Cubur Aşireti lideri: Suriye için yeni anayasa ve adem-i merkeziyetçi sistem şart

Rojava ve Suriye'nin doğusunda önemli aşiretlerden biri olan Cubur aşiretinin önde gelen isimlerinden Şeyh Ekrem Mahşuş, Şam hükümetini “ülkeyi yönetmekte aciz kalmakla” ve başarısızlıklarına aşiretleri "bahane" olarak kullanmakla suçladı. Şeyh Mahşuş, Suriye için tek çözümün tüm bileşenleri kapsayan yeni bir anayasa ve adem-i merkeziyetçi bir sistem olduğunu vurguladı.

20 Ağustos 2025 - 13:50
20 Ağustos 2025 - 13:50
 0
Cubur Aşireti lideri: Suriye için yeni anayasa ve adem-i merkeziyetçi sistem şart
Ekran alıntısı

Suriye’deki sahil bölgelerinde Alevilerle yaşanan çatışma ve ardından Süveyda’da patlak veren olayların ardından son haftalarda Halep’teki Kürt mahallelerinde artan gerilim, ülkede bileşenler ile yeni yönetim arasındaki ilişkileri gündemin temel başlığı haline getirmiş durumda.

Şam yönetimi, özellikle Halep çevresine yönelik askeri operasyon tehditlerini artırarak Demokratik Suriye Güçleri'ni (DSG) "bölücülükle" suçluyor.

DSG ise bu suçlamalara, Şam'ın "bölgedeki istikrarı bozma ve halklar arasında fitne çıkarma" çabası olarak yanıt veriyor.

Rûdaw TV’de "Nuroj" programına katılan ve özellikle de Rojava, Rakka ve Deyrezzor’da etkinliği bulunan Cubur aşireti liderlerinden Şeyh Ekrem Mahşuş, Suriye sahasının hem iç hem de dış müdahalelere açık hale geldiğini söyledi.

Şeyh Mahşuş, "Uluslararası Koalisyon, ABD, Türkiye, İngiltere ve Fransa gibi birçok ülke Suriye topraklarında bulunuyor. Suriye yönetiminin artık durumu kontrol etme ve güvenliği sağlama gücü kalmamıştır" dedi.

"Şam yönetimi aşiretleri bahane olarak kullanıyor"

Şam hükümetinin politikalarını sert bir dille eleştiren Şeyh Mahşuş, "Ne yazık ki, aşiretlerin adı kullanılarak iç kışkırtmalar yapılıyor. Suriye Dışişleri Bakanı, Süveyda'daki gerilimin sorumlusu olarak aşiretleri gösteriyor. Bu, devletin kendi başarısızlıklarına aşiretleri kılıf olarak kullandığı anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Rakka Sivil Meclisi ve bölge aşiretlerinin, şehrin Şam hükümetine teslim edilmesi yönündeki her türlü talebi resmen reddederek Demokratik Suriye Güçleri'ne (DSG) bağlılıklarını yineledikleri bir döneme denk geldi.

Şeyh Mahşuş, "Aşiretler organize yapılar değildir. Süveyda'ya saldıranlar aşiretleri temsil etmiyordu; onlar provokasyon için oraya gitmiş küçük bir gruptu" diyerek duruma açıklık getirdi.

Cubur aşrieti lideri ayrıca, genel silahlanma çağrılarının, gelecekte rol kapmak isteyen bazı tarafların propagandası olduğunu ve kuzeydoğu Suriye'deki hiçbir aşiretin bu çağrılara yanıt vermediğini belirtti.

"Bize yönelik kışkırtmalar organize bir şekilde yapılıyor"

Şam'ın özellikle Halep çevresindeki askeri tehditlerine değinen Şeyh Mahşuş, bölgeye yönelik kışkırtmaların "rastgele değil, organize" olduğunu vurguladı.

Şeyh Mahşuş, "Bu, Türkiye'ye bağlı bazı gruplar tarafından yapılıyor. Suriye'de çoğu devlete bağlı olmayan 80'den fazla silahlı grup olduğunu unutmamalıyız. Tıpkı Girê Spî ve Serê Kaniyê'de Türkiye'ye bağlı olanlar gibi" dedi.

DSG'nin gücüne dikkat çeken Şeyh, "DSG; ağır silahlara, tanklara ve toplara sahip, düzenli bir güçtür. Savaşçıların yarısından fazlasının Arap bileşeninden oluştuğu bilinmelidir. Bu nedenle herhangi bir saldırı girişimi bir gezinti olmayacak, kan dökülecek ve saldıranlar büyük zarar görecektir" uyarısında bulundu.

Çözüm Suriye’ye özgü bir anayasa ve adem-i merkeziyetçilik

Mevcut krize çözüm olarak Şeyh Ekrem Mahşuş şu öneride bulundu:

"Hiçbir bileşeni dışlamayan, tüm Suriyeliler için bir anayasa istiyoruz. Tüm halkların; etnik, dini ve mezhepsel haklarını güvence altına alan, Suriye devleti çatısı altında adem-i merkeziyetçi bir idari sistem talep ediyoruz. Bize Suriyelilerin kendi yaptığı bir anayasa lazım."

Kürtçe birlik mesajı

Akıcı bir şekilde Kurmanci lehçesiyle de konuşan Şeyh Ekrem Mahşuş, sözlerini Rojava ile Suriye'deki tüm bileşenlere yönelik Kürtçe özel bir birlik mesajıyla tamamladı:

"İyi günde de kötü günde de biz birlikteyiz. Savaş istemiyoruz. Biz Kürtler ve Araplar, hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi batarsa hepimiz boğuluruz, kurtulursa hepimiz kurtuluruz. Ne sevinçte ne de kederde birbirimizin elini bırakmamalıyız."

 

Bu haber toplam 2069 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 15:50:20