Erdoğan, Twitter’ı da kapattı.
Artık sözü uzatmak gereksiz.
Erdoğan kendi diktasının peşinde.
Kendi tek adamlığının peşinde.
Demokrasi, onun kitabında yazmıyor.
Özgürlük, onun kitabında yazmıyor.
Hukukun üstünlüğü, onun kitabında yazmıyor.
Yargı bağımsızlığı, onun kitabında yazmıyor.
Kuvvetler ayrılığı, onun kitabında yazmıyor.
Özgür medya, onun kitabında yazmıyor.
Demokrasiyi demokrasi yapan hiçbir değer, Tayyip Erdoğan’ın kitabında yok.
Twitter’ı da bunun için kapattı.
Kendi iktidarının ürünü olan yolsuzluk ve hırsızlık düzeni aydınlanır diye korkuyor demokrasiden.
Yolsuzluk ve hırsızlıkların hesabı kendisinden sorulacağı için korkuyor demokrasiden.
Yüce Divan korkusu, Erdoğan’ın demokrasi korkusunu derinleştiriyor.
Twitter’ı kapatması da demokrasi korkusundan kaynaklanıyor.
Erdoğan’ın şu sözlerini hiç unutmayın:
“Twitter’ın mivitırın kökünü kazıyacağız. Uluslararası camia şöyle der böyle der, hiçbiri ilgilendirmez. Bunun özgürlükle mözgürlükle ilgisi yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücünü göstereceğiz.”
Erdoğan bu açıklamasını yaptı ve dün gece ‘bağımsız’ kurum ve mahkemelerden kapatma kararı çıktı.
Bu, Erdoğan’ın ‘darbe süreci’dir.
Twitter’ı karartarak, 17 Aralık’la birlikte başlattığı kendi ‘darbe süreci’nde son derece gözü kara bir adım atmış oldu.
Erdoğan’ın bu ‘darbe süreci’nde yeni HSYK kanunuyla yargıyı neden kendine bağlı hale getirdiği şimdi daha iyi anlaşıldı.
Yeni internet kanunuyla internetin dilini neden kesmeye yeltendiği şimdi daha iyi anlaşıldı.
Bunun adı, demokrasi korkusudur.
Bunun adı, özgürlük korkusudur.
Evet, Erdoğan kendi diktasının peşinde.
Evet, Erdoğan kendi tek adamlığının peşinde.
Gözü kara!
Ama başaramayacak.
Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Ellerinin üstünde demokrasi ve özgürlük bayrağını yükseltenler, Tayyip Erdoğan’ın bu ülkede demokrasi ve özgürlüğü çalmasına asla izin vermeyecek.
Demokrasi hırsızlığına hayır!
Özgürlüklük hırsızlığına hayır!
Erdoğan’ın diktasına karşı olanların ayağa kalkma zamanıdır, sesini yükseltme zamanıdır!