Bugün 8 Mart Dünya Kadınları Günü'dür. Ve ne yazık ki dünyanın birçok yerinde oldugu gibi, Kürdistan’ın dört parçasında da kadınlar saldırı, baskı ve katliamlara maruz kalmaktadırlar.
Kürt ve Kürdistanlı kadınlar sömürgeci devletlerin saldırılarına maruz kalıyorlar. Birçok kadın da evde, işyerlerinde, sokaklarda ve yaşamın bütün alanlarında erkeklerin saldırılarına uğramaktadırlar.
Bu 8 Mart gününde de, ne yazık ki Kürtler 50 milyonluk nüfuslarıyla hala da dünya bağımsız devletlerleri içinde yerlerini alamamışlar.
Kürdistan toplumunun yarısını oluşturan kadınlar da, Türkiye ve Kürdistan’ın Kuzeyinde Kürtçe anadille eğitim hakından yoksundurlar. Toplumsal, ekonomik, politik yaşama katılım ve hata eğitim hakkı konularında da kadınlar büyük haksızlıklarla karşı karşıyadırlar.
Savaş ve şiddet en çok kadınları etkiliyor. Kürdistan’ın Güney’inde sömürgecilerin isgali altında bulunan Kerkük, Şengal gibi Kürt yerleşim yerlerinde savaş, yıkım ve korku devam etmektedir. Bunun en çarpıcı örneği , halen tüm izleriyle kanayan bir yara olan Ezidi Kürt kadınlarının acılarıdır. Enfal'de on binlerce kadın katledildi, onbinlercesi de dul kaldılar. Bu yaralar daha yıllarca Kürt toplumu üzerinde sosyal ve psikolojik izlerini sürdürecektir.
Kürdistan’ın Güney Batısı'nda(Rojava Kürdistanı) çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu on binlerce Kürt, hayatlarını kurtarmak için Efrin, Girê Sipi, Serê Kaniyê'den göç ederek Kamış’lı , Dêrik ve daha sakin yerlerde yarı yıkılmış, çadırlarda ve derme çatma yapılarda yaşamlarını sürdürmektedirler. Nüfusun yarısına yakını kendi ülkelerinde, işsiz, elektriksiz, susuz ve hastahanesiz muhacir/multeci olarak yaşıyorlar. Bu güç şartlardan yine en büyük payı kadınlar alıyor ve şidete maruz kalıyorlar.
Kürdistan’ın Doğusunda sadece günlük yaşamda değil, Iran Devleti'nin anayasasında ve kanunlarında da erkek ve kadın kanunları olarak ikiye ayrılmıştır. Malesef İran kanunlarında kadın ve erkek eşitliği sadece darağaçlarında vardır; kadınlar da erkekler gibi idam edilirler.
Biz bugün, ezilen bir cinsiyet olarak diyoruz ki 8 Mart kadın özgürlük bayrağının yükseldiği gün, Kurdistan özgürlük bayrağının yükseldiği gün olsun.
Bugün hem baskı altındaki bir cins, hem de Kürt ve Kürdistan toplumunun bir parçası olarak, karşı karşıya oldugumuz şiddet, taciz, haksızlık ve zulme karşı, özgürlük , eşitlik ve adaletin değerli sesini yükseltiyoruz.
Biz kadin olarak yaşadığımız toplumun bir parçasıyız ama eşitlikten ve birçok haklarımızdan yoksun bir parçayız. Biz yaşamın her alanında, örgütlü ve özel çalışmalarımızla her türlü cinsiyet ayrımcılığına ve haksızlıklara karşı sesimizi yükselteceğiz. Mücadele edeceğiz.
Bilmemiz gerekir ki, kadın özgürlüğü, insanlık tarihinde birçok özgürlük kapısının anahtarı olmuştur. Herkesten önce biz kadınların bunu bilmesi gerekiyor.
Kadın, bütün değer, gelenek, dil ve kültürlerin ilk halkasıdır. Kadın dünün , bugünün ve yarının arasındaki köprüdür.
Kadının özgürlüğü bütün toplumsal etnik, cins, din, mezheb topluluklarının özgürlük katalizörüdür.
Biz örgütlü kadınlar, eşit, özgür ve örgütlü bir ulusun teminatı olduğumuzu düşünüyoruz.
Kürt kadınları her zaman sömürgeci devletlerin birinci hedefi olmuşlardir. Fakat Kürt kadınları hiç bir zaman baş eğmemişlerdir. Bütün Kürt savaş ve direnişlerinde yeralmışlar ve direnmişlerdir.
Biz Kürt ve Kürdistan kadınları olarak, Güney Kürdistan’daki federe devlet kazanımlarını ve Güney Batı Kürdistan'daki kazanımları sahiplenmeyi ve korumayı milli bir vazife ve vatanseverlik olarak biliyoruz.
“Kürdistan'a Özgürlük ; kadınlara ve bütün halkımıza da Kürdistan'da özgürlük ” diyoruz.
Biz bu duygularla bütün dünya ve Kürdistan kadınlarının 8 Mart'ını kutluyoruz.
Biz kadınız, güçlüyüz ve yapabiliriz!
08.03.2021
Kürdistan Özgürlük Partisi- PAK Kadın Komisyonu