Mehmet Eymür eyalet sistemi için anayasanın hazırlandığı belirterek, özetle ’Başkanlık ve Eyalet sistemi’getiriyor, Türkiye’yi eyaletlere bölüyor. Bu eyaletler, ’Bölgeli üniter devlet ve idari özerklik ilkesiyle düzenleniyor.’ iddiasında bulundu.
Bunun akıllara ABD’nin ‘Büyük Ortadoğu’ ve ‘Büyük Kürdistan’ projelerini getirdiğini belirten Eymür, anayasanın TSK dizaynının ise “Milli güvenlik kurulu kaldırılmalı. Genelkurmay Başkanlığı, MSB’lığına bağlanmalı ve TSK yeniden yapılandırılmalı. İç güvenlik, İçişleri Bakanlığı’na, dışa karşı savunma da MSB’lığına verilmeli. Jandarma Genel Komutanlığı’nın Genelkurmay’la organik ağı koparılmalı. Milli Güvenlik Siyaset Belgesinden (MGSB) iç tehdit değerlendirmeleri kaldırılmalı. YAŞ’ın yapısı değiştirilmeli ve bütün kararları yargıya açık olmalı. Askeri yüksek yargı kaldırılmalı, askeri hâkimler üniformasız olmalı.” şeklinde olacağını iddia etti.
Türkiye’nin yeni anayasa ve başkanlık prosiyle eyaletlere bölüneceğini belirten Eymür, projenin ise şu şekilde adım adım geliştiğini yazdı:
12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren’in talimatıyla 1983’te ülkenin 8 eyalete bölünmesiyle ilgili bir kararname hazırlandı.. 1 Mart 2007’de Hürriyet gazetesine konuşan Kenan Evren, Türkiye’nin 8 eyalete bölünebileceğini belirterek, bunları “Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon” olarak sıraladı. Eski bakanlardan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal da yaptığı açıklamalarda, “Devlete, Türk adının konulmasının sıkıntı yarattığını” söylemiş, ağabeyi Turgut Özal’ın da, “Türkiye’nin isminin değiştirilebileceğini, Anadolu yapılabileceğini” kendisine söylediğini kaydetmişti. Bunun ardından da süreç şöyle işledi:
Finansman AB’den
12 Haziran 2006: AK Parti’nin ABD’ye verdiği eyaletleşme taahhüdünün ilki Diyarbakır’da atıldı ve finansmanını Avrupa Birliği’nin sağladığı Bölge İstinaf Mahkemesi’nin yapımına başlandı.
23 Kasım 2006: Avrupa Birliği’nin istediği federalizm, “Kalkınma Ajansları” ile devreye girdi ve Türkiye bölgelere bölündü.
7 Eylül 2007: AK Parti, ABD’nin isteği ve Avrupa’nın finansal desteğiyle bölge istinaf mahkemeleri için “9 eyalet” merkezini seçti. İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır’da kurulması planlanan istinaf mahkemeleri, ABD’nin “9 eyalet” merkeziyle de örtüşüyordu.
10 Aralık 2010: Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, müsteşar, genel müdürler ve daire başkanları ile birlikte ABD’ye gitti. ABD’li bir bakanlık yetkilisi, Türk yetkililerin ABD eyalet ve federal sistemini incelediklerini ima etti.
Ocak 2011: İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı bünyesinde, ABD yönetim sistemini yerinde görmek ve uygulamaları incelemek amacıyla Türkiye’den 35 kaymakam ve vali yardımcısı bu ülkeye gitti.
Özerk bölge turu
Şubat 2012: Diyarbakır ve Urfa’yı kapsayan Karacadağ Kalkınma Ajansı yetkilileri, İspanya’nın özerk bölgesi Katalonya’nın başkenti Barcelona’da incelemelerde bulundu. Ajansın başkanlığını dönüşümlü yürüten Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ve Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç de heyette yer aldı. Ziyaret internette “Ajans Yönetimi Barcelona örneğini yerinde inceliyor” başlığıyla duyuruldu. 11Temmuz 2012: Eyalet merkezi olarak da adlandırılan 15 bölge kuruldu, bu bölgelerin 11’inde 13 Bölgesel Ağır Ceza Mahkemesi kurularak projenin yargı ayağını da tamamladı. 20 Temmuz 2016: Faaliyete başlayacağı duyurulan eyalet sisteminin yargı ayağı olduğu öne sürülen istinaf mahkemelerinin sayısı 15’ten 7’ye indirildi.
Özerk bölgeli üniter devlet
ÜNLÜ istihbaratçı Mehmet Eymür, emekli Tuğg. Tanrıverdi’nin yeni anayasasının özelliklerini ise kendisine ait internet sitesinde şöyle anlatıyor: “Gelelim esas konuya, ‘Nasıl Bir Anayasa’ olması gerektiği kısmına:
a. Anayasada resmi ideoloji olmamalıdır.
b. Değişmez maddeler bulunmamalıdır.
c. Laiklik ilkesi anayasada bulunmamalıdır.
d. Resmi dil Türkçe olmalı, anadilde eğitim imkânı sağlanmalıdır.
e. Temel insan hak ve özgürlükleri kısıtlanmamalıdır. İdam cezası konulmalıdır.
g. Vatandaşın anayasal sıfatı olmamalıdır.
h. Başkanlık sistemi olmalıdır.
i. Yönetim şekli, bölgeli üniter devlet ve idari özerklik ilkelerine göre düzenlenmelidir.
j. Milli iradenin bütün devlet kurumları üzerinde otorite kurması sağlanmalıdır.
k. Sivil diktatörlüğün yolu kapatılmalıdır.
l. Siyasetin üzerinde yargı vesayeti olmamalıdır.
m. YÖK kalmalı, üniversitelerde bilimsel özerklik sağlanmalıdır.
n. Asker siyasetin üzerinde vesayet kuramamalıdır.”