Haseke’nin kuzey kırsalındaki Tel Temr kasabasının eteklerine yönelik yoğun top atışları, günlerce süren sessizliği bozdu. Suriye Demokratik Güçleri’ne (DSG) bağlı milisler, silahları ve askeri üniformaları ile Türk ordusunun ve Ankara’ya bağlı Suriye\'deki muhalif silahlı grupların çeşitli temas hatlarındaki aktif hareketlerini izliyor. Bölgede Türkiye’ye ait silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) uçuşu DSG saflarında paniğe neden oluyor.
Haseke vilayetinin batısındaki Til Temir cephesi, Türkiye’nin operasyonlarını gerçekleştirdiği dört sıcak askeri cepheden biri. Türkiye bu cephede Barış Pınarı (2019) ve Zeytin Dalı (2018) operasyonlarını Washington liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen, DSG kontrolündeki bölgelere karşı yürütmüştü.
Bu cephenin hava sahası, yaklaşık 25 km doğusundaki Til Temir\'e komşu olan Kasrak üssünde bulunan ABD savaş uçakları ile Kamışlo üssünde konuşlanmış Rus kuvvetleri arasında ikiye bölünmüş durumda. Türkiye bu cephede SİHA’lar ile önde gelen Kürt liderleri hedef alan hava saldırıları gerçekleştiriyor.
Bu cephe, bir yanda DSG güçleri, diğer yanda Suriye Milli Ordusu(SMO) ve TSK arasında şiddetli top atışlarına tanık oluyor.
Türkiye, Kürt güçlerinin 30 kilometre derinliğinde ve 440 kilometre uzunluğundaki Türkiye sınır bölgesinden çekilmesini öngören ve Moskova ile Ankara arasında imzalanan Soçi anlaşmasının şartlarının tam olarak uygulanmasını talep ediyor. Anlaşmaya göre DSG güçlerinin söz konusu bölgeden çekilmesinin ardından Rus ordusunun güvencesi ve denetimi altında Suriye rejimine bağlı düzenli kuvvetler yerleştirilecek.
Anlaşmanın Ekim 2019\'da imzalanmasından bu yana, Rus askeri polisi ve Türk sınır muhafızları sınır boyunca 50\'den fazla askeri devriye gerçekleştirdi.
Türk hava saldırıları Ayn el-İsa cephesini de hedef alıyor. Rakka\'nın kuzey kırsalındaki ikinci cephe olan mevzi, Rakka\'daki Özerk Yönetim bölgelerini, Suriye Cezire bölgesini ve Deyr-i Zor\'un doğu kırsalını sanayi bölgesini Halep\'e bağlayan bir bağlantı ve bir ulaşım düğümü oluşturuyor. Bu cephenin Türkiye’nin eline geçmesi DSG’ye ve “Rojava projesine” ciddi bir darbe anlamına gelecek.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed\'e bağlı düzenli güçler ve Rus ordusu, DSG kuvvetleriyle birlikte Ayn el-İsa\'da konuşlandırıldı. İkinci cephe özerk yönetim tarafından yönetilirken hava sahası ise Rus-Türk anlaşmasına tabi.
Rus kuvvetleri için biri şehir içinde, diğeri Tel es-Semen bölgesinde olmak üzere iki üs var. Düzenli kuvvetlere gelince, 3 noktaları ve askeri üsleri var; kuvvetlerinin sayısının ise yaklaşık bin asker olduğu tahmin ediliyor.
Diğer yandan, Til Temir ve Ayn İsa kasabaları yakınlarındaki uluslararası karayoluna (M4) bitişik 20 askeri üsse Türk askeri yerleştirildi.
Uzmanlar ve analistler, Suriye Demokratik Güçleri (DSG) Komutanı Mazlum Abdi\'nin önceki günlerde yaptığı açıklamalara dayanarak, Türkiye sınırı yakınında konuşlandırılan 110 bin savaşçıdan 35 binin DSG’ye bağlı askeri güçler olduğunu tahmin ediyor.
Türk basını, Ankara\'nın ülkenin kuzeydoğusundaki bir askeri operasyona katılması muhtemel 35 binden fazla Suriyeli askeri eğittiğini ileri sürdü.
Sıcak üçüncü cephe ise Halep\'in doğu kırsalında yer alıyor. Bu cephe Kürtlerin çoğunlukta olduğu Kobane, Menbiç ve El-Arima köyünü içeriyor. Bu alanlar iç içedir ve yerel savaşan tarafların ve onları destekleyen bölgesel ve uluslararası müttefiklerin buluşma noktasını oluşturur.
Rus ordusu El-Arima\'daki bir üste konuşlanmış durumdayken, Suriye ordusu Menbiç\'in batı kırsalındaki Es-Sacur hattı boyunca konuşlanmış durumda. Buradaki kuvvetlerin sayısı bilinmiyor.
Tel Rıfat cephesi dördüncü cephe olarak kabul ediliyor ve Halep\'in kuzey kırsalında yer alıyor. DSG tarafından kontrol edilen Tel Rıfat cephesi, Fafin, Ahras ve Kefer Naya beldelerinin yanı sıra Herbel, Şeyh İsa ve Kefer Nasih köylerini de içerir. Halep\'in merkezine 35 kilometre uzaklıktaki nüfusunun çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Afrin kırsalındaki Şirava ilçesi de yine DSG’nin kontrolünde olan yerlerden biri.
Esed güçleri yerleşim bölgesi boyunca yayılmış durumda. Ancak bu yolun idaresi özerk yönetime tabi. DSG’nin kontrolü altındaki bu yol ana yol üzerinde bulunuyor. Ankara ve Moskova, finansal getirilerinden yararlanmak ve Şam ile Türkiye şehirleri arasındaki transit hareketi canlandırmak için bu yolu açmaya çalışıyor.