Barın Kayaoğlu: Türkiye’nin Suriye Kumarı

Uzmanlar, polis ve ordu birliklerinin eğitiminin yıllar ve milyarlarca dolar sürebileceğini, Ankara’nın ise Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) etkisini sınırlamaya ve bölgesel rolünü genişletmeye çalıştığını söylüyor.

23 Ağustos 2025 - 16:07
23 Ağustos 2025 - 16:07
 0
Barın Kayaoğlu: Türkiye’nin Suriye Kumarı

Türkiye, Suriye’nin güvenlik güçlerini modernize etmeyi amaçlayan yeni bir askeri iş birliği programı başlattı, ancak uzmanlar savaşın harap ettiği ülkenin bağımsız ve işlevsel silahlı kuvvetler inşa etmesinin yıllar ve milyarlarca dolar gerektireceği konusunda uyarıyor.

Türk Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, 13 Ağustos’ta Ankara’da “Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Zaptı”nı imzaladı. Anlaşma; askeri personel değişimi, Suriyeli personelin terörle mücadele, mayın temizleme, siber güvenlik, mühendislik, lojistik, teknik destek ve silah transferleri alanlarında ileri eğitimi gibi Suriye’nin askeri kapasitesini modernize etmeyi amaçlayan çeşitli hükümler içeriyor.

Türk Savunma Bakanlığı’na göre, Suriyeli askerlerin eğitimi başladı.

Anlaşma Ankara’ya Suriye’nin güvenlik yapısı üzerinde etki sağlarken, uzmanlar iddialı kapsamının sadece para ve zaman değil, aynı zamanda siyasi istikrar da gerektirdiğini belirtiyor.

Ankara ve Şam arasındaki askeri iş birliği, ABD’nin Suriye’den çekilmesiyle birlikte ağırlıklı olarak IŞİD’le mücadeleye odaklanacak gibi görünüyor. Ancak Ankara, silah bırakmayı reddeden Kürtlerin öncülüğündeki DSG’ye karşı artan tehditlerini sürdürüyor.

Maliyetler ve finansman

Tam kapsamlı askeri iş birliği anlaşmasının uygulanması için gereken maliyet ve zaman belirsiz olsa da, Türkiye’nin 2018’den bu yana kontrol ettiği bölgelerde Suriyeli polis güçlerini eğitme ve donatma deneyimi bazı fikirler veriyor.

Türk bir ulusal güvenlik yetkilisi, Afrin’de kurulan 500 kişilik polis gücü örneğini verdi. Türkiye, her birine aylık 400 dolar maaş ödemişti.

Suriye nüfusunun (halen yaklaşık 24 milyon, geri dönen mültecilerle birlikte beş yıl içinde 30 milyona çıkabilir) her 250 vatandaşa bir polis düşecek şekilde hesaplandığında 120.000 polis memuruna ihtiyacı olacak.

Daha mütevazı bir hedefle, ülke geneline 30.000 memur yerleştirilse bile bir yıllık eğitim yaklaşık 60 milyon dolara, maaşlar ise yıllık 144 milyon dolara mal olur. Silahlandırma maliyetleri de eklenince rakamlar hızla artıyor.

Yetkili, kara ordusunun bundan çok daha pahalıya mal olacağını, birleşik bir kara-hava-deniz gücünün ise kat kat fazla gerektireceğini söyledi.

Türkiye, bu maliyetleri karşılamak için Körfez ülkelerinden finansman sağlamayı veya onlarla ortak silah üretimi yapmayı planlıyor.

Tüm Suriye için ordu kurma

Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon’a göre, maliyetin ötesinde siyasi ve toplumsal sorunlar “yeni bir ordu” kurmayı daha da zorlaştırıyor.

Şu anda Suriye ordusu, farklı gruplardan oluşan yaklaşık 100.000 askerden meydana geliyor. Bunların bir kısmı Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’ndan, bir kısmı ise Heyet Tahrir Şam (HTŞ) komutasındaki yabancı savaşçılardan oluşuyor. Ancak gerçek bir birleşik komuta yapısı yok.

Suriye yönetimi onlarca silahlı grubu resmi komutaya dâhil etmeye çalışsa da HTŞ komutanlarının üst düzeyde hâkimiyeti sürüyor. Geçtiğimiz aylarda rejim yanlısı güçler ile farklı azınlık grupları arasında yaşanan çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybetti.

Önhon, “Ulusal bir ordunun toplumsal çeşitliliği yansıtması gerekir. Ancak mevcut siyasi koşullarda Kürtler, Dürziler ve Aleviler orduya entegre edilemez” dedi.

Türkiye-Suriye savunma paktı, Mart ayında imzalanan DSG’nin silahsızlandırılması ve Suriye ordusuna katılması yönündeki anlaşmanın ilerleme kaydedemediği bir dönemde geldi.

Ankara, DSG’nin silahsızlandırılmasında ısrar ediyor. Çünkü DSG’nin çekirdek gücü, Türkiye, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nin Suriye kolu.

PKK, Mayıs ayında Türkiye ve hapisteki lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen barış görüşmeleri kapsamında dağılmaya hazır olduğunu açıkladı. Ancak DSG, silahsızlanmanın kendilerini Sünni gruplara karşı savunmasız bırakacağını savunuyor.

Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’nden Oytun Orhan’a göre, Ankara’nın Şara yönetimine artan desteği DSG üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlıyor.

Yine de Orhan, anlaşmanın asıl amacının doğrudan askeri müdahaleye zemin hazırlamaktan ziyade, Suriye’nin savunma ve güvenlik kurumlarını kademeli olarak yeniden inşa etmek olduğunu vurguladı.

IŞİD’le mücadele

DSG, Pentagon’un Suriye’deki IŞİD’e karşı en önemli müttefikiydi. Ancak yaklaşık 1.500 Amerikan askeri ülkeyi terk etmeye başladı.

Yeni pakt kapsamında Türkiye, Suriye güvenlik güçlerini terörle mücadele ve organize suçla mücadeleye yeniden yönlendirmek için eğitim, uzmanlık ve ekipman desteği sağlayacak.

Orhan, “Esad rejimindeki ulusal güvenlik mekanizmalarının ana görevi rejimi korumaktı. Artık öncelik IŞİD, PKK ve organize suç ağlarıyla mücadele olacak” dedi.

 

Bu haber toplam 5037 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 01:10:44