ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki daimi büyükelçisi Richard Mills, Türk ve Rus askerlerinin Libya'dan çekilmesi çağrısı yaptı. BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Libya konulu bir oturumda konuşan Mills, Libya'dan tüm yabancı askerlerin çekilmesi için tanınan sürenin dolduğuna işaret ederek, "Rusya, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahil tüm yabancı tarafları, Libya'nın egemenliğine saygıya ve Libya'daki askeri müdahaleyi derhal ve tamamen durdurmaya çağırıyoruz." dedi.
Joe Biden yönetimindeki ABD’den gelen bu çıkış Libya’da yeni süreçte dengelerin değişeceği yorumlarına neden oldu.
Duvar’da Libya konusunda bir yazı kaleme alan Fehim Taştekin ABD’den bu hızda ve netlikte bir tutum beklenmediğine dikkat çekti ve "Bunun ne denli siyasal bir baskıya dönüşeceğini bilmiyoruz. 2021'le birlikte Libya için kritik bir dönemece giriliyor” ifadelerini kullandı.
Taştekin yazısında özetle şu yorumu yaptı:
"Mantıklı bir izahatmış gibi gelebilir ama Türkiye bu istikamette Libya krizinin asli sorununa dönüşmekten de kurtulamayabilir. Hangisi ülkenin ulusal çıkarlarına uyar; Libyalıların uzlaşmasına yardımcı olarak ülkenin geleceğinde hatırlı bir yer edinmek mi yoksa askeri üs sevdasına ülkenin bir kısmını düşman edinmek mi? Bir de buradan bakmalı. “Büyük oyun” için bu soru da naif bulunacaktır.
Ankara sıklıkla adımlarını Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) tutumuyla ölçüştürüyor. Veliaht Prens Muhammed bin Zayid için emperyal geçmişiyle caka satan bir ülkenin boy aynasında kocaman gözükmek keyifli bir şey olmalı.
Libya’yı yakından takip edenlerin parmak bastığı nokta; yabancı aktörlerin izlediği siyaset barışçıl çözüm sürecini tıkıyor. Kuşkusuz Libyalılar arasında bir diyalogdan çıkacak çözümde yabancı aktörlerin çıkarları garanti olmayabilir; o yüzden bazıları kartlarını statükoyu koruyacak şekilde oynuyor. Yerelde bu güçlerin izdüşümü olan Libyalı aktörler de kendi kişisel çıkarlarının peşinde; çözümün yolunu açmak için kendilerinden beklenen aklı, feraseti ve işbirliğini göstermiyorlar….
Ekonomik alanda Soçi’deki görüşmeler sonrası petrol sevkiyatı başladı. Güvenlikçiler ödenek isyanıyla vanaları kapatma yoluna gitseler de petrol akışından herkes memnun. UMH ile kontrol kavgası veren Merkez Bankası da ekonomik çıkmaz yüzünden mecburen ilk kez bölünmüş yönetim kurulunu bir araya getirdi. Kurlarla ilgili düzenlemeler yapıldı. Düşman kamplara düşenler de ödenek için çapraz ilişkilere giriyor. Merkez Bankası ve Libya Petrol Şirketi herkesin gerçek patronu. Tabii her biri ötekiyle kavgalı.
Bu çetrefilli tabloda eksik parça Amerikan faktörü. Trump yönetimi kayıtsızdı. Hatta ona göre Hafter “İslamcı teröristleri bertaraf eden adam” idi. Fakat Rusya’nın öne çıkmasını NATO’nun güney kanadına tehdit olarak gören Amerikan kurumlarının uyarıları üzerine Türkiye’nin müdahalesine değer biçen bir çizgiye geldi. Şimdi Joe Biden’ın Rusya alerjisi ve NATO hassasiyeti ileri düzeyde. Ancak Libya’ya ne kadar odaklanacakları belli değil. Suudi Arabistan ve BAE ile yapılan silah anlaşmasını gözden geçirmek üzere askıya alması UMH tarafında Emirlikler’in elinin bundan böyle çok rahat olamayacağına yoruldu. Dün ise Ankara'yı da üzecek bir çıkış geldi. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Richard Mills, Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmasında "Rusya, Türkiye ve BAE dahil tüm yabancı tarafları, Libya'daki askeri müdahaleyi derhal ve tamamen durdurmaya çağırıyoruz” deyip ekledi:
"Ekim ateşkes anlaşmasına dayanarak Türkiye ve Rusya'yı, güçlerini ülkeden çekme işlemlerini derhal başlatmaya, topladıkları, finanse ettikleri, konuşlandırdıkları ve destek verdikleri yabancı paralı askerler ve askeri vekalet güçlerini Libya'dan çekmeye çağırıyoruz."