Halep ve Lazkiye bölgesinde rejim güçlerine karşı gerçekleştirdiği operasyonlarla adından söz ettiren \'Cunduş Şam Tugayı\'nın Komutanı, Müslim Şişani El Jazeera ajansı ile bir söyleşi gerçekleştirdi.
Gürcistan’a bağlı bir Çeçen köyünde doğan, Çeçenistan\'daki savaşa katılan, bir süre tutuklu kalan Şişani, Çeçen-Rus savaşının popüler isimlerinden Emir Hattab\'ın yanında eğitim görüp, aynı köyden iki arkadaşıyla birlikte Suriye\'ye geldiğini söylüyor. 2012\'den bu yana Lazkiye bölgesinde Esad güçlerine karşı savaşan Şişani, ABD\'nin 2014 yılında hazırladığı terör listesinde yer alıyor.
Arkadaşlarından Ömer Şişani halen IŞİD’in Suriye Askeri Komutanlığını yürütüyor, Selahaddin Şişani ise, \'Ceyşul Muhacirin vel Ensar Tugayları\'nın başında Esad güçlerine karşı savaşıyor.
Müslim Şişani gerçek ismi değil. Diğerleri gibi takma isim kullanıyor. \"Şişani\" Arapça\'da, \"Çeçenistanlı\" demek.
“Dışarıdan gelen yabancı savaşçıların, doğal olarak Suriyeliler için moral olduğunu, Çeçenistan’dan gelen çok sayıda savaşçının tecrübeleri ile savaşın seyrine de büyük etki ettiğini,” vurgulayan Şişani, “Kendilerini Suriye’ye getiren sebeplerden başlıcasının İslam Peygamberi Muhammed’in Şam hakkındaki hadisi olduğunu,” belirtiyor.
Suriye halkının çektiği acılara yabancı olmadıklarını, kendilerinin de uzun yıllar benzer sıkıntıları yaşadıklarını ve bu nedenle aralarında büyük benzerlikler olduğunu vurgulayan Şişani, Suriye halkı ile karşılaştıktan ve onları tanıdıktan sonra, onlar için savaşmaktan ve ölmekten herhangi bir pişmanlık duymadıklarını,” ifade ediyor.
“Hz. Muhammed’in bir sofra etrafında insanlar nasıl toplanırsa tüm dünyadan insanlar da sizin etrafınıza öyle yığılacaklar” diye buyurduğunu, şu an yaşadıkları şeyin tam da bu olduğunu dile getiren Şişani, Ruslar’ın aleyhlerinde toplanan milletlerden biri olduğunu, onların da kendilerine has hesapları, çıkarları olduğunu, Rusların diğerlerinden çok daha fazla Suriye’yi istediğini ve diğer ülkelerden farklı saldırdıklarını, Koalisyon uçakları bir vuruyorsa Ruslar’ın 10 kez vurduğunu belirtiyor.
Ukrayna ve Afganistan’a müdahalelerine atıfta bulunarak Rusya’nın Kafkas teröristleri bahanesinin anlamsız olduğunu vurgulayan Şişani, \"Ruslar’ın kaybettiği prestiji yeniden kazanmak için saldırdığını, Suriye’yi de uluslararası arenada yeniden Rus etkisini göstermek için önemli bir şans olarak gürdüğüne” dikkat çekiyor.
Hava saldırıları karşısında çaresiz durumda bulunmalarına rağmen, Ruslar’ın bu savaşı kazanamayacağını iddia eden Şişani, bu iddiasını Çeçenistan’da 2 bin kişi ile 200 binden fazla Rus askerine karşı çok zor şartlarda savaştıkları tecrübesine dayandırıyor ve Ruslarla kapanmayan bir hesaplarının olduğunu belirterek hava saldırılarından korunmak için kendilerine özgü yöntemler geliştirdiklerini vurguluyor.
Ruslar için en büyük handikabın evinden bu kadar uzakta bir savaşa girmesi olduğunu, Suriye halkının istemediği hiçbir gücün Suriye’de tutunamayacağını vurgulayan Şişani, “Rus egemenliğinde yaşayan Müslümanların bundan sonra daha fazla Suriye’ye akın edeceklerini dile getiriyor.
IŞİD projesinin Müslümanlar üzerinde çok fazla olumsuz etkileri olduğunu, Kafkasya’da çok fazla ilmi gelişim olmadığı için gençlerin Hilafet, İslam Devleti gibi kavramlara aldanarak IŞİD’e gittiklerini vurgulayan Şişani IŞİD içerisinden çok sayıda Kafkas kökenli teröristin IŞİD’den ayrılmak ve Lazkiye bölgesine gelmek istediğini iddia ediyor.
Rakka, Halep gibi cephelerin Ruslarla yapılacak kara savaşında herhangi bir önem arz etmeyecek cepheler olduğunu vurgulayan Şişani, “ Esas sıcak savaşın verileceği bölgenin Tartus ve Lazkiye hattı olacağını,” ifade ediyor.
Ruslar’ın gücünü ve sahayı sınadığını, gelen tepkiler ve kazanım ya da kayıplara göre kendilerine bir strateji belirleyeceğini ileri süren Şişani, “kendilerini zorlayacak bir durum olduğu taktirde hava harekâtından ibaret bir destekle yetineceklerini” vurguluyor.
Ruslar’ın ana amaçlarının Lazkiye ve Tartus’ta sahip oldukları üslerin çevresini sağlama almak ve belirli bir kontrol alanı oluşturmak olduğunu belirten Şişani, “halk arasında korku salmak ve herkesi ‘bu savaş nasıl biterse bitsin ama bitsin’ noktasına getirmek, yanısıra Birleşmiş Milletler ve benzeri platformlarda burada elde edecekleri kazanımları pazarlık aracı olarak kullanmak ve 5 yıllık savaşta en büyük payı almak” amaçlarını da güttüklerini ifade ediyor.
