Süveyda, Suriye-İsrail müzakereleri için bir sınav... Azınlıklar yeni haritaların kurbanı olabilir
''İsrail, Orta Doğu’daki herhangi bir azınlığın geleceğiyle ilgilenmez; bazen çıkarlarını dayatmak için koruma sloganını kullanır. Şu anda Şam’ı kazanmanın eşiğindeyken neden Süveyda ya da Kamışlo ile ilgilensin ki?''

Pazar günü Süveyda vilayetinde patlak veren kanlı olaylar, Suriye’deki yeni rejim ile dini ve etnik azınlıklar arasındaki gergin ilişkiye dair bir başka doğrulamadır. Yeni rejim, İslami temellere dayanan merkezi yönetimi sağlamlaştırmaya çalışırken, azınlıklar ise kimliklerini koruyarak güvenceler almayı talep ediyorlar.
ABD ve Avrupa'nın, Ahmed Şara’nın başkanlığındaki yeni rejimle ilişki kurmanın şartlarından biri, Kürt, Alevi, Dürzi ve Hristiyan azınlıkları güvence altına alan kapsayıcı bir hükümet kurmaktı. Ayrıca cihatçı düşüncelere sahip yabancı savaşçılar sorununun çözülmesi gerekiyordu.
Şara, azınlıkları temsilen bazı kişilere ikincil bakanlıklar vererek ve Batı’ya güvence verici mesajlar göndererek orta yolu tutmaya çalıştı. Aynı zamanda, özellikle ABD ile anlaşarak yabancı savaşçıları “84. Tümen” adlı bir birlik altında Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlayıp Suriye vatandaşlığı verilmesi konusunda uzlaştı.
Ancak Kürtler, Dürziler ve Aleviler bu adımları yeterli bulmadılar. Mart ayında Suriye sahilinde yaşanan olaylar, mezhepsel gerilimin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını ve yeniden azınlık savaşları ile Suriye’nin parçalanma tehlikesini ortaya koydu.
Batı’nın baskısı altında, Suriye hükümeti olaylarla ilgili bir inceleme komitesi kurdu, fakat henüz rapor yayınlanmadı. Suriyeli yetkililer ise geçiş süreci adaletine bağlılıklarını vurguluyor.
Sahil olayları, Kürtlerin federal bir sistem talebini güçlendirdi. Dürziler ise Süveyda halkının yerel güvenliğe katkıda bulunmasını, Şam ile işbirliği içinde görev almasını ve gerçek bir hükümet temsiline sahip olmasını istedi.
İç siyasi tabloda İsrail sahneye çıktı ve Suriye'deki Dürzilere yönelik herhangi bir müdahaleye karşı uyardı. Nisan ayında, Şam’daki Cumhuriyet Sarayı yakınlarında, Dürziler ile Suriyeli güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmaların ardından, İsrail hava kuvvetleri bir saldırı düzenledi. Başbakan Netanyahu, bu saldırının Dürzilere yönelik olası saldırılara karşı bir uyarı olduğunu belirtti.
İsrail bir dönem Kürtler dahil olmak üzere Suriye’deki azınlıkların koruyucusu rolünü üstlendi. Ancak daha sonra yetkililer parçalanmış bir Suriye’den söz etmeye başladılar. İsrail güçleri Aralık ayında Beşar Esad’ın düşüşünün ardından Şeyh Dağı zirvesini işgal etti ve İran’a bağlı Kudüs Tugayı hücrelerini takip etme gerekçesiyle Şam’a sadece 10 km kala ilerleme sağladı.
ABD Başkanı Donald Trump ile Şara’nın 14 Mayıs’ta Riyad’da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, ABD Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmaya başladı. Bu süreçte Suriye ile İsrail arasında dolaylı güvenlik müzakereleri de yürütülüyordu.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın açıklamaları, Washington’un yeni rejimi desteklemekte kararlı olduğunu gösterdi. Federal ya da adem-i merkeziyetçi bir Suriye modeli taleplerini dikkate almadan azınlıkların haklarının korunacağını belirtti.
Barrack, Kürtlere yeni Suriye ordusuna entegrasyon sürecini hızlandırmaları çağrısında bulundu ve “federal yapı Suriye’ye uygun değil” dedi. Bu söylem, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) geçen hafta silah bırakan PKK modelini izleme çağrısı olarak değerlendirildi.
Suriye ile İsrail arasındaki müzakereler ilerledikçe, ABD Şam’a yönelik yaptırımları hızla kaldırıyor. Netanyahu ise 21 aydır süren savaşlarının stratejik sonuçlarını toplamak için “yüzyılda bir gelen fırsat”tan söz ediyor. Savunma Bakanı İsrail Katz ise Suriye ve Lübnan ile “normalleşme” çabalarını vurguluyor.
Acaba Süveyda’daki olaylar, Azerbaycan’daki son müzakere turunun hemen ardından, Şara’nın Bakü ziyaretinin gölgesinde gerçekleşen Suriye-İsrail müzakerelerinin ulaştığı aşamanın bir testi mi?
İsrail Orta Doğu’daki azınlıkların kaderine ilgi duymuyor. Kimi zaman koruma söylemini kendi çıkarları için kullanıyor. Şam’ı ele geçirmeye bu kadar yaklaşmışken, Süveyda ya da Kamışlı umurlarında olur mu?
Samih Saab- En-Nahar