ABD Neden Güçlerini Irak’tan Kürdistan Bölgesi’ne Çekiyor?

26 Ağustos 2025 - 22:34
26 Ağustos 2025 - 22:34
 0
ABD Neden Güçlerini Irak’tan Kürdistan Bölgesi’ne Çekiyor?

Siyasi araştırmacı Dr. Saman Shali’ye göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki çıkarları oldukça büyüktür. Bu durum, ABD’nin stratejik bir bakış açısıyla Irak’tan güçlerini çekip Kürdistan’a yönlendirmesinin temel nedenini oluşturuyor. Shali, Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin Washington için istikrarlı bir nokta olduğunu, Peşmerge güçlerinin ise IŞİD’e karşı savaşta etkinliklerini kanıtlamış güvenilir bir güvenlik ortağı olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda bölgedeki petrol ve doğalgaz zenginlikleri de Kürdistan’ı ABD için önemli bir ekonomik ortak haline getiriyor.

Shali,“Kürdistan Bölgesi Hükümeti, Irak’ın siyasi parçalanma ve bölünme yaşadığı bir dönemde, siyasi ve insani açıdan istikrarlı bir cephe sunuyor,” diyor. Jeopolitik açıdan ise bölge, ABD’nin ilişkilerinin gergin olduğu Türkiye, İran ve Suriye ile çevrili olmasına rağmen, Washington ile güçlü ilişkiler sürdürüyor. Öte yandan Bağdat yönetimi sık sık Tahran’ın baskılarına maruz kalırken, Kürt siyasi liderliği daha dengeli dış ilişkiler kurmayı başarıyor. Shali, ABD’nin Kürdistan ile ilişkilerini geliştirmesinin, İran’ın Irak’taki etkisine karşı koymak açısından da önemli olduğunu vurguluyor. Ayrıca Kürdistan’ın Suriye sınırındaki konumu, Washington’a Suriye’deki Kürt güçleri – özellikle ABD’nin diğer bir müttefiki olan Suriye Demokratik Güçleri – ile güvenlik koordinasyonu olanağı sağlıyor.

Shali, bölgedeki istikrarın, Kürdistan’ı ABD’nin askeri ve diplomatik varlığı için doğal bir üsse dönüştürdüğünü belirtiyor. Erbil Uluslararası Havalimanı'nın ise uluslararası koalisyonun operasyonları için önemli bir lojistik merkez haline geldiğini söylüyor. Shali, “Kürdistan Bölgesi Hükümeti, ABD personeli ve operasyonları için güvenli bir ortam sunarken, Bağdat ve Güney Irak’ta istikrarsızlık ve ABD karşıtlığı hâkim,” diyor. Ona göre, ABD’nin bölgedeki en büyük çıkarı, terörle mücadelede Kürdistan’ın oynadığı kritik rolde yatıyor.

2014 yılında IŞİD’in Irak’a saldırması, Irak güvenlik kurumlarının zayıflığını gözler önüne sererken, Peşmerge güçleri Erbil’e kadar olan geniş bir hattın ilk savunma hattını oluşturdu. Shali, ABD’nin Peşmerge’ye doğrudan silah, eğitim ve hava desteği sağladığını hatırlatıyor. IŞİD’in resmen yenilgiye uğramasına rağmen, örgütün kalıntılarının hâlâ Bağdat ile Erbil arasında tartışmalı bölgelerde faaliyet gösterdiğini ve bu durumun, ABD’nin Peşmerge’yi diğer silahlı gruplara kıyasla daha disiplinli ve mezhepsel olmayan bir ortak olarak görmesine neden olduğunu ifade ediyor. Ayrıca Kürdistan Bölgesi Hükümeti, aşırılık yanlısı ağlarla mücadele için gerekli istihbarat iş birliğini de ABD’ye sağlıyor.

Ekonomik açıdan ise Shali, Kürdistan Bölgesi’nin doğal kaynaklar açısından oldukça zengin olduğunu belirtiyor. Bölgenin yaklaşık 45 milyar varil petrol ve 200 trilyon fit küp (yaklaşık 5.67 trilyon metreküp) doğalgaz rezervine sahip olduğunu, bunun da dünya rezervlerinin %3’üne denk geldiğini söylüyor. Bu kaynakların ABD açısından iki yönlü önem taşıdığını vurguluyor: Birincisi küresel enerji güvenliğini sağlamak, ikincisi ise ABD enerji şirketleri için yatırım fırsatları yaratmak. Bu şirketlerin zaten Kürdistan’daki bazı petrol sahalarında yatırım yaptığına dikkat çekiyor. Erbil ile Bağdat arasında petrol ihracatı konusunda yaşanan anlaşmazlıklara rağmen, ABD’nin ekonomik çıkarlarının bölgede net biçimde hissedildiğini ifade ediyor.

Shali son olarak, Kürdistan Bölgesi’nin siyasi ve güvenlik açısından sunduğu istikrar sayesinde, enerji, altyapı ve ekonomik kalkınma alanlarında faaliyet gösteren Amerikan şirketleri için elverişli bir ortam sunduğunu belirtiyor. Bu durumun, Washington’un Kürdistan’daki askeri ve siyasi varlığını artırma yönündeki motivasyonunu daha da güçlendirdiğini dile getiriyor.

Bu haber toplam 2727 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 00:36:43