Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık olağan gündem toplantısında açıklamalarda bulundu.
İmralı Cezaevi'nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 8 yıl sonra avukatlarıyla görüşmesi ve YSK'nın İstanbul'da yeniden seçim kararı aldığı gün bir açıklama yayınlamasıyla ilgili "Yeni bir çözüm süreci olur mu" sorusuna da yanıt veren Karamollaoğlu, şunları söyledi:
"Biz, sokaktan geçen bir vatandaşa selam versek, HDP’li çıkarsa bizi terörle iş birliği yapıyor diye suçlarlar. İstanbul’da Sayın Binali Yıldırım, 'Ben HDP’nin oylarına talibim' dedi. O, sütten çıkmış ak kaşık gibi masum olarak adlandırıldı. Şimdi Öcalan’la yapılan görüşmeleri sizin tahmin edin nasıl yapıldığını. Bu kadar çifte standartlı bir iktidar ömrümde görmedim. Bu temaslar yapılabilir ama bu temasların şu anda bir tane gayesi var, İstanbul seçimlerini kazanmak."
Kendileri yaparsa helal, başkası yaparsa haram. Kendisi yiyor helal, başkaları elini bir şeye uzatsa haram. Böyle bir mantık olur mu, böyle devlet yönetilir mi? Temasların ne manaya geleceği üzerinde durmuyorum ben, tavrı anlatmaya çalışıyorum. Allah yardımcımız olsun, bu iktidar gitmeden bu memlekete adalet gelmez, samimi olarak inanıyorum.
Karamollaoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle:
"Bu Karar AK Parti'ye Oy Vermiş Kişilerin De Vicdanını Yaralamıştır"
En önemli gündem maddemiz YSK’nın İstanbul seçimlerinin iptaliyle ilgili kararıdır. Bu, hukuk kurallarının yanlış yorumlanması değil, tam manasıyla bir hukuk cinayetidir, faciadır, hukukun katledilmesidir. YSK’nın alnına vurulmuş bir leke olarak tarihe geçecektir. Kamu vicdanında bu durum apaçık bir hak gaspıdır. Bu kararın alınmasına neden olanlar da milletimizin vicdanında mahkum olmuşlardır.
Nasıl oluyor da partilerinin bekasını, ülkenin bekasından üstün tutar hale geldiler? AKP'nin sağ duyu tarafı adeta felç olmuş. Bu karar AK Parti'ye oy vermiş kişilerin de vicdanını yaralamıştır, AK Parti'de üst düzey görev yapmış kişilerin açıklamalarıyla somutlaşmıştır. Açıklamalar çok açık, hukuksuzluğa gösterilen bir tepki, başka şekilde yorumlanması uygun değil.
İstanbul seçimleri, Türkiyemizin normalleşmesine, hak ve hukukun üstünlüğüne, bir arada yaşama pratiğinin gelişmesine vesile olacaktır.
"Eğer Yürekleri Yetse, Tek Parti Sistemini Getirmekte Tereddüt Etmezler"
AK Parti "1994 ruhuna döneceğiz" demişti; biz de ruh çağırmakla gelmez demiştik. Frene basamadılar, ta 1946 ruhuna döndüler. Tek parti, açık oy, gizli tasnif. Eğer yürekleri yetse, bu sistemi getirmekte tereddüt etmezler. Hukuk bitti, iş geldi milletin uyanmasına, tahammül edemeyeceğini sandıkta açıkça göstermesine.
İktidara şu hatırlatmayı yapmadan geçemeyeceğim. Kalıcı olan hiçbir iktidar olmamıştır bugüne kadar. Gelenler mutlaka gitmiştir. Bazıları, hayırla yad edilmiş; bazıları da ibretlik, kötü bir miras bırakmışlardır. Kimse yaptığı yanlış icraatların üstünü örteceğini zannetmesin. Tarih unutmaz! Bu arkadaşlarımız ileride adaleti kendi menfaatlerine yorumlamak için çalışan bir iktidar olarak anılacaklardır. Yolsuzlukla anılacaklardır. İsrafla anılacaklardır.
Zulüm ebedi değildir, zorbalıklar ve vicdansızlıklar bir gün gelip mutlaka tarihe mal olacaktır. Arkadaşlarımızdan bugünkü tavırlarını bir an önce değiştirmelerini, böyle anılmamalarını temin etmek için uyguladıkları haksızlıklardan vazgeçmelerini temenni ediyorum. Medyayı da, hukuku da, yeri geldiği zaman devletin bütün imkanlarını da kendi menfaatlerin için kullanırsan zaten cenabı hak nezdinde zaten mertebe kazanamazsın ama millet nezdinde de, tarih nezdinde de kötü anılır hale gelirsin. Kendisini iktidara yamayanlar da bilsinler ki, kendileri de bu iktidarla birlikte tarihin sayfalarında yok olup gideceklerdir. Kibir kulelileri ve yüksek binalarla da anılacaklardır.
"Bazı İş Adamlarımız Endişe Ediyorlar Ama İçlerinden Bazıları, Cesurlar Çıkıyor..."
Ekonomi şu anda tam bir felç. Sayın Bakanımız, birkaç ay içinde tek rakamlara inecek demişti, ne yazık ki bunun işareti bütünüyle ortadan kalktı.
Bazı iş adamlarımız endişe ediyorlar, gerçekleri dile getirirlerse daha fazla zarar göreceklerinden korkuyorlar. Ama içlerinden bazıları, cesurlar çıkıyor, "Yok oluyoruz" diyebiliyor ama basında şu kadarcık yer almıyor ne yazık ki.
İktidar, iktidarda kalabilmek için milletin büyük sıkıntılara girmesinde bir beis görmüyor. Şu muhalefet var ya, sürekli rakamları söylüyor, milletin morali bozuluyor. Ya bu tabloyu siz ortaya koydunuz, mesul sizsiniz. Bazen de çıkıp hata ettik deyin!
"Yanlışlıklar Bundan Sonra Artacağa Benziyor"
Her ne yaşanırsa yaşansın asla gelecekten ümit kesmemeliyiz. Ülkemizi bekleyen en önemli tehlike birtakım provokasyonlar ve kışkırtmalardır. Ne yaşanırsa yaşansın demokrasilerde tek çözüm yolu sandıktır ve halkımızın tercihidir. Sokaktan medet umanlara bu süreçte asla taviz ve fırsat verilmemelidir. İktidara da sesleniyorum, seçmen iradesine ipotek koyacak davranışlarla milleti lütfen germeyin.
Bu ülke bizim, bu ülke hepimizin.Yanlışlıklar bundan sonra artacağa benziyor. Ben bütün milletimizi sağduyuya davet ediyorum. Başta iktidar partisi olmak üzere muhalefeti de. İktidar şunu bilmeli, her gelen bir gün gidecek. Nasıl gider bilmiyorum ama biz ümit ederiz ki sandığa riayet ederek, sandığa saygı duyarak gitsin. Zorbalık kimseye fayda sağlamaz. Haksızlıklar yapana zarar verir. Millet de geçici süre bundan zarar görür ama esas mesuliyet iktidarın omuzlarındadır.
Milletimizi vicdanlarıyla karar vermeye, tavır sergilemeye davet ediyorum. Bu ülke bizim, hepimizin, iktidarın değil sadece. İktidar şu anda elindeki imkan ve yetkileri milletin problemini çözmek için kullanmalıdır. Kendi bekası için kullanırsa hukuksuzluk zirveye çıkar, millet de zarar görür.