Suriyeli aşiretlerden DSG kontrolündeki bölgelerde siyasi çıkmaz konusunda uyarı

Suriyeli aşiretler, DSG’nin (Demokratik Suriye Güçleri) kontrolündeki bölgelerdeki siyasi çıkmazın çatışmaya dönüşebileceği uyarısında bulundu.

28 Temmuz 2025 - 17:27
28 Temmuz 2025 - 17:27
 0
Suriyeli aşiretlerden DSG kontrolündeki bölgelerde siyasi çıkmaz konusunda uyarı
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) geçtiğimiz pazartesi günü Haseke’de askerî geçit töreni düzenledi

Suriye Aşiretler ve Kabileler Yüksek Konseyi üyesi Şeyh Hamud el-Ferec Şarku’l Avsat haber ajansına yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda siyasi bir çözümsüzlük olduğu uyarısında bulunarak, “siyasi bir çözüme ulaşılmadığı takdirde olayların çatışmaya doğru gideceğini” söyledi. El-Ferec, aşiretlerin Suriye devletinin kararlarına bağlılığını vurgulayarak, hiçbir tarafın ‘bölgeyi gelişigüzel bir savaşa bulaştırmak’ istemediğini belirtti.

El-Ferec, Suriye hükümeti ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında Paris'te yapılması beklenen ve ertelendiği söylenen toplantının, Şam'ın toplantıyı Fransa'da yapmak istememesi ve aşiretlerin DSG'nin yanında yer alma konusundaki çekinceleri nedeniyle iptal edildiğini açıkladı. Ancak Kürt kaynaklar, Paris'te yapılması planlanan toplantının ‘ertelendiğini’, liderler düzeyinde olmasa da daha sonra yapılmasının beklendiğini söyledi. Kürt kaynaklar, toplantının IŞİD’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun (DMUK) talebi üzerine ertelendiğini ve kararın DSG'ye resmen bildirildiğini doğruladı.

DSG tarafından kontrol edilen bölgelerde son günlerde artan gerginlik, Suriye'nin Cezire vilayetlerindeki (Rakka, Deyrezzor ve Haseke) bir dizi birlik, kurum, siyasi ve sivil grup ile yerel medya kuruluşunu dışişleri bakanlarına (Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio) resmi kanallar aracılığıyla bir bilgilendirme notu sunmaya zorladı. Belgenin bir kopyası Şarku'l Avsat'a ulaştı.

‘Suriye Ceziresi’ olarak bilinen bölgedeki gruplar tarafından imzalanan bilgilendirme notunda, bölgelerindeki gerçekliğin artık ertelenemeyeceği ve görmezden gelinemeyeceği belirtilerek, DSG'nin bölgede kendisini fiili bir otorite olarak dayattığı ve Arap, Kürt, Türkmen, Süryani ve Ermeni bileşenlerin aleyhine tek bir bileşen için ayrıcalıklar tesis ettiği ifade edildi. ‘Özgürlükler gerçeğinin eski rejim dönemindekinden çok da farklı olmadığına’ dikkat çekildi. Notta şu ifadeler yer aldı: “Vicdan mahkumları çok sayıda, çoğulculuk bastırılmış durumda ve itiraz eden herkes tutuklanmaya ve marjinalleştirilmeye maruz kalıyor... En tehlikelisi ise azınlık kartının açıkça kullanılması ve hem sahilde hem de güney Suriye'de yasadışı askeri aktörlerin desteklenmesiyle birlikte ortak ulusal dokudan geriye kalanları parçalamak için bir araç olarak kullanılması.”

Bilgilendirme notunda 8 talep yer aldı: DSG'nin tek bir siyasi, askeri veya idari blok olarak devlet kurumlarına entegre edilmesinin reddedilmesi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile bağlantılı güvenlik hizmetlerinin lağvedilmesi, tüm ulusal kaynakların ve kamu kurumlarının devlete iade edilmesi, bölge vatandaşlarının zorla askere alınmasının iptal edilmesi, kadınların herhangi bir bahane ile kaçırılmasının önlenmesi, eski rejim kalıntılarına ev sahipliği yapan eğitim kamplarının dağıtılması, uyuşturucu ticareti ile mücadele edilmesi ve siyasi veya milliyetçi nedenlerle zorla yerinden edilenlerin güvenli bir şekilde geri dönmelerinin sağlanması.

Konuyla ilgili olarak sosyal medyada, Arap aşiretlerine atfedilen ve DSG'yi belirli bir süre sonunda silahlarını ve Deyrezzor, Rakka ve Haseke bölgelerini teslim etmemesi halinde genel bir nifak ilan etmekle tehdit eden bir açıklama dolaşıma sokuldu. Şeyh Hamud el-Ferec aşiretlere atfedilen bu açıklamanın önemini küçümseyerek, imzacıların açık isimlerinin yer almadığı ve video kaydının eşlik etmediği bir açıklamanın dikkate alınmayacağını vurguladı. Ancak el-Ferec, Cezire’deki aşiretlerin alarm durumunu ve Tabka'nın dış mahalleleri ile Rakka'nın güneyindeki ez-Zemle bölgesinde hükümet güçlerinin hareketliliğinin varlığını inkâr etmedi.

Bu gelişmeler, Haseke'nin güneyindeki eş-Şeddadi Üssü’nde DSG komutanları ile Deyrezzor vilayetinin sivil ve askeri konseylerinin temsilcilerinin yanı sıra bölgedeki aşiretlerin ileri gelenlerinin de katıldığı genişletilmiş bir toplantı yapıldığına dair haberlerin ardından geldi.

DSG Sözcüsü Ferhad eş-Şami Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şeddadi'deki toplantıya ilişkin haberleri yalanlayarak, “Bunlar yalan iddialardır, gerçekle hiçbir ilgisi yoktur ve kaos yaratmayı amaçlayan kötü niyetli niyetleri yansıtmaktadır” dedi. Aşiretlerin DSG'yi genel alarm ilan etmesi konusunda uyaran açıklamasını da kaos yaratmanın bir parçası olarak değerlendiren eş-Şami, bunun ‘sahte’ bir açıklama olduğunu söyledi ve ‘aşiretlerin kuzey ve doğu Suriye'de yönetim ve güvenliğin önemli bir ayağı olduğunu, liderliklerinin bilindiğini ve kimsenin bilinmeyen açıklamalarla onlar adına konuşamayacağını’ vurguladı.

Cumartesi günü basında yer alan haberlerde, Haseke'nin güneyindeki eş-Şeddadi kentinde bulunan ABD üssünde kapsamlı bir toplantı yapıldığı bildirildi. Syria TV'nin aktardığına göre DSG lideri Mazlum Abdi toplantı sırasında DSG'nin bölgelerini devretme ya da özerk yönetimi feshetme niyetinde olmadığını vurguladı. Abdi, Suriye devletiyle herhangi bir yakınlaşmanın, başta özerk yönetimin yapısının korunması ve güçlerin üzerinde mutabık kalınan düzenlemeler çerçevesinde entegre edilmesi olmak üzere, belli koşullar altında gerçekleşeceğini açıkladı. Abdi ayrıca, önümüzdeki birkaç gün içinde DSG komitelerinin askeri kurumlar da dahil olmak üzere devlet kurumlarının devri için Deyrezzor vilayetinden başlayarak Rakka ve Haseke vilayetlerini de kapsayacak şekilde Suriye hükümetiyle bir dizi toplantı başlatacağını duyurdu.

Daha önce Suriye Dışişleri Bakanlığı Amerikan İşleri Dairesi Müdürü Kutaybe İdlbi, ‘Suriye hükümeti ile DSG arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanması konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini’ belirtmişti. Suriye devlet televizyonuna yaptığı açıklamada İdlibi, Washington ile Suriye hükümeti arasında çeşitli konularda ‘tam bir anlayış’ olduğunu söyledi. İdlibi, ABD ve Fransa'nın ‘Suriye'nin birliğini koruyacak adımların tamamlanması gerektiğine inandığını’ ve Fransız yetkililerin tutumunun ‘Fransa'nın Suriyelilerin istediği bir çözüme ulaşmak için DSG'ye baskı yapma isteğini gösterdiğini’ söyledi.

İdlibi'nin açıklamaları Paris toplantısının ‘ertelendiği’ ya da ‘iptal edildiği’ duyurulmadan önce geldi.

Şam hükümetine yakın medya kaynakları, Suveyda'daki olayların ardından DSG'nin ‘Mart anlaşmasını uygulama konusunda temkinli davrandığını ve gerilimin artması halinde DMUK güçlerinin müdahalesine bel bağladığını’ söyledi. ‘DMUK güçlerinin Suriye'ye girişi IŞİD’le mücadele için olduğuna göre DMUK güçleri DSG'nin yanında iç çatışmalara müdahale edecek mi?’ sorusuna kaynaklar, “Ortam henüz net değil” yanıtını verdi.

10 Mart anlaşması, sınır kapıları, havaalanı ve petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların Suriye devlet yönetimine entegre edilmesini öngörüyor. Ayrıca Suriye'nin toprak bütünlüğünü teyit ediyor ve bölünmeyi reddediyor.

 

 

Bu haber toplam 11921 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 22:34:01