Sınır Tanımayan Doktorlar sözcüsü Michael Goldfarb, Suriye’nin kuzey batısında görev yapan 5 doktorun Perşembe akşamı kaçırıldığını açıkladı.
Goldfarb, doktorların Suriye rejimi mi yoksa muhalif gruplar tarafından kaçırıldıklarını güvenliklerini tehlikeye atmamak için açıklamayacağını belirtirken, Merkezi Londra’da bulunan Suriye’de İnsan Haklarını Gözetleme adlı örgütün Şefi Rami Abdurrahman, Associated Press’e yaptığı açıklamada El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti’nin Lazkiye’de bir hastaneyi ve doktorların kaldıkları evleri bastığını ve doktorları kaçırdığını söyledi.
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın İsveç’teki Basın Sözcüsü Karin Ekholm da, biri İsveçli, diğerleri Danimarkalı, Belçikalı, Perulu ve İsviçreli 5 doktorun kaçırıldığını ve doktorlarla ilişki kurmaya çalıştıklarını açıkladı. Doktorların sorgulanmak amacıyla kaçırıldıkları şeklinde basında çıkan haberleri doğrulayan Ekholm, doktorların hangi gruplar tarafından kaçırıldığını açıklayamayacağını söyledi.
Expressen Gazetesinin muhabiri Kassem Hamade ise, Özgür Suriye Ordusu ve IŞİD arasında çıkan çatışmalarda yaralanan bir ÖSO komutanının hastanede tedavi edildiğini öğrenen El Kaide bağlantılı IŞİD’ın militanlarının hastaneye bastıklarını belirtiyor ve bir kaynağının “Ağır silahlarla donaltılmış adamlar Komutan’la birlikte doktorlar ve tüm hastane personelinin gözlerini bağlayarak götürdüler” dediğini aktarıyor.
İsveç Dışişleri Bakanlığı yetkilileri konu hakkında açıklama yapmaktan kaçınır ve konuyla Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ilgilendiğini söylerken, Polisin basın görevlilerinden Dan Svanell, güvenlik nedeniyle bu konu hakkında yorum yapamayacaklarını ifade etti.
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın Suriye’nin kuzeyinde bulunan 6 hastane ve 4 sağlık ocağında görev yaptıkları bildiriliyor.
Doktorların kaçırıldıkları Lazkiye ili Hatay sınırının 80 kilometre güneyinde yer alıyor. Alevi nufüsün yoğun olduğu Lazkiye’ye daha önce El Nusra ve Irak Şam İslam Devleti adlı gruplar tarafından saldırılar düzenlenmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçtiğimiz yılın Ekim ayında yayınladığı raporda El Kaide ile bağlantılı grupların Lazkiye kentinde sırf Alevi oldukları için aralarında çocuklarında bulunduğu 190 sivili katlettiklerini açıklamıştı.
GAZETECİLER SURİYE’NİN KUZEYİNİ TERK EDİYOR
El Kaide bağlantılı çetelerin Suriye’nin kuzeyinde bazı yerleşim birimlerini ele geçirmeleri ve saldırıları artırmaları üzerine bölgede bulunan gazeteciler, insan hakları savunucuları ve yardım görevlileri bölgeyi terk ediyor.
Bölgede araştırma yapan İsveç Devlet Radyosu’nun muhabiri Johan-Mathias Sommarström, görüştüğü gazetecilerin Esad rejiminin saldırılarını artırmasına rağmen kendilerine yönelik en büyük tehditin IŞİD’dan geldiğini söylediklerini belirtiyor. IŞID ve El Kaide bağlantılı grupların casus olarak suçladıkları ve hedef haline getirdikleri gazetecilerin bölgeyi terk ettiğini söylüyor.
Sadece yabancı gazeteciler değil, Suriyeli gazeteciler ve insan hakları savunucuları da bu grupların hedefinde. İsveç radyosuna konuşan Anwar isimli bir kişi sırf batılı gazetecilere tercümanlık yaptığı için IŞİD militanları tarafından kaçırıldığını ve işkenceden geçirildiğini belirtiyor.
“Benim casus olmakla ve Blackwater’la çalışmakla suçladılar. Tercüman olmam onlar için bir şey ifade etmiyordu. Onların gözünde medya ve yabancı gazetecilerle çalışan herkes ajandı ve öldürülmesi gerekiyordu” diyen Anwar,bir hafta tuvalette tutulduktan sonra kendisini “Ben ajanım” demeye zorlayarak, zorunlu itirafını filme aldıklarını söylüyor.
IŞİD militanlarının kendisini öldürmeye karar verdiklerini ve itiraf filmini ailesine gönderdiklerini belirten Anwar, bir fırsatını bularak kaçtığını ve Türkiye’ye geçtiğini söylüyor.
IŞİD ŞERİAT YASALARINI UYGULUYOR
İsveç Devlet Radyosu’nun muhabiri Sommarström, Rakka’yı ele geçiren IŞİD’in şeriat yasalarını uyguladığını, içki ve sigarayı yasakladığını, kadınları başlarını örtmeye zorladıklarını ve bunlara uymayanları cezalandırlarını söylüyor.
Kiliseleri yağmaladıklarını ve yaktıklarını ve halk tarafından sevilen ve saygı gösterilen bir papazı kaçırdıklarını, kendilerine karşı çıkanları öldürdüklerini veya cezaevlerine attıklarını ifade eden Sommarström, IŞİD’nin Kürtleri de Esad rejimiyle işbirliği yapmakla suçladığını ve Kürt sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdiğini ifade ediyor.
Canice katliamlar yapan, insanların kafalarını kesen çete üyelerinin halkı korkurmak ve sindirmek için tüm bunları filme çekerek internet sitelerinde yayımladıklarnı aktardıktan sonra bölgede yaşayan insanların tanıklıklarına başvuruyor.
HİZBULLAH ASKERİNİN KAFASINI KESİP TEKMELEDİLER
Mahmud al Başar adlı bir gazeteci IŞİD militanlarının Halep’teki bir hastanade Hizbullah askeri olmakla suçladıkları kişinin kafasını kestikten sonra tekmeye başladıklarına tanıklık ettiğini belirterek “Ben her şeye tanık oldum. Rejimin bombalarını, sİlahlı saldırılarına tanık oldum. Ama ben nefret ettiğim Esad rejiminden dolayı değil, IŞİD’den dolayı kaçtım. Ben kimyasal silahla ve bombalarla ölümü kabul ederim. Ama kaçırılmayı, casuslukla suçlanmayı ve bu nedenle öldürülmeyi kabul etmem” diyor.
IŞİD militanlarının ele geçirdikleri yerlerde öncelikle basın merkezlerine saldırılar düzenlediklerini belirten al Başar, Halep’te bir grup gazetecinin can güvenlikleri sağlamak için örgütlenmeye gittiklerini, bunu haber alan IŞİD’ın toplantıya katılan 10 gazeteciyi kaçırdığını ve bunlardan ikisini öldürdüğünü, korkuya kapılan 10 civarında gazetecinin Suriye’yi terk ettiğini söylüyor.