Ulus-Devlet Çağı Bitmedi, Kürtler İçin Yeni Başlıyor
''Son yıllarda Kürt halkına dayatılan çözüm önerileri dikkatle incelenmeli. "Federal çözüm", "konfederal birliktelik", "çoğulcu yapı" gibi kavramlar, kulağa demokratik gelse de pratikte bu coğrafyada işlevsizdir. Aynı dili konuşan 22 Arap devleti neden konfederal bir birlik kuramıyor? Türkler ve Azeriler, kendilerini "aynı millet" saymalarına rağmen neden birlikte yaşayamıyor? ''

Malum çevreler, "ulus-devlet çağı bitti" diyerek Kürtlere devlet kurmamalarını salık veriyor. Bu sömürgeci koloniztörlerin içinde ahmak Kürdler’de var. Oysa bu çağ henüz bitmiş değil. Hâlâ dünya haritasında benim saya bildiğim 190'dan fazla ulus-devlet var ve bunların hiçbiri kendi varlığını tartışmaya açmıyor. Sadece Kürdler söz konusu olduğunda "devlet gerekmez", "birlikte yaşayalım", "sınırları aşalım" gibi romantik söylemler devreye giriyor. Açıktır ki, bu tür çağrılar, doğrudan Kürt halkının özgürlük mücadelesini hedef alıyor.
Ortadoğu’da Kürdlerin kaderi hâlâ sömürgeci devletlerin insafına bırakılmış durumda. Türk, Arap ve Pers rejimleri bir asır Kürdistan’ı Batı emperyalistlerin emrinde dört parçaya bölerek işgal altında tutu. Bu rejimlerin ortak amacı, Kürt halkının kendi geleceğini belirlemesini engellemek ve onları ya asimile etmek ya da kontrollü bir "azınlık" konumunda tutmaktır. Ankara ve Tahran; Sünni, Şii vekil terör gruplarıyla buna çalıştılar. Türkler, Suriye-Rojava işgali ile bunu amaçladı. Paramiliter SMO çeteleriyle Türk-Arap kuşağı oluşturmak istedi. Olmadi Culani ile denedi. Gene olmadı. Fırsat verilirse bir daha deneyecekler… O nedenle Kürt halkının önünde sadece bir seçenek var: Ulusal birlik ve bağımsız devlet stratejisi.
Türk, İran, Arap ve benzeri rejimlerle "birlikte yaşamak" artık bir hayal değil, bir tuzaktır. Kürt halkı bu tuzaklardan kurtulmadıkça ne özgürleşebilir ne de kendini güvende hissedebilir. Ulusal birlik, bağımsız devlet stratejisi ve self-determinasyon ilkesi Kürdlerin tarihsel yol haritası olmalıdır. Oyalama değil, kuruluş zamanıdır.
Kürdler bir ulustur. Dili, toprağı, tarihi, kolektif hafızası olan bir Millettir. Uluslar hukukunun en temel şartı ise kendi kaderini tayin etme hakkıdır- yani self determinasyon. Bu hak evrenseldir, Birleşmiş Milletler tarafından tanınır, sömürge durumundaki milletlerin meşru talebidir. Bugün Kürdler, Türkiye ve İran'da işgal altında olan Kuzey ve Doğu Kürdistan topraklarında bu hakkı kullanamıyor çünkü buna en çok karşı çıkanlar, "demokrasi” ve “kardeşlik" adına bu halkın geleceğini rehin alan Türk ve İran kolonyalist devletleri ve onların işbirlikçileridir.
Her şeye rağmen Güney ve Rojava Kürdistan'ın deneyiminden ders çıkarılmalı. Irak’ta Saddam Baas rejiminin, devrilmesi, Suriye’de ise Baas diktasının Rusya’ya sığınması Kürtlere Federasyon ve Bağımsızlık yolunu açtı. Bu fiili durum bağımsız devlet kurmak için ciddi bir şanstır. Güney Kürdistan bölgesinde Federasyon, Rojava Kürdistan bölgesinde ise fiili bir Özerklik oluşturuldu. Elbette bu yapılar hâlâ kuşatma ve saldırı altındadır. Ancak tüm zorluklara rağmen bu iki parçada Kürdler, Saldırılara karşı uzun vade direniyorlar. Ancak halkını, topraklarını İran ve Türk saldırılarından korumak için hava ve kara savunmasına şiddetle ihtiyaç var. Bunun tek yolu bağımsız devletini kurmaktır. Her yerde manda devlet kurduranlar Kürdlere gelince kılı kırk yarmaları Kürd siyasetin dağınıklığını ve liderlerini sorgulamayı kaçınılmaz kılıyor.
"Konfederalizm"
Son yıllarda Kürt halkına dayatılan çözüm önerileri dikkatle incelenmeli. "Federal çözüm", "konfederal birliktelik", "çoğulcu yapı" gibi kavramlar, kulağa demokratik gelse de pratikte bu coğrafyada işlevsizdir. Aynı dili konuşan 22 Arap devleti neden konfederal bir birlik kuramıyor? Türkler ve Azeriler, kendilerini "aynı millet" saymalarına rağmen neden birlikte yaşayamıyor? Cevabı açık: Ortadoğu'daki rejimlerin bir elinde kuran diğerinde kılıç. Alayı diktatör. Ortadoğu bu çağ dışı, teolojik ve tekçi yapılarla örülüdür. Kürdistan bu gerici, ırkçı, sömürgeci rejimlerle kuşatılmış.
Kürt halkı Türk, Fars ve Araplarla ne dil, ne etnik, ne kültürel ve ne de tarihsel olarak ortak bir kimliğe sahiptir. O hâlde neden bu gerici rejim ve toplumlarla ortak federal, konfederal bir birlik kurmaya zorlanıyor? Bu öneriler, Kürdlere sunulmuş birer tuzaktır. Kaldı ki, Kürdistan’ın işgalcileri, bu projelerde bile Kürdlere eşit halk muamelesi yapmıyor; onları kültürel bir unsur, ikincil bir topluluk gibi görüyor.
Tüm Parçalarıyla Birleşik Kürdistan
Kürt halkı bugün tarihsel bir kavşağın, milli egemenliğin eşiğindedir. Ortadoğu’nun mevcut sınırları artık meşruiyetini yitirmiştir. Bu sınırlar zorla, sömürgecilikle ve uluslararası komplolarla çizildi. Eğer bu sınırlar işlevini yitirmişse ki öyledir. Kürt halkı için yeni sınırların anlamı bağımsız, birleşik bir Kürdistan devleti olmalıdır. Amerika Birleşik Devletleri benzeri bir modelde, Kürd siyasi hareketleri, Kürdistan'ın dört parçasının idari yapısını reorganize ederek kendi topraklarında devletini ilan etmelidir. Ulus devlet çağı bittiğini iddia edenler inandırıcı olmak istiyorlarsa halen klasik sömürgeciliğe dayalı azınlık ulus devletlerini fesh ederek işe başlasınlar. Kürdler söz konusu olduğunda "devlet gerekmez" diyenler sömürgeciliği kutsuyor.