Taşeron ekonomisiyle merhametsiz büyüme-Fuat Keyman
7 Mayıs günü.. Van’dayım bir konuşma için. Kaldığım otelden taksiyle kent merkezine gidiyorum.
Sokaktaki insanlarla \'çözüm süreci\'ni konuşmak istiyorum.
Van depreminde de Soma katliamı gibi çok insanımızı kaybetmiştik.
Depremde, kader ya da fıtrat değil, binalar öldürmüştü insanlarımızı. Hatta, deprem sonrası kurtarma çalışmaları için Van’a gelmiş bir Japon vatandaşı da kaldığı otelin deprem sonrası günlerde yıkılmasıyla hayatını kaybetmişti.
Yeri gelmişken söyleyeyim: Sarıyer Belediyesi (CHP), örnek bir davranışla ölen Japon vatandaşının anısına bir park yaptırdı. Güzel şeyler de oluyor ülkemizde.
AK Parti hükümeti çok yatırım yaptı Van’da deprem sonrası. Taksiyle kente giderken bile görebiliyorsunuz yatırımın boyutunu.
Taksiciye soruyorum: Nasıl oldu da bu kadar yatırıma rağmen, 30 Mart yerel seçimlerini BDP kazandı Van’da?
İyi bir ekonomist gibi yanıt veriyor: “Taşeronun kazandığı yatırım. Diyelim AKP 15 yatırdı. 10’unu taşeron kazanıyor. 3’ü partinin yakınlarına gidiyor. En fazla 2’si Van halkına kalıyor. 15’in sadece 2’sini gören halk da niye AKP’ye versin, BDP’ye veriyor oyunu. Abi, her zaman taşeronlar, zenginler kazanır. Fakirler kaybeder. Savaş zamanında da öyleydi. Asker, PKK, fark etmez, fakir çocuklar her iki taraftan öldü. Her iki tarafın zenginlerine bir şey olmadı. Onlar göz yaşı dökmediler. Fakir aileler göz yaşı döktü. Depremde de fakirler öldü. Şimdi de yatırımdan nasibi taşeronlar ve zenginler alıyor, fakirlere bir şey kalmıyor.”
Vanlı taksi şoförü her şeyi net açıklıyor. Taşeron ekonomisi yatırımın kazananı.
Soma’da da şimdi aynı gerçekle karşı karşıyayız.
Taşeron ekonomisi, taşeronlar, 300’den fazla madencimizin ölümüne neden oldular. 300’den fazla aileyi acıya gömdüler. Ölümler bile bile geldi.
Kader, fıtrat değil, taşeronlar, patronlar, Soma’daki ölümlerin asıl nedeni; işçi, darama, baca, ayak taşeronları.
Son yıllarda, iş kalkınma ve ekonomik büyümeye gelince ismindeki adaleti unutan AK Parti de taşeron ekonomisine verdiği destekle siyasi sorumlu Soma’da yaşanan katliamdan.
AK Parti, Soma sonrası ne yapacak? Adaleti hatırlayacak mı? Sorumlu davranacak mı?
Umutsuz olmak için çok sebep var. Gezi, HES’ler, madenler, inşaat, tersaneler, AVM, havaalanı; hepsinde de AK Parti kalkınmayı adalete tercih etti. İsmindeki adalet yere düştü. Her şey kalkınma ve büyümeyle açıklandı, meşruiyet kazandı.
Her bir örnekte eleştiri ve protestoya çok sert tepki verildi. AK Parti, taşeron ekonomisi ve merhametsiz büyüme yanında yer aldı.
Soma’da Başbakan’ın Müşaviri Yusuf Yerkel’in, ölümler sonrası üzgün ve kızgın olan insanlara empati göstermek yerine, yere düşmüş bir protestocuyu tekmelemesi; hâlâ işine devam etmesi, hatta Başbakan Danışmanı Yalçın Akdoğan tarafından haklı görülmesi, merhametsiz büyümenin yanında olmanın açık bir göstergesi değil mi?
Soma’da, taşeron ekonomisi-merhametsiz büyüme-AK Parti ilişkisi, yurtdışı basında da Yerkel’in tekmesiyle sembolleşiyor. Tekmeyle ilgili fotoğraflar, hatta karikatürler yayımlanıyor.
Berlin’deyim bir toplantı için. Bu yazıyı oradan yazıyorum. Dünyanın farklı yerlerinden gelmiş çoğu katılımcı Soma faciasını soruyorlar. Hepsi ölen madencilerimiz ve aileleri için üzgün. Çoğu, Yerkel’in tekmesini de soruyor. Şaşkınlar, inanması güç onlar için.
Benim içinse açıklaması olmayan, yüzümün kızardığı bir tekme.
Biliyorum, AK Parti içinde de adalet kaybına üzülenler çok sayıda.
Türkiye’nin geleceği ve istikrarı, kalkınma kadar, hatta daha fazla adalet ve vicdanda yatıyor.
Taşeronlara karşı net tepki verme ve adaleti hatırlama zamanı gelmedi mi?
Bu ara, Almanya’da tüm partiler, -Türkiye dostları dahil- Başbakan Erdoğan’ın cumartesi Köln’e gelip, stadyumda konuşmasından çok rahatsız. Seçim mitingi olarak algılıyorlar. Resmi ağızlardan, “Gelmese daha iyi” türü açıklamalar yapılıyor. Nereden nereye? Üzücü. Yurtdışında Türkiye konuşmak, giderek zorlaşıyor.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 14388 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:16:03:35