Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Türkiye’de 31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçim sonrası Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ile MHP’nin itirazı üzerine, İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine karar verdi.
İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine karar verildiği gün PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajların paylaşılması, kamuoyunda bazı tartışmaları da beraberinde getirdi.
Öcalan’la görüşme bazı çevrelerce İstanbul seçimlerinde AK Parti’ye destek olarak yorumlandı.
23 Haziran’da yenilenecek olan seçimde Kürt seçmenin tercihi en çok merak edilen konuların başında geliyor.
K24’e değerlendirmelerde bulunan A&G Araştırma şirketi sahibi Adil Gür, İstanbul’da Kürt seçmen ile HDP seçmeni diye tasnif yapmak gerektiğini ifade ederek, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Sultanbeyli, Arnavutköy, Gaziosmanpaşa, Sultangazi ve Bağcılar gibi birçok yerde AK Parti’nin kazandığını söyledi.
İstanbul’daki bütün Kürtlerin HDP’ye oy vermediğini belirten Gür, önemli bir kısmının AK Parti’yi de desteklediğini vurguladı.
Gür şu değerlendirmede bulundu:
“HDP’ye daha önce oy veren Kürtlerin büyük çoğunluğu 31 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’na verdiler. Her ne kadar kamuoyunda farklı söylentiler olsa da HDP yine bu seçimde İmamoğlu’nu destekleyeceğini açıkladı. Ama HDP’nin Kürt seçmeninin yüzde yüzü İmamoğlu’na oy vermemiştir. Binali Yıldırım’a da oy verenler olmuştur. Bunun dışında sandığa gitmeyen HDP’liler de var. Aynı şekilde AK Parti ve diğer partilerden de sandığı gitmeyen seçmen var. Durum çok homojen. Elimizdeki veriler bunu gösteriyor. İstanbul’daki ilçelerin seçim sonuçları birbirine benziyor. Ben bu seçimde de HDP seçmeninin çok büyük bir çoğunluğunun İmamoğlu’na oy vereceği kanaatindeyim. AK Parti’nin bu dönemde HDP seçmeninden daha çok İmamoğlu’na giden merkez sağ seçmeni, İYİ Parti ve az ya da çok MHP seçmeni veya kendisinden giden AK Parti seçmenini etkilemeye yönelik bir kampanya yürüteceğini düşünüyorum.”
AÇILIMLAR OLUR MU?
AK Parti’nin İstanbul’daki Kürt seçmenin oylarını alması için Kürt sorununa yönelik adımlar atması gerektiğini vurgulayan Gür, şöyle devam etti:
“AK Parti’nin, İmamoğlu’na oy veren HDP’nin Kürt seçmenini kendisine çekebilmesi için Kürt sorununun çözümü, Kürtlerin sosyal ve kültürel haklarıyla ilgili birtakım açılımlar yapması lazım. Ama böyle bir ortamda AK Parti’nin böyle bir şeye yapmasını mümkün olmadığını görüyorum. AK Parti’nin içerisinde bulunduğu MHP ittifakı dikkate aldığımızda yapsa bile bunun faydadan çok zararını görecektir. Böyle bir ittifak içerisinde böyle bir dönemde Kürtlerle ilgili açılım yapmak AK Parti için intihar olur.”
ÖCALAN’IN MESAJLARI VE MHP
Öcalan’ın mesajlarının AK Parti’ye destek şeklinde yorumlandığı tartışmalarıyla ilgili ise Gür şu değerlendirmeyi yaptı:
“Şimdi KCK, Kandil ve HDP’nin açıklamalarına baktığım zaman İmamoğlu’nu destekleyeceklerini söylüyorlar. Ben Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesini, ‘HDP seçmeninin oylarını alması için hükümet bilerek avukatları görüştürdü ondan sonra yeni bir açılım ya da barış süreci başlatacak’ şekilde yorumlamıyorum. Çünkü AK Parti milliyetçilerle ittifak yapmış. Yani MHP ile ittifak yapılmış bir dönemde yeni bir sürecin başlaması mümkün mu? AK Parti Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olur. Onun için Öcalan’ın mektubu var. Belki Öcalan daha ılımlı ama konuşulanlar sadece laftır."
Gür konuşmasını şöyle sürdürdü: "İddia ediyorum Öcalan, ‘İstanbul’da AK Parti’yi destekleyin’ desin AK Parti 10 puan kaybeder. Çünkü İstanbul’da yüzde 22-23 oranında Kürt seçmen var. Bu oyların yarısını AK Parti, yarısını da HDP alıyor. Ama bu açıklamada büyük çoğunluğu olan milliyetçileri AK Parti’den uzaklaştırma riski var. Onun için 23 Haziran seçimine giderken AK Parti’nin, Öcalan ya da HDP ile bir temasının olmasının, olumlu bir durumdan ziyade olumsuz bir duruma neden olacağını düşünüyorum.”
