Irak’taki bir tarih müzesi ve eser kaçakçısı arasında tesadüfen gerçekleşen bir anlaşma, dünyanın en ünlü hikayelerinden olan Gılgamış Destanı’nın bilinmeyen dizelerini ortaya çıkardı.
Yeni ele geçirilen kil tablette, antik Mezopotamya’da yazılan destanın daha önce bilinmeyen bir bölümü bulunuyor. Yeni bulunan bölüm sakin bir yer olduğu düşünülen tanrıların ormanının hem gürültülü hem de renkli bir yer olduğunu gözler önüne seriyor. Yeni dizelerde ayrıca, destanın kahramanlarının çevre bilinci ve yaşadığı iç çatışmalar hakkında da yeni ayrıntılar da yazılı.
2011 yılında, Irak, Süleymaniye’deki Süleymaniye Müzesi, bilinen bir kaçakçıdan 80-90 adet kil tablet satın aldı. Kâr amacı gütmeden internet üzerinden yayın yapan Ancient History Et Cetera’nın haberine göre, Müze, Amerikan işgalinin başından beri Irak’ın tarihi yerlerinden ve müzelerinden kaybolmuş eserleri geri kazanmak için kaçakçılarla bu çeşit anlaşmalar yapıyor.
Tabletin tarihi Süleymaniye Müzesi’ne göre Eski Babil Dönemi’ne (MÖ 2003-1595) kadar gidebilir. Fakat Al-Rawi ve George tabletin biraz daha yeni olduğunu ve Yeni Babil Dönemi’nde (MÖ 626-539) yazıldığını düşünüyor. Tablet destana daha önce bilinmeyen 20 yeni dize ekliyor. Bu dizelerde ormanın nasıl göründüğü ve ormanda nasıl sesler duyulduğuna dair ayrıntılar bulunuyor. Şiirin diğer yeni bulunan dizeleri, destanın diğer kısımlarında gönderme yapılan ayrıntıları doğruluyor. Örneğin tablet, Enkidu ve Humbaba’nın çocukluk arkadaşı olduğunu, ve canavarı öldürdükten sonra kahramanların en azından ormanı yok ettikleri için biraz pişman olduğunu gösteriyor.