İran Elindeki Kozu Fazla Zorladı

İran, uranyum zenginleştirerek ABD’yi yeni bir anlaşmaya zorlamak istedi ama fazla ileri giderek İsrail ve ABD’nin saldırısına yol açtı. Planı sekteye uğradı, fakat gizli kapasitesi hâlâ tamamen yok edilmedi. Şimdi ya taviz verip geri adım atacak ya da nükleer silah yoluna girecek.

15 Temmuz 2025 - 10:13
15 Temmuz 2025 - 10:13
 0
İran Elindeki Kozu Fazla Zorladı

İsrail'in İran’ın nükleer tesislerine yaptığı saldırıdan sonra, operasyonun gerekçesi sorgulandı. İran'ın yüksek derecede zenginleştirilmiş uranyum üretmesi, nükleer silah geliştirme amacı taşıdığı yönünde yorumlara yol açtı. Ancak bu eylem, doğrudan silah üretimi yerine ABD ile müzakere gücü elde etme stratejisi olarak da yorumlanabilir.

Nükleer Eşiğe Giden Yol

2018’de ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle İran birkaç seçenekle karşı karşıya kaldı: anlaşmaya sadık kalmak ya da ihlallerle baskı kurmak. İran, 2019 itibarıyla düşük seviyede ihlallerle uranyum zenginleştirme sınırlarını aşmaya başladı ve bu adımları zamanla yükseltti.

Kritik Yıl: 2025

2025’te, anlaşmanın bazı kısıtlamalarının kaldırılacağı Ekim ayı yaklaşırken ve “snapback” yaptırımlarının yeniden yürürlüğe girmesi riski varken, İran stratejisini sertleştirdi. Amaç, Washington’u yeni bir anlaşmaya ikna etmek ve gerektiğinde hızlı bir şekilde nükleer silah üretimini başlatabilecek bir pozisyona geçmekti. Ancak bu strateji, İran’ı yalnızlaştırdı ve diplomatik manevra alanını daralttı.

İkilemin Kıskacında

İran, nükleer kriz stratejisinde hem kararlılığını hem de geri adım atma niyetini göstermeye çalıştı. 400 kg'dan fazla %60 oranında zenginleştirilmiş uranyum biriktirdi; bu miktar, %90 seviyesine çıkarıldığında yaklaşık dokuz nükleer bomba üretmek için yeterli. Bu gelişme, İran'ın daha yüksek düzeylerde zenginleştirme denemeleri yaptığı, gizli santrifüjler sakladığı ve nükleer silah geliştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunduğu yönündeki endişeleri artırdı.

Ancak İran, yaptırımların kaldırılması ve düşük seviyede (%3,67) sivil amaçlı uranyum zenginleştirme hakkının tanınması hâlinde bu faaliyetlerinden vazgeçebileceği sinyalini verdi. ABD ile yapılan görüşmelerde, denetim ve uranyumun ülke dışına gönderilmesi gibi önemli geri adımları kabul etmeye hazır görünüyordu.

Bazı kaynaklara göre, Trump yönetiminin özel temsilcisi Witkoff ilk aşamada İran’a düşük seviyede zenginleştirmeye izin verecek bir anlaşmayı kabul etmişti. Ancak Netanyahu ve ABD'deki şahin politikacılar baskı kurunca yönetim ani bir dönüş yaparak sıfır zenginleştirme talep etti. İran ise bu kırmızı çizgiyi aşmayı reddetti.

İran'ın Başarısızlığı

İran, zorlama stratejisinde kararlılık ve ölçülülük arasında denge kurmakta başarısız oldu. İsrail’in askeri harekâtı ve ABD’nin desteği, İran’ın gizli nükleer kapasitesini yok etmedi; sadece onu geri plana itti. İsfahan yakınında saklanan uranyum stoklarının nerede olduğu bilinmiyor. Ayrıca, gizli santrifüjler ve yeraltı tesisleri sayesinde nükleer faaliyetlere devam etme olasılığı da mevcut.

İran artık ya sıfır zenginleştirmeyi kabul edecek (ki bu rejim için büyük bir geri adım olur) ya da Kuzey Kore’nin izinden giderek nükleer silah geliştirme yoluna girecek. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’yla iş birliğini askıya alması, hem müzakere kozu hem de olası gizli faaliyetlerin işareti olarak görülüyor.

2025 yılı, İran'ın baskı stratejisinin başarısızlığa uğradığı ve diplomatik çözümün askeri müdahaleyle gölgelendiği yıl olarak tarihe geçebilir. Michal Smetana-War on the Rocks)