Uzun bir aradan sonra tekrar okuyucu ile buluşmak beni nekadar sevindirse de, burada yaklaşık bir iki aylık süre boyunca bulunamamak ta beni hakeza o kadar üzmüştür. Bireysel işlerimden kaynaklı yaşamış olduğum bu ara için başta Nerina Azad camiası ve tüm okuyuculardan beni mazur görmelerini ricayı görevim bilirim.
Bu süre içinde kavgalar yaşandı, darbe girişimleri ve ters darbeler oldu, Şehitler verdik, Türk hükümeti Rojava\'ya askeri müdahale de bulundu.... Velhasıl oldu da oldu... Liste uzarda gider...
Hatta çözüm süreci ile bir anda Kürt halkının gündemine düşen büyük devrimci, halk kahramanı, politik sinemacı Tarık Akan hayata gözlerini yumdu.
Çok büyük bir devrimci duruş sahibiydi kendisi, Kürt halkının bütün acılarını en derinden hisseden Gezi olaylarında meydanlarda olan ama ne yazık ki özel işlerinden kaynaklı Cizre’de bulunamayan, ama hep bulunmak isteyen bir kişiydi. Hatta Cizre’de sokak ortasında yatan çocuk cesetlerini gördüğü için Türk silahlı Kuvvetleri\'ni yerden yere vurarak eleştirmiştir. Sayın Generaller sizler Kürtlerin varlığına kastettiniz, lanet olsun sizlere demiştir.
Sur yıkılırken, halkımız evlerinde yakılırken, gençlerimiz direnirken parlamento binasında açlık grevine girmiştir, hatta şekerli su içmeyi bile reddetmiştir, o kadar büyük bir zorluğun altındayken bile \" biji biratiya gelân \" diye sloganlar atmıştır.
Kobani\'de Türk hükümeti destekli aşırı İslamcı çeteler ve Türkmen çeteler bizim topraklarımıza saldırdığında Tayyip Erdoğan Kobani yakında düşecek dediğinde, bir anda Deniz Gezmiş montunu omzuna atmış ve sınırdan kaçak olarak \"ki uzun boyu tellere takılmasına ve ceketinin yırtılmasına sebep olmuştur\" \"hatta denir ki protesto için uzattığı sakalından bir tutam sakal orda dökülmüş ve kutsal bir kutuya koyulup devrim müzesinde sergilenecekmiş \"Rojava devrimine katılmış, savaşmış gerçek bir devrimcidir.
Kimse bilmez tabii bunları, hatta o kadar mücadeleci bir kişiliktir ki bütün mal varlığını Cizre\'de ve Sur\'da evsiz kalan ailelere bağışlamıştır. Hatta bununla yetinmeyip hani hatırlarmısınız bilmem, Cizre’de buzdolabında saklanan, kokmasın diye o dolaba sokulan bir şehidimiz var idi ? Onun cenazesine katılmış kendi mezarı kazmış, üzerine toprak atmıştır. Hükümetin yaptığı herşeye karşı durmuştur. Tam bir politik sinemacıdır, o kadar politiktir ki kimse onun pol - it -ik liğine laf edememiştir...
Peki bunları neden kimse bilmez ?
Çünkü ben bunları paralelcilerden gizli bir kanal üzeri aldım. Aslında FETÖ, Tarık Akan\'ı hedef alıyormuş. Çok devrimci diye. Onun için hep hakkında bilgi toplamış.
Türkiye \'de yeni bir devrimci akımın lideri olacakken, işte ne yazık ki bu hazin olay vuku buluverdi. Kendisi devrimci hayatının kısacık 66\'ncı senesinde, daha yapacağı Ortadoğu devrimini tamamlayamadan bizlerden ayrılmak zorunda kaldı.
Ve Kürt halkının çakma kalemşörleri ve sosyal medya çığırtkanları, demokratik haklarını kullanarak devrimci Ferit’i yazdılar... Ve bazı şeyleri unuttular..
Mesela hatırlarsınız Dersim merkezde çatışa çatışa düşmana boyun eğmeyen iki gerilla var idi. Onlar için bile bu kadar devrimci tanımıyla, Kürtler sosyal medyayı değerlendiremediler.
Bir Hacı Birlik var idi, hatırlar mısınız?
Hani panzer arkasında cenazesi sürüklenmişti, teslim olmayan kürdün adı olmuştu... Onun içinde bu kadar sosyal medyayı ayaklandıramadı bazı Kürtler.
Ve utanmadan bazıları Yılmaz Güney ile kıyaslıyorlar...
Sizi gidi hadsizler sizi...
Ne çözüm süreciymiş be, bir Türk silahlı Kuvvetleri hayranını, bir Musto Kemal hayranını, bir çapkın, lümpeni devrimcileştirdi, Barış elçisi yaptı...
Ama Kürdistan’a ne barış geldi, nede elçisi...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.