Irak, İran destekli İHA saldırılarını durdurabilir mi?
İran destekli milisler, Temmuz ayında Irak Kürdistanı’nda enerji tesislerini hedef alan İHA saldırıları düzenledi. ABD, Bağdat’tan bu grupları durdurmasını istedi ancak Irak yönetimi harekete geçmedi. Milisler hem devlete bağlı hem de bağımsız hareket ederek bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.

Son dönemde Kürdistan’da gerçekleşen İHA saldırıları, Irak’taki İran destekli milislerin yarattığı tehditleri yeniden gündeme taşıdı.
30 Temmuz’da, Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Mahmur kasabası yakınlarında bir kamikaze insansız hava aracı düştü. Kürt terörle mücadele güçleri olayda can kaybı yaşanmadığını açıkladı. Bu olay, Temmuz ayı boyunca Kürdistan Bölgesi’ndeki enerji altyapılarını hedef alan yaklaşık yirmi kamikaze İHA saldırısından sadece biri.
Bu saldırılar, Washington yönetimini öfkelendirdi. Ancak Bağdat yönetimi tehditleri dizginlemekte başarısız oldu. 22 Temmuz’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile bir görüşme gerçekleştirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Rubio’nun enerji altyapılarını — ABD şirketlerinin işlettiği tesisler dahil — hedef alan İHA saldırılarına dikkat çektiği ve Irak hükümetinin sorumluları hesap vermeye çağırması ve benzer saldırıların önlenmesi gerektiğini vurguladığı belirtildi. Ayrıca Rubio, Irak’ın Kürdistan Bölgesi halkına maaş ödemesi ve Irak-Türkiye boru hattı üzerinden petrol ihracatının yeniden başlatılması gerektiğinin altını çizdi.
Bu İHA saldırıları, Bağdat’ın ülke içindeki silahlı grupları kontrol altına alamadığının bir göstergesi. Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkilileri, saldırıların Irak’taki Haşdi Şabi (PMF) bünyesindeki İran destekli milisler tarafından düzenlendiğini öne sürdü. Rubio da bu değerlendirmeye katılıyor gibi görünüyor. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Rubio, Irak Temsilciler Konseyi’nde (COR) görüşülmekte olan Haşdi Şabi Komisyonu (PMC) yasa tasarısı ile ilgili ciddi endişelerini yineledi. Rubio, bu yasa tasarısının İran etkisini ve silahlı terör gruplarını kurumsallaştırarak Irak’ın egemenliğini tehdit edeceğini belirtti. Söz konusu yasa tasarısı, hem Irak hem de İran tarafından desteklenen Haşdi Şabi içindeki milislerin yetkilerini artırabilir.
Yıllardır İran destekli Iraklı milisler, hem yarı resmi hem de düzensiz silahlı gruplar olarak bölgedeki çeşitli saldırıları gerçekleştirmek için bu ikili statülerinden faydalanıyor. Örneğin, en güçlü milis gruplardan biri olan Kataib Hizbullah, Ocak 2024’te Ürdün’de üç Amerikan askerinin ölümünden sorumlu tutuldu. Ayrıca Mart 2023’te Princeton Üniversitesi araştırmacısı Elizabeth Tsurkov’u Bağdat’ta kaçırdı ve hâlâ esir tutuyor. Iraklı milisler, Irak ve Suriye’deki ABD güçlerine yönelik saldırıların yanı sıra İsrail’i hedef alan İHA saldırılarından da sorumlu tutuluyor.
Irak yönetiminin bu milisleri dizginleme gücü mevcut, ancak yıllardır bunu yapmayı reddediyor. Milisler, IŞİD'e karşı savaş sırasında Irak’ın insan gücüne ihtiyaç duymasıyla güç kazandı. Iraklı Şii din adamı Büyük Ayetullah Ali es-Sistani’nin verdiği bir fetva, genç erkekleri bu milislere katılmaya teşvik etti. Ancak IŞİD tehdidi sona erdikten sonra milisler silah bırakmak yerine devlet kurumlarına sızmaya başladı.
Artık Irak’a daha fazla sorumluluk alma çağrısı yapılıyor. ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Joe Wilson, 29 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “İran yanlısı milisler bugün değerli dostlarımız olan Kürdistan Bölgesi’ne daha fazla İHA saldırısı düzenledi. Ne yazık ki ABD vergi mükelleflerinin parası, Bağdat’ı finanse ediyor; Bağdat ise bu terörist milisleri finanse ediyor. Bu milisler, Kürdistan’a ve ABD askerlerine saldırıyor, İran ile iş birliği yaparak Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen’i istikrarsızlaştırıyor. Bu artık tolere edilemez. Irak’a yapılan mali yardımların yasaklanması için çalışacağım.” dedi.
Kürdistan Bölgesi’ndeki enerji altyapılarına yönelik bu milis saldırıları, Bağdat’ın bölgeye maaşlar ve enerji sözleşmeleri konusunda baskı uyguladığı bir döneme denk geliyor. Ayrıca İran’ın İsrail’le 12 gün süren bir savaştan yeni çıktığı düşünüldüğünde, Tahran ve Bağdat’taki müttefikleri bu milisleri, ABD’nin Kürdistan’daki müttefiklerini tehdit etmek için bir araç olarak kullanıyor olabilir.
Kürdistan Bölgesi'nde, IŞİD karşıtı uluslararası görev gücü olan “Combined Joint Task Force – Inherent Resolve” kapsamında ABD askerleri bulunuyor. Göreve yeni atanan komutan, 21 Temmuz’da Irak Başbakanı ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu koşullar altında Bağdat’ın milis saldırılarını durdurması ve ABD güçleriyle iş birliği yapması kendi çıkarına olmalı. Ancak Iraklı yetkililer, şu ana kadar bu gruplarla yüzleşmeye hazır olduklarını göstermedi.
Son güncellenme: 16:42:03