Türkler, Kürtler, Asuriler, Süryaniler ve daha niceleri her cephede çalışıp parmakla örnek gösterilir de, dağdaki bir gerilla bunun yarısından yarısını yaşamış diye xain ilan edilirmi? Ey vicdansız... Ma en azından bir Ertuğrul Kürkçü etmez mi?...
Her toplu hareketlerde kesinlikle tüm topluluğun haberi dışında gelişen onlarca olay yaşanmaktadır. Ama bizde biraz farklıdır bu durum. Bir iki kişinin bildiği binlerce olay yaşanır, inkâr edilir. Çünkü bizde siyaset böyle yapılır, çok bilen ya toprağa yada yönetime dahil olur sonra bu çarkın devamı için uğraşır durur, bunun adı Devrimde Kadro olmak... Ama militan olamamaktadır. Çünkü yaşayan etli, canlı, kanlı militan yada PKK’li olunamamaktadır. İllahi savaşarak, kazara, otururken havanla, yılanla yani her ne olursa olsun ölmek gerekmektedir... Peki özgür yaşam yaratmak için uğraşanlar ölmeden özgür olamazlar mı? Neden ölü PKK’li olunuyor da yaşarken PKK’li olunmuyor.. Sebep belli eksikliklerimiz var çünkü, severiz hemde deli gibi aşık olarak, korkabiliriz insani olarak, irademiz zayıf olabilir yada canlı gibi acıkabiliriz, sigara için gözyaşı dökebiliriz hımmm DÜŞKÜNLÜK MÜ bu ?
Evet bunlar oluyor ise bir bedende, duyulmaya büyük yolda, olursun düşkün olursun belki Ajan...
Da; bunları yaşayan şehirdeki halk, cephe çalışanları, merkezi yönetimler, Türkler, Kürtler, Asuriler, Süryaniler ve daha niceleri her cephede çalışıp parmakla örnek gösterilir de, dağdaki bir gerilla bunun yarısından yarısını yaşamış diye xain ilan edilirmi? Ey vicdansız... Ma en azından bir Ertuğrul Kürkçü etmez mi?.....
İşte bu öl ve yaşa; ölümsüzlüğe kavuş mantığıdır ki yanlıştır... Yaşayan PKK’li yoktur anlayışıyla bir boşluk yaratmaktır, buna yanlıştır diyeni yada ayrılanı öldürün demekle aynı şeydir... Bir kafası koparılmış güvercinden özür dileyip sana yanlışsın diyene \"xainlere ölüm \"diye haykırmaktır, 30 yıl emek vermiş bir insanı senden ayrıldı diye öldürmek isteyip; türk bayrağı altında Biji Bijicilik oynamaktır.
Bizlere ve halkımıza Türk bayrakları altında Kürdistani değerlerden uzak bir yaşamı dayatmaya çalışanlar şunu bilmelidirler ki bizim gibi onurlu insanlara bunu yapıp demokrasi ilan edilemez. Erdoğan kafanıza kafanıza vurur ama sevilir ilişkilenilir, görüşülür... Türkler Kürdistan da mitinglere saldırır talan eder, patlatır... İnsanlarımızı canlı canlı yakmaya çalışır, çalışanları kurşuna dizer.... Bu insanlar sevilir, kazanılmak istenir ama eski PKK’liler düşman, xain ilan edilir... Bu ne perhizdir? Bu ne aymazlıktır ki, düşmanın ve yoldaşın ayrımı birbirine girmiş olsun... MİT ile koyun koyuna kardeş olanlar Rojava da ki kandan sorumlu değilmidir? Tırlar ile cephane yollayana kardeşim diyecek kadar alçalabiliyor da, onurlu kürde, eski gerilla olan bugünün Peşmergesine saldıracak kadar nasıl alçalabiliyor bunu anlamak zor işte..
Biz iki taraflı arafta değiliz bunu iyi biliyoruz, gelip yaşamak için yerleştiğimiz yerlerde de aynı sorunları yaşamaktayız. İnsanların bakışları belki yaşanan savaşlardan dolayı anlaşılabilir ama resmiyette varlıkları olmayan bir toplum olarak bırakılmaktayız... Türk bir iş adamı onsene beklemeden torpil ile iki günde vatandaş olabilirken, yılların BAAS çıları, kan üzerinden zengin olanlar para içinde yüzüp keyif yaparken, sınır köylerinden bir ağanın oğlu iki günde güney vatandaşı olurken, yıllarını Kürdistani davaya vermiş yoldaşlarımız on senede yaşasalar bir kimlik, pasaport almaya uzaktırlar... İkametgah yollarında düzelmeler olsada Duhok’tan Erbil’e taşınırken bile zorluklar yaşamaktadırlar, gazi arkadaşlarımız Türkün mermisiyle yaralanmış, PKK’nin darbesiyle dağılmış ama güneyde toparlayamaz hâle gelmişlerdir... Neden eski PKK’li arkadaşlarımıza; gazi olup ta çalışamayacak durumda olanlar TC de aileleriyle yaşamak zorundadırlar, neden düşmana teslim olacak konuma gelmektedirler zor mudur bir gazi maaşı bağlamak? Hayır değildir... Bunları elde edebilir miyiz? Evet edebiliriz. Çünkü biz insanız, ömrü mücadelede geçmiş bugün çocukları olan ve onlara güzel gelecekler sunmakla yükümlü insanlarız... Ve bunun için bir arada olmak, bir düşünüp bir hareket etmek zorundayız.... cehennemdeki Kuyuda yakılan Kürt fıkrası misali birbirini aşağıya çeken olmamalıyız, birbirinden güç alan güç katan olmalı ve her emektar Kürt gibi hakkettiğimiz konumda yaşamalıyız, eğer buna inanırsak ve adım atarsak Araf’a bir nokta koyduk demektir....
Arafta Kalanlar yazı dizisinin önceki makaleleri
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 3