydı. Ama Fransa’nın planına yanıt vermemelerine ilişkin eleştirilerimiz vardı. Mazlum Kobani’ye Fransa’nın çözüm planına cevap verilmesi durumunda Sere Kaniye ve Gre Spi’nin düşmeyeceğini söyledik” ifadelerini kullandı.
Özerk Yönetim’in açıklaması memnuniyet verici
Süleyman Oso, Özerk Yönetim’in açıklamasına ilişkin olarak da, “Memnuniyetimizi dile getirdik ve uygulamalarını bekliyoruz. Ancak endişelerimiz de var. Suud İsa’yı serbest bıraktıklarında bir asayiş yetkilisi, ‘Suud İsa Türkiye tarafından satın alınmış birisi, onu birlik için serbest bıraktık’ demiş. Bu bizde olumsuz bir izlenim bıraktı ki eskisi gibi suçlamalar yöneltiyorlar” diye konuştu.
ABD yönetiminin de Özerk Yönetim’in attığı adımlardan memnun olduğu ve Mazlum Kobani’nin planının arkasında olmasının uzak bir ihtimak olmadığı iddia ediliyor.
İki siyasi blokun dışında yer alan Suriye Kürt İlerici Partisi (Pêşverû) Başkanlık Konseyi Üyesi Ahmed Süleyman, “Görüşmelerden şu ana kadar gözle görülür bir ilerleme sağlanamadı. Yeni yılda bir anlaşma sağlanacağı söyleniyor. ENKS zemin hazırlığından bahsediyor ama biz bu zeminin ne olduğunu bilmiyoruz. ENKS şu ana kadar çözüm planına resmi bir şekilde yanıt vermedi. ENKS ile TEV-DEM arasında farklı sesler var. Ama Mazlum Kobani ve çevresinin bu konudaki ciddiyeti ortada” dedi.
Taraflar arasındaki anlaşmazlığı dış etkenlere bağlayan Ahmed Süleyman, “Türkiye’nin bölgede anlaşma sağlananamasında büyük bir rolü var” değerlendirmesinde bulundu.
DSG’nin baskı altında olduğunu ileri süren Süleyman, baskılardan kurtulmanın yolu olarak ENKS ile anlaşmaya çalıştığını kaydetti.
Süleyman, “Bir anlaşma ihtimali var ama eğer tarafların manevra imkanları olması durumunda anlaşmadan kaçacaklar” dedi.
Kazanımların korunması için Kürt birliğine vurgu
Her ne kadar taraflar anlaşma için hazır olduklarını belirtmiş olsalar da görüşmelerin ne zaman anlaşma ile sonuçlanacağı belli değil.
Eliz Markos, “İki siyasi grup uzun yıllardır anlaşamıyor. Anlaşıp anlaşmayacakları da belli değil. ENKS anlaşmayı yönetimin paylaşılması şartına bağlamış ve Özerk Yönetim de bunu kabul etmiyor. Ama yönetim paylaşılmadan da ENKS, yerel hükümetin desteğiyle, ofislerini açarak etkili bir güç olabilir. ENKS yönetim koalisyonuna katılırsa bu Kürt bölgesinin geleceği için iyi olur. Artık bu yönetimin paylaşılması ile mi olur ya da mevcut meşru yönetimin desteği ile mi olur bilemem” değerlendirmesinde bulundu.
Fehim Taştekin ise, “Amerika Başur ve Rojava’daki aktörlerin birlikte hareket etmesini istiyor. Ama gerçekte Amerika’nın tam olarak ne düşündüğünü bilmiyoruz. Roj Peşmergeleri’nin Rojava’ya dönmesini sağlayarak Türkiye’nin endişelerini sonlandırmak isteyebilir. Ama bunun için çok geç” dedi.
Türkiye’yi anlaşmanın önünde bir engel olarak gören Taştekin, “ENKS ile TEV-DEM’in anlaşması kolay değil. Mazlum Kobani kazanımların korunması için Kürt birliğine işaret ediyor. ENKS’ye göre, TEV-DEM yaşadığı mağlubiyete ortak arıyor” diye konuştu.