Hastaların tedavisi için gereken hastaneye nakil ücretinin bile ailesinden talep edildiği öne sürülüyor. Demirtaş’ın yolculuğunun maliyeti ‘reform’ kapsamına alınmayıp ailesinden istenecekse eğer, maliyetin demokrasi güçlerince karşılanmasını öneririm.
Ailesine ve avukatlarına haber verilmeksizin Selahattin Demirtaş’ın özel uçakla Diyarbakır’a getirilmesi ile seçim öncesi Abdullah Öcalan’ın mesajının okunması ve Osman Öcalan’ın devlet kanalına çıkarılması arasındaki farklar tartışılabilir.
Eğer Diyarbakır’a ziyaret zoraki olsaydı, İstiklal saldırısını hemen birkaç saat sonrasında kınayan Demirtaş ve avukatları bu ziyarete olan itirazlarını da mutlaka dile getirirdi. Kendisinin talep ettiği ziyaret için çıkılan yolculuğa Demirtaş gönüllü olarak, tek başına katılmış, sorumluluğunu alan yetkililere güvenmiş, ailesine verdiği önceliği herkese hissettirmiştir. Kendisine geçmiş olsun diyor, babasına da şifa diliyorum.
İçişleri Bakanlığı’nın yetki ve inisiyatifini aştığı öne sürülen bu ziyaret umarım Demirtaş’a özel değildir. Dahası, Türkiye cezaevlerinde reformun ilk işareti olabilir. Ne yazık ki, sanatçı Gülşen ve değişik içeriklerde de olsa sorun yaşadığı iddia edilen diğer kişiler bu ‘reformun’ başlangıcına denk gelmedi.
Demirtaş ve ailesi için yapılan bu uygulama bir ‘jest’ olmamalı, tüm tutuklular bu doğal hakkı kullanabilmeli. Yakınlarıyla, avukatlarıyla iletişim kurmakta engelle ya da yanıtsızlıkla karşılaştığı öne sürülen her bir tutuklu ve mahkum ziyareti için de benzer olumlu durum yaşanabilmelidir.
Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi ya da adli her bir bireyin kritik sağlık durumlarında yakınlarıyla ve yakınlarının da onlarla hızlı ve güvenli yüz yüze temas kurması, erişebilmesi elbette önemlidir, olumludur.
Takım elbiseli ve kelepçelenmemiş Demirtaş’ın Edirne, Çorlu, Diyarbakır hattında nezaketle süren yolculuğu ve ziyareti sonrasında HDP’liler ve HDP’nin eski eşbaşkanı Demirtaş demokratikleşme konusunda hükümete sitemlerinde biraz daha esnek olabilirler!
Türkiye’nin olası ‘cezaevi reformunun’ demokrasi güçlerince de desteklenmesi gerekir. Demokrasi güçlerinden bugüne kadar bir endişe ya da itiraz işitilmediğine; ‘reform mu, jest mi, manevra mı’ olduğu da tartışılmadığına göre memnun olmalılar.
Hastaların tedavisi için gereken hastaneye nakil ücretinin bile ailesinden talep edildiği öne sürülüyor. Demirtaş’ın yolculuğunun maliyeti ‘reform’ kapsamına alınmayıp ailesinden istenecekse eğer, maliyetin demokrasi güçlerince karşılanmasını öneririm.
Toplumumuzun kendi aklının ve koruyucu refleksinin olmayışı, duruşsuzluk sorunu bölgenin kaybetmesini, kolayca manipüle edilmesini, her yerden hasar görmesini ve benlik yitimini sağlıyor.
Kimyasal silah kullanımı ispatsızlığı ve istismarı, jet jesti, İstiklal terör eylemi vs sonrası Kürdler sendelemelidir.