Bölgenin eğitim, tarım, sanayi, kaldırım, yaya geçidi, kurallı yaşam, nezaket vs gibi her bir alanda içinde bulunduğu kronik geriliği (ve zorbalığı) aşması ve suç üreten kaynakların sayısını ve gücünü azaltması için önerilecek Türkiye’ye bağlı (yerel yönetim reformu da dahil) bölgesel yönetim modellerini bölge toplumu tartışmalı ve kararını ortaya koyabilmelidir. Bölgenin gerilikten çıkış için model tercihi sonucu elde edilecek sıralamaya göre modellerin ağırlık yüzdesi belirlenir. (Gerçekleşmesi çok zor bile olsa, bu yaklaşım ve öneri bölgede katı otoriter yönetme ve yönetilme eğilimlerine karşı bölge toplumuna anımsatmadır.)
Bölge toplumu bu yapısal gerilikte büyük pay sahibidir ve artık inisiyatif almayı düşünmelidir. ‘Şimdi’ başlanırsa ilerlenir, başlanmadıkça ilerleme olmaz. Geciktikçe de geriliğin ve şiddetin çeşidi ve dozu artarak devam eder.
Ben bölgede yaşıyorum ancak bu yaygın gerilikte ve baskın zorbalıkta yaşamak da istemiyorum. Bunun yolu da bu yaşantıya itiraz edenlerin somut önerilerde bulunması; somut önerilerle sivil demokratik çağcıl yaklaşım ve yöntemlere çare aramasıdır, denemesidir.. “Ne için, nasıl, ne ile?”
Öcalan ya da herhangi bir kişi ya da parti bölgenin temsilcisi, karar vericisi değildir, olamaz. Bunu öne süren kendi faşizmini, gericiliğini topluma dayatmaya ve yaymamaya çalışır.
KCK sözleşmesinin kendisine verdiği yetki ile Öcalan, artık var olmayan PKK üzerinde de tek söz sahibiydi!, son karar vericiydi! ancak bölge, toplum ve hakları üzerinde böyle bir yetkisi, hakkı, şansı yoktur. O ya da herhangi bir parti de özgürce görüş bildirebilir, önerebilir.
Desteklemekle kalmadığım, yıllardır da yazılarımla da savunduğum terörsüz ve illegalitesiz bir coğrafyada yaşama başlangıcındayız. Bundan sonra hangi mağduriyete, görüşe ve hedefe sahip olursa olsun; şiddete ve illegaliteye bölge bireyleri olarak tolerans göstermememiz, gelişimini görmezden gelmememiz yani toplumca böyle girişimlere izin vermememiz gerekiyor.
Terörsüz Türkiye sürecinde PKK’nin feshi bir aşamadır. Eğer bir başka aşama varsa, olacaksa bölge bireyleri olarak toplumumuza görüş belirtmek gerekiyor. Bu yapıcı ve ilerleyici bir sürecin güçlenmesine ve şeffaflığına katkı verir.
Eğer bölge toplumu süregiden bölge içi yaşantıdan memnunsa ve böyle devam etmesini istiyorsa bunu da bilmek ve anlamak, tartışmak gerekiyor.
Her koşulda, her bir bölgesinde ‘Terörsüz ve faşizmsiz’ Türkiye süreci demokratik katılımcılı yöntemlerle ilerler. Bölge toplumunun modern yaklaşım ve yöntemlere hazır olmadığını söyleyen, bunlardan değil kendi geçmişinden; konfor, duygusal ve maddi çıkar yitiminden korkuyordur; dahası, bölge toplumunu tanıyor ama saygı duymuyor ve gerilikten, zorbalıktan kurtulmasını istemiyor demektir.
Bir ya da birkaç kişinin ya da partinin bölge adına karar verici olduğunu öne sürenlere itiraz ediniz, çevrenizi onlara karşı uyarınız. Onlar kendilerine demokrat, sosyalist, dindar, modernist bile deseler; yaklaşım ve pratiklerinin terör ve illegalite kadar tehlikeli, bireyi coğrafyasına ve toplumuna karşı pasifleştirici, hasar verici, iflah etmeyici, susturucu, parçalayıcı, öğütücü ve dışlayıcı olduğunun ayırdında olmak gerekiyor. Söyleminde demokrasi, halk, eşitlik, katılımcılık, özgürlük vs kelimeleri bile olsa geriliğin, zorbalığın bu türüne, bu haline de geçit vermemek gerekiyor.
İllegalite, her türlü şiddet, terör, radikallik, bağımlılık, iradesizlik, araçsallaştırma, istismar, faşizm.. iflah etmez.. Bireysel fark ediş, huzursuzluk, arınma gerekir..