Neçirvan Barzani: PKK'nin silah bırakması teslimiyet anlamına gelmez

Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, hükümet kurma müzakerelerinden Rojava ve Suriye meselesine, Türkiye’deki yeni çözüm sürecinden Amerika ile ilişkilere birçok konuda Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

18.02.2025, Sal - 18:43 [ Güncellenme: 18.02.2025, Sal - 18:52 ]

Neçirvan Barzani: PKK'nin silah bırakması teslimiyet anlamına gelmez
Haberi Paylaş

Suriye’deki gelişmelere ilişkin bir soruyu yanıtlayan Başkan Neçirvan Barzani, “Bizim görüşümüz, Suriye’nin geleceğinde tüm bileşenlerin yer alması gerektiğidir. Bu çerçevede, Kürtler için de mesajımız nettir: Birlik içinde hareket ederek Şam’da siyasi sürece katılmalıdırlar. Kendilerini misafir gibi değil, bu ülkenin asli sahipleri olarak görmelidirler” dedi.

Kürdistan Bölgesi’nin Rojava’daki rolüne ilişkin de açıklamalarda bulunan Neçirvan Barzani, “Suriye Dışişleri Bakanı'yla yaptığım görüşmede, yeni Suriye'nin sivil bir Suriye olması ve herkesin, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar, Aleviler ve Dürziler dahil, bu ülkenin geleceğinde kendilerini görebilecekleri bir Suriye olması gerektiğini vurguladık. Suriye tek bir ideolojiyle yönetilemeyecek bir ülkedir. Suriye çok uluslu, çok dilli ve farklı kültürlere sahip bir ülkedir. Herkesin kendini Suriyeli vatandaş olarak görmesi gerekiyor, yani Suriye'nin böyle yönetilmesi gerekiyor. Suriye asla tek bir ideolojinin kendini dayatmasıyla yönetilemez” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de Devlet Bahçeli’nin çağrısı sonrası başlayan süreç hakkında da konuşan “Neçirvan Barzani, Türkiye’de ciddi bir süreç başladı. Geçtiğimiz dönemde Ankara’da bu konuyla ilgili birçok görüşme gerçekleştirdik ve bizim değerlendirmemize göre bu, hem Türkler hem Kürtler hem de Türkiye’de yaşayan tüm halklar için olumlu ve ciddi bir süreçtir. Şu an mesele, bundan sonra neler yapılacağıdır. Biz, Sayın Abdullah Öcalan’ın bir mesaj vermesini bekliyoruz ve bu mesajın ardından özellikle PKK’nin bu çağrıyı dikkate alması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Öcalan’ın mesajına olumlu yanıt vermek, Kürtlerin de faydasına olacaktır” dedi.

Kürdistan Bölgesi ile ABD arasındaki ilişkileri değerlendiren Başkan Neçirvan Barzani, “Başkan Trump’ın genel politikasına baktığımızda, dünya genelinde barışı sağlamak istediğini net bir şekilde görebiliyoruz. Bana göre, Başkan Trump bu mesajı birçok kez dile getirdi. Kendisi, savaşlara son vermek ve her yerde barışı sağlamak istediğini açıkça ifade etti. Bu mesajın kendisi bile büyük bir saygıyı ve takdiri hak ediyor. Çünkü Amerika, dünyanın en büyük süper gücü ve gerçekten küresel ölçekte etkili bir rol oynayabilir” şeklinde konuştu.

Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani Rûdaw muhabiri Ala Şali’nin sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Sayın Başkan, öncelikle bize bu fırsatı tanıdığınız için teşekkür ederiz. Münih Güvenlik Konferansı’nda önemli görüşmeler gerçekleştirdiniz. Bu görüşmeler Kürdistan Bölgesi’ne uluslararası desteğin artmasına katkı sağlayacak mı? 

Neçirvan Barzani: Münih Güvenlik Konferansı, protokol kurallarından uzak bir ortamda birçok önemli isimle görüşme fırsatı sundu. Kürdistan Bölgesi’nin durumu, Irak’ın genel gidişatı ve bölgesel konular üzerine dostlarımızla açık bir şekilde konuşabildik. Bu, her yıl tekrarlanan ve bizim için büyük önem taşıyan bir fırsat. Görüşmelerimizde Kürdistan Bölgesi’nin rolünü ve karşı karşıya olduğu meseleleri dünya liderleriyle değerlendirme imkânı bulduk. 

Rûdaw: Sizce Kürdistan Bölgesi’nin dünya ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek için uygun bir zemin var mı? 

Başkan Neçirvan Barzani: Bence evet, böyle bir fırsat var. Dünya ülkeleri, Kürdistan Bölgesi'ne büyük bir önem ve değer veriyor. Irak çerçevesinde, hem kendisine hem de Irak'a katkı sağlayabilecek, bölgede önemli bir rol oynayabilecek güçlü bir Kürdistan Bölgesi görmek istiyorlar. Bence bu, Kürdistan Bölgesi için önemli bir fırsattır ve gerçekleştirdiğimiz görüşmelerden de anlıyoruz ki, Irak çerçevesinde Kürdistan Bölgesi’ne büyük bir değer verilmektedir.

Rûdaw: Amerikalı ve Avrupalı yetkililer, Ortadoğu’nun durumu hakkındaki görüşlerinizi dinlemenin onlar için çok önemli olduğunu söylediler. Görüşmelerinizde veya toplantılarınızda en çok hangi konular ele alındı?

Başkan Neçirvan Barzani: Bu yıl Suriye konusunda birçok görüşme gerçekleştirdik. Suriye’deki gelişmeler ve mevcut durum hakkındaki görüşlerimizi ilgili taraflarla paylaştık. Bu kapsamda, Avrupa ülkeleri, Amerika ve Ortadoğu’daki diğer aktörlerle görüşmeler yaptık. Suriye, toplantılarımızın birinci gündem maddesi ve en öncelikli konusuydu, çünkü bölgenin genel istikrarı açısından büyük önem taşıyor.

Rûdaw: Tüm dünya ülkeleri şu anda Suriye’de nasıl bir siyasi yapı veya yeni bir yönetim oluşacağını anlamaya çalışıyor. Bu yüzden Kürtlerin görüşleri onlar için önemli. Görüşmelerinizde ülkelerle daha çok hangi konular üzerinde durdunuz?

Başkan Neçirvan Barzani: Öncelikle, Suriye halkı bugüne kadar yaşadıklarından çok daha iyi bir yaşamı hak ediyor. Son yıllarda büyük zorluklar ve acılar yaşadılar. Şimdi, hem barışın sağlanabileceği hem de bölgedeki huzur ve istikrarın korunabileceği bir fırsat doğmasını umuyoruz. Biz de bu yönde bir talebimiz olduğunu her zaman dile getiriyoruz. Suriye’de şu anda bulunan güçlere baktığımızda bir umutsuzluk görebiliyoruz, ancak söylediklerine ve odaklandıkları konulara dikkat ettiğimizde, Suriye’nin geleceğine dair büyük bir umut da hissediliyor. 

Bizim görüşümüz, Suriye’nin geleceğinde tüm bileşenlerin yer alması gerektiğidir. Bu çerçevede, Kürtler için de mesajımız nettir: Birlik içinde hareket ederek Şam’da siyasi sürece katılmalıdırlar. Kendilerini misafir gibi değil, bu ülkenin asli sahipleri olarak görmelidirler. Onlara en başından beri söylediğimiz şey, en kısa sürede yeni Suriye’nin bayrağını taşımaları gerektiğidir. En kısa zamanda Şam’a giderek sürece dâhil olmalı ve bizim deneyimlerimizden ders çıkarmalıdırlar. Biz 2003 yılında Bağdat’a birlik içinde gittik ve ortak hareket ederek önemli kazanımlar elde ettik. Belki her istediğimizi elde edemedik, ancak ilk kez Irak Anayasası yazıldı ve 1970’ten ya da 13 Mart Anlaşması’ndan sonra birçok şey resmî bir statü kazandı. Bu, Kürt güçlerinin birlik içinde hareket etmesi sayesinde gerçekleşti. Aynı şeyi Suriye’deki Kürt kardeşlerimize de söyledik. Dedik ki: “Gitmeli, çaba göstermeli ve yeni Suriye’nin bir parçası olmalısınız.” Davranışları, bir misafir gibi değil, bu ülkenin gerçek sahipleri gibi olmalıdır.

Rûdaw: Siz burada Suriye Dışişleri Bakanı'yla görüştünüz. Bu toplantıda Rojava’nın ve Suriye'deki Kürtlerin geleceği konusunda iyimser misiniz? Burada Kürdistan Bölgesi'nin rolü ne olacak?

Başkan Neçirvan Barzani: Bizim rolümüz yardımcı olmak olacak. Suriye Dışişleri Bakanı'yla yaptığım görüşmede, yeni Suriye'nin sivil bir Suriye olması ve herkesin, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar, Aleviler ve Dürziler dahil, bu ülkenin geleceğinde kendilerini görebilecekleri bir Suriye olması gerektiğini vurguladık. Suriye tek bir ideolojiyle yönetilemeyecek bir ülkedir. Suriye çok uluslu, çok dilli ve farklı kültürlere sahip bir ülkedir. Herkesin kendini Suriyeli vatandaş olarak görmesi gerekiyor, yani Suriye'nin böyle yönetilmesi gerekiyor. Suriye asla tek bir ideolojinin kendini dayatmasıyla yönetilemez. Suriye Başkanı Sayın Ahmed Şara'nın görüşlerinden gördüğümüz kadarıyla, gerçekten Suriye'nin sorunlarını ciddi şekilde çözmek istiyor. Eğer gerçekten politikaları Suriye ve ülke sorunlarının çözümüne odaklanmışsa, desteklenmeyi hak ediyor diyebilirim, sadece durup izlememek gerekir. Yardımcı olmalıyız, çünkü bence bu Suriyeliler için büyük bir şans ve eğer kaçırılırsa, Suriye'de bunun yerini neyin alacağı belli değil.

Rûdaw: Duyduğuma göre Suriye ve Rojava'daki ateşin daha fazla yayılmaması konusunda önemli bir rolünüz olmuş.

Başkan Neçirvan Barzani: Bu, bizim için Kürdistan Bölgesi’nde doğal bir durumdur. Suriye’de yaşananlar bizi gerçekten şoke etti. Üstelik bunun sadece bizim için değil, hatta bizzat Sayın Ahmed Şara ve ekibi için bile büyük bir şok olduğunu düşünüyorum. Olayların bu kadar hızlı gelişmesi herkesi şaşırttı. 

Bizim bu süreçteki öncelikli rolümüz, Kürtleri bu ateşten nasıl koruyabileceğimiz oldu. Özellikle Türkiye, ABD ve Avrupa ülkeleriyle sürekli iletişim hâlinde kalarak, Kürtlerin zarar görmesini önlemeye çalıştık. İlk günlerde tüm odağımız Kürtleri nasıl koruyabileceğimizdi. Bu süreçte bir rol üstlenerek üzerlerindeki baskıyı azaltmada başarılı olduğumuzu düşünüyorum. 

İkinci aşama ise, daha önce de belirttiğim gibi, Kürtlerin yeni Suriye’de nasıl yer alacaklarıdır. Şimdi onların Şam’a giderek yeni hükümetin oluşum sürecinin bir parçası olmaları gerekiyor.

Rûdaw: Gördüğünüz gibi İmralı heyeti şu anda Erbil'de. Yarın sizinle görüşecekler. Siz de burada Türkiye Dışişleri Bakanı'yla görüştünüz. Bu süreç bu sefer barışla sonuçlanacak mı?

Başkan Neçirvan Barzani: Türkiye’de ciddi bir süreç başladı. Geçtiğimiz dönemde Ankara’da bu konuyla ilgili birçok görüşme gerçekleştirdik ve bizim değerlendirmemize göre bu, hem Türkler hem Kürtler hem de Türkiye’de yaşayan tüm halklar için olumlu ve ciddi bir süreçtir. Şu an mesele, bundan sonra neler yapılacağıdır. Biz, Sayın Abdullah Öcalan’ın bir mesaj vermesini bekliyoruz ve bu mesajın ardından özellikle PKK’nin bu çağrıyı dikkate alması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Öcalan’ın mesajına olumlu yanıt vermek, Kürtlerin de faydasına olacaktır. Süreç oldukça net. PKK’nin silah bırakması gerekiyor. Ancak bu, bir “teslim olma” anlamına gelmiyor. Burada mesele, artık silahlı mücadelenin ve askeri gücün Türkiye’deki Kürt meselesini çözemeyeceğidir. Eğer bir Kürt sorunu varsa, bu sorun Türkiye içinde diyalog yoluyla çözülmelidir.

Biz, PKK’nin Sayın Öcalan’ın çağrısına olumlu yanıt vermesini destekliyoruz. Bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için bize düşen her türlü rolü üstlenmeye hazırız. Kürdistan Bölgesi olarak, bize verilen her görevde barış sürecine katkı sunmaya hazır olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz.

Rûdaw: Şimdi tüm ülkeler Trump yönetiminin ne yapmak istediğini bilmek istiyor. Siz ABD Dışişleri Bakanı'yla görüştünüz, size ABD yönetiminin Kürtlere ve Kürdistan Bölgesi'ne yönelik yeni politikasının nasıl olacağını söylediler mi?

Başkan Neçirvan Barzani: Biz bu konuda ayrıntılara fazla girmedik, çünkü ABD Dışişleri Bakanı henüz bu görevde çok yeni. Ancak Başkan Trump’ın genel politikasına baktığımızda, dünya genelinde barışı sağlamak istediğini net bir şekilde görebiliyoruz. Bana göre, Başkan Trump bu mesajı birçok kez dile getirdi. Kendisi, savaşlara son vermek ve her yerde barışı sağlamak istediğini açıkça ifade etti. Bu mesajın kendisi bile büyük bir saygıyı ve takdiri hak ediyor. Çünkü Amerika, dünyanın en büyük süper gücü ve gerçekten küresel ölçekte etkili bir rol oynayabilir.

ABD Başkanı, politikalarının temel hedefinin her ülkede barışın sağlanması olduğunu söylüyor. Bu nedenle, hepimiz bu barış girişimini desteklemeli ve savaşların sona erdirilmesi için ciddi çaba göstermeliyiz.

Rûdaw: Sayın Başkan, burada Bafel Celal Talabani, Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı'nı gözdük. Siz onula görüştünüz mü?  

Başkan Neçirvan Barzani: Evet, bir görüşmemiz oldu ve konuştuk, bizi yemeğe de davet etti ve birlikte oturup gelecek hükümetin kurulmasını, nasıl birlikte çalışabileceğimizi konuştuk. Sayın Bafel'le çok olumlu ve iyi bir görüşmemiz oldu.   

Rûdaw: Şu anda ilişkileriniz nasıl?     

Başkan Neçirvan Barzani: Şu anda ilişkiler iyi. Biz KYB ile Kürdistan Hükümeti'nin onuncu kabinesini nasıl kuracağımız konusunda çok ciddi bir diyalog içindeyiz. Her şeyden önce bizimle KYB arasındaki ilişki ve ortaklığın nasıl olacağını, hem onlar hem bizim hem de Kürtler için önemli olan prensipleri yazıya döküyoruz. Bu prensipler üzerinde ciddi bir diyalog içindeyiz ve eğer bu hazırlanıp her iki tarafça imzalanırsa, onuncu kabineyi kurmaya doğru gideceğiz.

İlişkilerimiz genel olarak endişe verici değil. İki farklı parti olarak farklı görüşlerimiz var, ama Kürdistan Bölgesi'nin hedeflerini amaçlayan iki parti olarak, sanırım onlar da Kürdistan Bölgesi'nin konumunu ve çıkarlarını gözetmeyi amaçlıyor, biz de aynı şekilde. Birlikte çalışma fırsatı var. Biz her zaman birliktelikte başarılı olduk. Ayrılıkta değil. Biz birlikte olmadığımızda hiçbir şey yapamadık, onlar da yapamadı. Bu yüzden sonuçta birbirimizi kabul etmeli ve Kürdistan Bölgesi için daha iyi bir gelecek için çalışmalıyız.

 

Bu haber toplam: 7665 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:14:30
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x