TBMM, 26. Dönem ikinci Yasama Yılı açılış programında konuşma yapmak için kürsüye çıkan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye\'nin Suriye\'deki hedefine ilişkin şunları söyledi:
Suriye meselesi bizim için hayati konumdadır. DEAŞ herkesin kullanıldığı elverişli bir malzemeden ibarettir. Örgüt Suriye\'deki sorunun sebebi değil, sonucudur. Suriye\'de 6 yılda 600 bin insan hayatını kaybetti. Artık bu durum sözün bittiği yeri gösteriyor. Mültecilere kapılarını açmak yerine sınırılarını kapatan Avrupa, insanlıkta sınıfta kalmıştır. Suriye\'de hedefimiz bölgede güvenli bölge tesis etmek. Musul\'un DAEŞ\'ten kurtulacağına inanıyoruz. Türkiye olarak masanın dışında olamayız, masada olmak zorundayız.
Erdoğan konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:
5 bin kilometre güvenli bölge
Fırat Kalkanı meşru bir operasyondur. DAEŞ\'in 14 yaşında bir çocuğu canlı bomba olarak kullanmak süretiyle Gaziantep\'e göndermesi ve 56 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırı bizim için son damla olmuştur. Cerablus\'tan başlayarak bu operasyonlar bu bölgede 5 bin kilometrekare büyüklüğünde bir güvenli bölge temin etmektir. Böylece terör ve mülteci sorunu çözüme kavuşacaktır. Şu anda Cerablus\'ta 40 bin kişi var. Yıllardır savunduğumuz bu proje için itiraz görmedik ama fiili destek de almadık. Terör koridoru ve PKK ve DAEŞ\'in eylemleri biz bu operasyonu kendi imkanlarımızla yapmaya zorladı. Bu ülkenin kendi evlatlarıyla bu operasyonu yürütebileceğini gösterdi. DAEŞ\'in karşısına PKK/YPG\'yi çıkarmaya çalışanları tezleri Fırak Kalkanı ile geçerliliğini yitirmiştir. Benzer oyun Musul\'da da sergilenmeye çalışılıyor. Bu oyunun da bozulması gerekiyor. Musul\'a yapılacak bir operasyonun Telaferi de etkileyeceğini hatırlatmak isterim. Musul\'un DAEŞ\'ten kurtulabileceğine inanıyoruz.
Masa dışında kalamayız
Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Diğerlerinin böyle bir sınırı yok. Ama onlar orada sonuç belirlemek istiyor, biz buna seyirci kalamayız. Bunun kararını da burası verecek. Türkiye olarak kendi sınırlarımız içerisinde huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyorsak, bu doğrultuda ilerlemek zorundayız. Devletler arasındaki münasebetler karmaşık ilişkilerdir. Türkiye\'nin son dönemde artan bölgesel ve küresel etkinliği diğer devletlerle ilişkisini çok daha grift hale getirmiştir. ABD, AB, Rusya ile olan ilişkilerimiz çok önemli süreçler yaşadığımız dönemden geçiyoruz.
Rusya ile olan ilişkilerimizin normalleşmesi için önemi adımlar atıyoruz. Ortak çıkarlarımıza odaklanarak bu ülkeyle olan ilişkilerimizi eski seviyenin üzerine taşımayı hedefliyoruz. Pek çok alanda ilişkilerimiz eski seviyesine doğru yaklaşıyor. MaviMarmara konusunda şartlarımızı karşılayan İsrail ile herkes için hayırlı neticeler doğuracak ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. ABD ile ilişkillerimizi geleneksel ilişkilerimize uygun şekilde yürütme gayretindeyiz.
ABD Suriye\'de çift başlı politika izliyor
ABD\'nin Suriye\'de çift başlı bir politika izlediğini görüyoruz. ABD yönetiminin bir kısmı terör örgütleriyle çalışma yürütürken, bir kısmı da bizim hassasiyetimize uygun çalışma yürütüyor. Bu süreçte ABD Kongresi\'nin Suudi Arabistan\'a 11 Eylül saldırıları sebebiyle dava açılmasına izin veren yasayı onaylaması talihsizliktir. Suçların şahsiliği ilkesine aykırıdır. Bu yanlış adımdan bir an önce dönülmesini bekliyoruz. ABD\'nin en kısa sürede münasebetlerimizin ruhuna uygun seviyeye geleceğine inanıyorum.
İran ile işbirliği
Bölgede İran ile birlikte çok ciddi enerji, ulaşım, kültürel işbirliği projeleri bulunuyor. İlişkilerimizi geliştirmeye devam ediyor, edeceğiz.