Cizre, Silopi, Sur Dargeçit te 11 Aralıktan beri süren sokağa çıkma yasakları. Cenazeler dışarı çıkarılmıyor tedaviler yapılamıyor, kuşatma ağır silahlarla devam ediyor. Tanklar ve toplarla bombalanan evler, masum sivil kadın, çocuk demeden yapılan katliamlarla ortalık kan gölü. Dünya kör, dünya sağır. Bat dünya bat…
Kürtler hep başkaldırıyor. Bu söze karşın, bugün doğru yerde olduğumuzu düşünsem de, son noktaya varabilmek güç görünüyor. Kürtler mazlumiyet ve mağduriyetlikleriyle doğuştan haklı olsalar bile, Ölüm ve acıyı beraberinde getirdiği mücadele biçimleri çağın çok gerisinde kalıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, beklemediğimiz ve girdiğimiz bu günkü kaos ortamı, hepimizi dehşete düşürdü. Ayrıca, beni umutsuzluğa ve karamsarlığa sürükledi. Zihnimde takıntı bir hal alan, bu cümle, bat dünya bat oldu.
Etiğim sözden hiç hoşlanmasam da, yaşananlardan dolayı başka çıkış yolu yok gibi geliyor.
İnsanın değişmez tabiatı, hayattan ders almamak konusun da herkesin inatçı olduğu konular vardır. Dünyanın bir yarısı diğer bir yarısı ile savaş halinde; Basından, medyadan duyduğumuz haberler, karabasan gibi ruhumuza işliyor. Her an, her türlü bilinmekle değil artık, adanmakla aşılacak gerçekler gözümüzün önünde. Sonuçta, gürültülü bir halde hep birlikte ağlıyoruz.
Zorlu imtihanlar veriyoruz. Cizre, Silopi, Sur Dargeçit te 11 Aralıktan beri süren sokağa çıkma yasakları. Cenazeler dışarı çıkarılmıyor tedaviler yapılamıyor, kuşatma ağır silahlarla devam ediyor. Tanklar ve toplarla bombalanan evler, masum sivil kadın, çocuk demeden yapılan katliamlarla ortalık kan gölü. Dünya kör, dünya sağır. Bat dünya bat…
Bitmeyen mülteci dramı:
Suriyeli mültecilerin yıllardır süren dramı bitmiyor.
Çeşitli ülkelerdeki kamplarda hayat mücadelesi veren Suriyeli sığınmacılar, farklı bir dolu sıkıntıyla boğuşuyor.
Sahillerimize vuran yürekleri dağlayan onlarca çocuk cesedinin vebali ve bu trajedi karşısında ki sessizlik? Ne acı ki, biz uyurken hep birileri ölüyor.
“Ateş emriyle birlikte öndeki sakallı ve silahlı grup ateş açmaya başladı. İnsanlar biçilmiş buğday başağı gibi devrildi. . Bu operasyon 15 dakika sürdü. En az 400 kişi öldü. 10 arkadaşımla birlikte o an kaçmaya karar verdik. Silahları araçlara bıraktıktan sonra sessizce bahçelerin arasına girerek kaçmaya başladık. İlk fırsatta askeri üniformaları çıkarıp bölgedeki halktan aldığımız sivil kıyafetleri giydik.” Ülke adeta tekinsiz bir kadavraya benzetildi. Midilli adasının kuzey kıyıları turuncu renkli cankurtaran yelekleriyle dolu. Yaşamak için, ölümü göze alanlara tanıklık ediyoruz. Bat dünya bat…
Kadın cinayetleri:
Hemen her gün en az bir kadının öldürüldüğü, üçüncü sayfa haberi olarak gündemden hiç düşmüyor. Kadın cinayetleri, kadınların gündemindeki yerini korusa da, bir arpa boyu yol alınamıyor
Aydın\'ın Didim ilçesinde beş aydır birlikte yaşadığı kadını silahla öldüren yaşlı adam, daha sonra aynı silahla intihar etti.
Bursa\'da otoban kenarında birbirine 3 kilometre mesafedeki meyve bahçelerinde kimliği belirsiz iki kadın cesedi bulundu.
Afyon kara hisar’da 22 yaşındaki bir genç, tartıştığı 19 yaşındaki eşini av tüfeği ile vurarak öldürdü.
Son olarak, bir bu sapkınlık eksikti dedirtecek türden. Diyanetin Fetvası.
“Babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılması nikâha bir etkisi yoktur. Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da, vücuduna bakıp düşünerek şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz”…
Bat dünya bat
Hayatın bütün acıları bir yana, İnsan hakkının olmadığı Silopi de, hunharca öldürülen Seve ,Pakize, Fatma ve devlet terörünün mağduru anneler, bu ağır mücadelenin onurlu kadınları, sizleri selamlıyorum...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.