Bu yıl bütün dünya, 1 Mayıs’ı insanlığı tehdit eden Covid salgını koşullarında karşılıyor. Daha şimdiden dünyada Corona salgınında yaşamını yitirenlerin sayısı üç milyonu aşarken, virüsün bulaştığı insan sayısı 150 milyona ulaşmıştır.
Kovid 19 salgını aynı zamanda dünyada eş görülmemiş ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlara yol açmıştır. Salgının başlamasından bu yana küresel düzeyde ekonomik faaliyetler durma noktasına geldi. Milyonlarca insan işini kaybetti. Bir o kadarı da gelir kaybına uğradı.
Gerçek şu ki Corona salgını dünyada en çok yoksul emekçileri vurdu. Pandemi süreci dünyadaki sınıfsal eşitsizlikleri daha da derinleştirdi. Bir avuç sermaye çevresi daha da zenginleşirken, milyarlarca insan derin bir yoksulluğa sürüklendi; işini kaybetti ya da gelir kaybına uğradı.
Türkiye’de ve Kürdistan’da Pandeminin sonuçları hiç kuşkusuz daha da yıkıcı oldu.
Pandemi dönemi, hiçbir birikimi ve sosyal güvencesi olmayanlar, günlük yevmiye usulüyle çalışanlar, işten çıkarılanlar, işsizler ve ücretsiz izne çıkarılanlar ile dar gelirli küçük esnaf için büyük bir kâbusa dönüştü. Onlar bir yandan virüse karşı hayatta kalmak, diğer yandan açlık ve işsizlikten ölmemek arasında ölümlerden ölüm beğenmeye zorlandılar.
Türkiye’de zaten yüksek olan işsizlik ve yoksulluk oranı salgından sonra daha da arttı. İşsizlik, yoksulluk ve gelecek korkusu en çok gençleri ve kadınları tehdit ediyor. Türkiye’de işsiz sayısı 20 milyonu aşmış durumdadır. İktidar Pandemi koşullarında işini kaybedenler, zorunlu izne çıkarılanlar ve kepenk kapatmak zorunda kalan esnafa ciddi bir destek sağlamadı. Başka bir ifade ile toplumun geniş bir kesimi bu dönemde hem işinden hem sağlığından oldu.
Bütün bu olumsuz gelişmeler sonucunda intihar olayları her geçen gün artıyor, toplumsal kriz yeni boyutlar kazanıyor.
Kürdistan’da ise Pandemiden sonra sosyal ve insani kriz katmerlendi. 2015 yılı sonrası çatışmalardan ötürü 100 binden fazla esnaf kepek kapatmış, milyonlarca insan işini kaybetmiş ya da daha da yoksullaşmıştır. OHAL koşulları ve çatışma ortamı nedeniyle binlerce insan yerinden göç etmek zorunda kalmıştır. Ekonomik yetersizlik ve internete ulaşamama nedeniyle yüzbinlerce Kürt öğrenci bu koşullarda uzaktan eğitim imkanlarından yoksun kaldı.
İktidarın son döneme artan baskıcı, otoriter ve şoven uygulamaları Türkiye genelinde demokrasinin bütün kırıntılarını ortadan kaldırmıştır. Kürdistan ise siyasi ve askeri operasyonların kesintisiz sürdüğü bir savaş alanına dönüştürmüştür.
Bu koşullarda Türkiye ve Kürdistan’da iş, sağlık, demokrasi ve özgürlük sorunları içiçe geçmiş durumdadır. Toplumun geniş yoksul kesimleri, sayıları milyonlara varan işsizler, ayrımcılığa uğrayan ve her gün katledilen kadınlar, gelecek ümidini yitirmiş gençler, demokrasi, barış ve özgürlük isteyen aydınlar ve bir bütün olarak Kürt halkının önünde bir tek yol vardır;
Bu yıl ki bir Mayıs’ta güçlerini birleştirmek, iş, demokrasi ve özgürlük için daha güçlü bir biçimde haykırmaktır.
Pandemi sürecinin gösterdiği bir gerçek daha var.
İnsanlığın geleceği bir ve ortaktır.
Bu çerçevede yeni bir insanlık ve gelecek anlayışına ihtiyaç var.
Bunun için yeni bir çevre bilinci geliştirilmeli, toplumsal düzeyde eşitlik ilkesi hayata geçirilmeli, tekellerin sınırsız kar hırsı dizginlenmeli, farklılıkların bir arada yaşadığı federal bir sistem dünya genelinde inşa edilmelidir.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Özgürlük ve Demokrasi Mücadelemiz!
30.04.2021
Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK