Eski Aydınlıkçı Ahmet Nesin Kime Çalışıyor? Ne Yapmak İstiyor?

Ahmet Nesin, 4 Eylül tarihinde benim de yıllarca çalıştığım Özgür politika gazetesinde “MİT, İstihbarat örgütü oldu” başlıklı MİT-İstihbarat konulu bir yazı yazmış. Yazısında bilinçli ve aslı olmayan iddialarda bulunmuş. Bu açıdan tekzip hakkımı kullanıyorum.

05.09.2017, Sal - 08:42

Eski Aydınlıkçı Ahmet Nesin Kime Çalışıyor? Ne Yapmak İstiyor?
Haberi Paylaş

Yazısında güya Fatih Sayan’ın eşinin itiraflarından bana dair bölüm şöyle imiş “Fatih’le beraber Kürt derneklerine gidiyorduk. Benim de Kürt kadınlarıyla içli dışlı olmamı istiyordu. Daha sonra Cenevre’ye gittik. Cenevre’de Aydın Dere’yle görüşmemiz gerekiyordu, onun yanına gitmek için çok kolay bir yol denedik ve başarılı oldu. Cenevre’de Aydın Dere bizi evinde misafir etti, orada oldukça uzun zaman kaldık ve daha sonra ayrıldık”.

Bu iddialar tamamen yalandır. Ahmet Nesin hâlâ eski ortağı olduğu MİT’in AYDINLIK gazetesin çizgisinde planlı çarpıtılmış bir yalan iddiada bulunuyor.

Olay şundan ibaret: Ferda Çetin’in bana 09.02.2017 tarihinde kardeşim aracılığı ile gönderdiği ses kasetinde muhbir Fatih Sayan’ın eşi konuşuyor. Bu ses kaseti bende ve bunu kamuoyu ile paylaştığımı, bana dönük planlanmış bir komplonun ve Doğu Perinçek’in eski iş ortağı-çalışanı Ahmet Nesin‘in burada nasıl bir rol oynadığını ya da oynatıldığını göreceksiniz. Ferda Çetin’in bana gönderdiği ses kaseti ile birlikte, kardeşime “Aydın Dere bazen bize karşı yazılar yazıyorsa da MİT onu Türkiye’ye çekmek istiyor, kendisine dikkat etsin“ diyor. Doğrusu uyarıldığım için o dönem teşekkür ettim Ferda Çetin’e. Şimdi bendeki Fatih Sayan’ın eşinin itiraf kasetindeki bana ait bölümü özce şöyle “Dernekler Federasyonu Başkanı Yüksel Koç’un evine gittik, sonra KNK’de Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar ile röportaj yaptık sonra İsviçre’de Tv programı yapmak istiyorduk, orada kimseyi tanımıyorduk. Onunla röportaj yapmak bahanesi ile Aydın Dere ile tanıştık. Gazeteci-yazar Aydın Dere ile röportaj yaptık. Sonra Aydın Dere’yi TV’de (İMC) program yaptırmak bahanesi ile onu kandırıp Türkiye’ye çekmek istedik ama ne yapıp yapıp bi türlü Aydın Dere’yi Türkiye’ye çekemedik, o çok uyanık davrandı. Daha önce Türkiye’ye gidiyormuş fakat sahte pasaportlarla gidiyormuş. Çünkü bir zamanlar PKK, İsviçre’de terör listesine alınmak isterken Aydın Dere İsviçreli Bakan arkadaşlarıyla PKK’nin terör listesine alınmasını engellemiş. Aydın Dere’yi Türkiye’ye çekip tutuklatmak istiyorduk.

Ferda’nın sözlü mesajında da beni Türkiye’ye çekmek için MİT onlara 20 bin Avro verecekmiş. (Fiyatımız da bayağı ucuzmuş) Ses kasetini yayınladıktan sonra bu oyunun kimler tarafından hangi amaçla yapılmak istendiği anlaşılacaktır.

Hiçbir yazılı hukuku olamayan Kürd Hareketi'nin olay ve olgulara hukuksal açıdan bakmasını bekleyemeyiz fakat hani biraz akıl, mantık, yiğitlik mertlik ve vicdan vardır. Dur durak bilmez kanlı ve kör bir savaşın girdabında MİT’in itin cirit attığı bir ortamdayız. Kendi iç sorunlarından kaynaklı 20 bin kadrosunu "Hain" ilan eden bir yapıda çok şey mümkündür. Ben İsviçre vatandaşı, firması, işi gücü olan, yıllardır yazarlık yapan, halkının acılarını yazan, konferanslar veren, Birleşmiş Milletler’de konuşma yapan, Kürd ulusal hareketini yıllarca destekleyen biriyim. Yaptıklarım ve yazdıklarım kamuoyunca biliniyor. Fakat son yıllarda Güney Kürdistan’da halkımızın bağımsızlık çabalarını yazınsal ve düşünsel aktif destekleyen biri olarak hedef seçildim... Fakat nafile.

Ahmet Nesin’in “Aydın Dere benimle röportaj yapmak istedi“ demesi de tamamen bir yalandır. Gazetecilik yaşamım boyunca bu kalitede hiç kimse ile röportaj yapmadım; hatta onun Aziz Nesin’in oğlu olmasına bile şaşmış, kültür ve bilgi düzeyine de acımıştım. Ahmet Nesin ile Birleşmiş Milletler’in Önündeki mitingde tanıştım. Kentimize kadar gelmişken evde dostlarla bir yemek davetiyemiz vardı. Bir dostluk jesti yapıp o‘nu da davet ettim, fakat bana “kaldığım evde ısıtıcı yok, birkaç gün daha evinde kalabilir miyim dedi“ Naçizane Kürd konukseverliği evimde üç gün daha kaldı ve ayrılırken de ona elektrikli bir ısıtıcı da verdim. Dışarı çıktığımızda kazaklıydı fakat montu yoktu, evden bir de ona montumu getirip giydirdim “Sizin olsun“ dedim ve isteği üzerine arabamla evine kadar götürdüm. Olay bundan ibaret. O akşam yemekte ki dostlarım bu olaya şahittirler.

Fatih Sayan çeşitli Tv’lere yüzlerce yol, düğün ve röportaj programları yapmış. Fotoğraflarda da görüldüğü gibi PKK hareketine yakın kurumlarda kalmış, onlarla içli dışlı olmuş, röportajlar yapmış birisidir. Benzeri bir röportajı da benimle yaptı. Bu bir suç mu? Dahası benimle yaptığı röportajda Birleşmiş Milletleri ve gazetecilik serüvenimi anlatıyorum.

-Ben ve Hakan Gürer Denge TV’de toplam 14 program yaptık. Programların çekim ve montajını Cenevre’de yaşayan belgeselci Hakan Gürer yaparken sunumunu da ben yaptım. E-mail yolu ile TV’ye gönderiyorduk. Programlarımız tamamen toplumsal aydınlanmaya ve Kürd yurtseverliğine hizmet ediyor. Sonra bize ödeme yapılmadığı için durdurduk. TV yönetimi programın usul gereği jenerik ve yönetmen benzeri ekip gösterilmesi için çalışanlarından üç isim daha yazılı olarak programın sonuna eklememizi istedi. Bu isimlerin programlarla hiçbir katkısı yoktur.

-Doksanlı yıllarda PKK’nin terör listesine alınmaması için İsviçre Kürd dostluk derneği olarak müdahale ettik. Başta Sosyalist Partisi, Yeşiller ve başka birçok kurumdan destek gördük ve PKK’nin terör listesine girmesini engelledik. Doğrusu İsviçre devletinin de Almanya’ya gibi ticari hesaplar üzerinden Kürdlere dönük katı bir politikasının olmamasının da etkisi oldu. Fakat geçmişte Kürd hareketine Kürdlerin MHP’si diyen ve Doğu Perinçek’in eski adamı ve MİT’e ait olduğu aleni olan Aydınlık gazetesinin resmi eski ortağı ve çalışanının benim kuruculuğunda aktif rol aldığım Kürd gazetesinde benim hakkında bunları söylemesinin bu it ve iplerin kesinlikle Ankara’ya uzadığını gösteriyor. Ferda Çetin bana çok kolay ulaşabiliyorken Twitter üzeri bana iftira atmasının Ahmet Nesine'e dayandığını da öğrenmiş olduk.

Şimdi soruyorum: Bir yazar-gazeteci olarak Fatih Sayan benimle röportaj yapmak için evime geldi diye benim bu alçak ithamlarla mı itham edilmem gerekiyor.? Eger bu MİT’çilikse Remzi, Zübeyir, Yüksel Koç ve birçok kişi hatta onlarca PKK’li ile röportaj yapmış bu şahıs medyaya yansıyan fotolarından da anlaşılıyor ki PKK'ye yakın kurumlarda kalmış.

Bu haber toplam: 12995 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:16:02
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x