'Kobane Ez Qurbane' Sizler Bu Zulümü Hak Etmemiştiniz
Bir önceki yazımın sonunda yazacağım yeni ilk yazımı Kürdlerin birliği konusuna ayıracağımı not olarak belirtmiştim.
M. Hüseyin Taysun
24.09.2014, Çar | 16:01
Bir önceki yazımın sonunda yazacağım yeni ilk yazımı Kürdlerin birliği konusuna ayıracağımı not olarak belirtmiştim. Ancak Kürdistanın rojavasın da ki son gelişmeler, Kürd düşmanı İşid yamyamlarının Kobaneye bağlı köylere yönelik vahşi ve yoğun saldırıları sonucu ve bu nedenle yüzbinlerce yurtsever insanımızın canını, namusunu, çocuklarını, kurtarmak amacıyla yurdunu yuvasını evini barkını terk ederek, sürgün yollarına düşmesi doğal olarak benimde gündemimi değiştirmiş oldu.
Aslın da genç nesile biraz bilgi olsun diye Rojavanın Kürd ulusal mücadelesin de ki yerini ve oradaki Kürd kardeşlerimizi doğru tanıtıp anlamadan bu süreci ve yaşananları doğru tanımlayamayacağımızı düşünerek, biraz olsun o güzelim küçük Kürdistan parçasının cefakar fedakar ve yüreği büyük insanlarını kısa bir şekilde anlatmak istiyorum.
Rojava: Kürdistan özgürlük mücadelesin de, son yüzyılın diğer parçalar da ki kardeşlerine en cömert ev sahipliği yapan ekmeğini, suyunu tüm mücadeleci Kürdlerle tereddütsüz paylaşan, tavrı ile tanıdığımız dar ve zor günlerin en büyük dostu ve sığınağı olmuştur.
Rojava: Kürdistan’ın ilk devletleşme düşüncelerinin yeşerip örgütlendiği, olgunlaştığı (Azadi - Xoybun) ve binlerce kaliteli aydın, siyasetçi, şair ve edebiyatçının yetiştiği nadide ve kutsal bir toprak parçasıdır.
Rojava ; Yiğit cefakar bir o kadarda eli öpülesi Kürd analarının yatağı olduğu gibi, doğurduğu her evladını zılgıtlarla, Kürdistanın özgürlük mücadelesi için dağlara uğurlayan ve yine acısını yüreğine gömerek, şehitlerini kendisine yakışır bir vakarla sahiplenen emsalsiz özelliklere sahiptir.
Rojava ; Sonuç olarak bizler için Kürdistan’ın küçüğü ama, özgürlük mücadelemizin önemli büyüklerinin yetiştirildiği, bir akademi olma özelliğinin yanın da Kürdistan’ın üretken damarlarının en verimlisi ve de en anlamlısı olduğu için, bu zor zaman da ona hak etmiş olduğu değeri fazlasıyla vermek ve bu kardeşlerimizi bu acılı ve bir o kadar da sancılı günlerin de caresiz bırakmamak ve her koşulda onların yanın da olmak tüm namuslu, duyarlı Kürdlerin yurtseverlik borcu ve görevi olarak düşünülmelidir.
Ve tekrardan yazımın başlığını yenileyerek diyorum ki ;
Sevgili Rojavalı kardeşlerim çektiğiniz bu acı ve zulümü asla hak etmemiştiniz, ancak bütün bu yaşananların müsebbipleri ve sebepleri, aklı selim Kürdistani düşünen vicdanlı herkesçe bilinmektedir. Ancak gün bunlara değinme ve irdeleme günü değildir.
Roj, Roja İman, Alikari u Xiretê ye!
Saygılarımla,
M.Hüseyin TAYSUN
24.09.2014 İstanbul
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
13170 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:46:51