İran, Nükleer Görüşmeleri Canlandırmak İçin Suudi Arabistan’dan ABD’ye Aracılık İstedi

İsrail saldırılarının yeniden tekrarlanmasından kaygı duyan ve ekonomik baskı altında ezilen İran, tıkanan nükleer müzakerelerin canlanması için Suudi Arabistan’dan Washington nezdinde devreye girmesini talep etti.

20 Kasım 2025 - 17:55
20 Kasım 2025 - 17:55
 0
İran, Nükleer Görüşmeleri Canlandırmak İçin Suudi Arabistan’dan ABD’ye Aracılık İstedi

İran, durma noktasına gelen nükleer görüşmelerin yeniden başlaması için Suudi Arabistan’dan ABD üzerinde etkisini kullanmasını istedi. Konuya hâkim iki bölgesel kaynak, Tahran’ın bu talebinin hem olası yeni İsrail hava saldırılarına dair endişesini hem de giderek ağırlaşan ekonomik sıkıntılarını yansıttığını aktardı.

İranlı ve Suudi medya kuruluşlarının bildirdiğine göre, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan geçtiğimiz hafta, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Washington ziyareti öncesinde kendisine bir mektup gönderdi. Mektupta Pezeşkiyan’ın “çatışma arayışında olmadığını”, bölgesel işbirliğini derinleştirmek istediğini ve “haklarının güvence altına alınması koşuluyla nükleer anlaşmazlığın diplomasi yoluyla çözümüne açık olduklarını” vurguladığı belirtildi.

İran Dışişleri Sözcüsü İsmail Bekayi, Çarşamba günü yaptığı açıklamada Pezeşkiyan’ın mesajının “tamamen ikili nitelikte” olduğunu savundu. Suudi makamlar ise yorum talebine karşılık vermedi.

Haziran ayında İsrail’in hava saldırılarıyla başlayan ve ABD’nin üç İran nükleer tesisini vurduğu 12 günlük savaş öncesinde Tahran ve Washington, İran’ın uranyum zenginleştirme programı üzerine beş tur görüşme yapmıştı. Çatışmaların ardından müzakereler çıkmaza girerken, her iki taraf da hâlâ anlaşmaya açık olduğunu belirtiyor.

Körfez’den bir kaynak, İran’ın ABD ile temas için yeni bir kanal aradığını, Suudi veliaht prensin de barışçıl bir çözüm istediğini ve bu mesajı ABD Başkanı Donald Trump’a ilettiğini söyledi. Veliaht Prens, Salı günü gazetecilere “ABD ile İran arasında bir anlaşmaya varılması için elimizden geleni yapacağız” dedi.

Uzun yıllar bölgesel rakip olan Riyad ve Tahran, 2023’te Çin arabuluculuğunda normalleşmişti. Washington ile güçlü güvenlik bağları ve özellikle Trump yönetimiyle yakın ilişkileri sayesinde Suudi Arabistan, bölgesel diplomaside giderek daha etkili bir aktör hâline geliyor.

Buna karşın İran’ın bölgesel gücü son iki yılda geriledi. İsrail’in Gazze’de Hamas’a, Lübnan’da Hizbullah’a ağır darbeler vurması ve Suriye lideri Beşar Esad’ın düşmesi, Tahran’ın nüfuzunu zayıflattı. Eski İranlı üst düzey diplomat Hamid Aboutalebi, arabuluculuk kanallarının Umman ve Katar’dan Suudi Arabistan’a kaydırılmasının “mevcut koşullarda en stratejik tercih” olduğunu belirtti.

Diplomaside Yüksek Riskli Dönem

Nükleer diplomasinin canlanması büyük önem taşıyor. Tahran’daki dini liderlik ile Trump yönetiminin şartları arasında büyük farklılıklar bulunuyor. Uzlaşma sağlanamaması, bölgesel savaş ihtimalini artırıyor. Körfez ülkeleri, İsrail’in İran’ı yeniden vurması hâlinde çatışmanın bölge geneline yayılmasından endişe duyuyor.

Tahran, ABD’yi Haziran’daki savaşta İsrail’e katılarak “diplomasiyi sabote etmekle” suçluyor ve olası bir anlaşmanın ABD yaptırımlarının kaldırılmasını şart koşuyor. Washington ise İran’dan uranyum zenginleştirmeyi durdurmasını, balistik füze programını sınırlandırmasını ve bölgedeki vekil milisleri desteklemeyi bırakmasını talep ediyor. Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın zenginleştirmeye yeniden hız vermesi hâlinde saldırıdan çekinmeyeceklerini söylüyor.

Tahran, nükleer programının barışçıl olduğunu savunuyor ve herhangi bir İsrail saldırısına “ezici karşılık” vereceğini belirtiyor.

Ekonomik Baskı ve Halk Öfkesi Yön Değiştirtiyor

İran’ın en üst siyasi otoritesi olan Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney, tehdit altında müzakere yapılmasına karşı çıkıyor. Ancak halka yansıyan ağır ekonomik tablo bu sert tutumu zorlaştırıyor. Değer kaybeden ulusal para birimi, yüksek enflasyon, enerji ve su kıtlığı gibi sorunlar halkın öfkesini büyütüyor.

Reuters’a konuşan üst düzey iki İran yetkilisi, kamuoyu baskısının ve ekonomik çöküşün, yönetimi ABD ile diplomatik çıkış aramaya zorladığını belirtti. Hamaney’in danışmanı Kemal Harrazi de geçtiğimiz hafta Trump’a “karşılıklı saygı ve eşitliğe dayalı gerçek müzakerelere” dönme çağrısında bulundu.

Tahran yönetimi, hem ekonomik çöküşü hafifletmek hem de yeni bir İsrail saldırısı riskini azaltmak amacıyla diplomatik çıkış arayışını hızlandırmış görünüyor.

 

Bu haber toplam 150 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 18:56:36