Bilindiği üzere dört parça Kürdistan’da işgal altında yaşamakta olan yaklaşık elli milyon Kürd halkı, yüzyılların umut ve özgürlük beklentileriyle özellikle Güney Kürdistan’daki mücadele olmak üzere ve buna bağlı tüm parçalardaki gelişmeleri büyük bir dikkatle izlemektedir. Ayrıca olayları izlemekle yetinmeyen birçok onurlu yurtsever Kürd insanı, Güney Kürdistan’daki özgürlük ve bağımsızlık savaşında, kendi kardeşlerinin yanında bizzat savaş cephelerindeki yerlerini alarak, Bingöllü can feda insan ve yiğitliğin timsali General Sait ÇÜRÜKKAYA misali Kürdistan topraklarının özgürleşmesi uğruna canlarını feda etmektedirler.
Ancak Kürdlerin mücadele birliği ve kurtuluşu adına bu olumlu ve sevindirici gelişmelere karşılık, kendisine Kürd parti veya örgütü sıfatını yakıştıran GORAN, PKK ve bir kısım YNK’li siyasetçilerin özgürlük mücadelesinin en kritik dönemlerinde, özellikle sömürgeci İran yönetiminin hedef ve çıkarları paralelinde ve de onların etkisinde kalarak, sadece KDP/BARZANİ hazımsızlığı temelinde toplumun belli kesimlerini kışkırtarak, kaos ve kriz yaratmaya çalıştıklarını bilmekteyiz. Bu akıl dışı ve yurtseverlikle bağdaşmayan davranış ve eylem biçimlerini aklıselimle ve yurtseverlik anlayışıyla düşünebilmek mümkün değildir.
Yakın geçmişte sömürgeciler tarafından kışkırtılmış IŞİD barbarlarıyla amansız bir savaş hali yaşanırken, yukarıda adı geçen siyasi çevrelerin kendi tabanlarında etkileyebildikleri taraftarlarını sokaklara sürerek Süleymaniye, Halepçe ve bazı diğer yerleşim birimlerinde KDP parti binalarına saldırtıp, kundaklama, yağmalama ve birkaç KDP’li parti yöneticisini şehit ettiklerine şahit olmuştuk. Aynı dönemde GORAN, YNK ve PKK’lilerin ortaklaşarak Kürdistan parlamentosunu işlemez hale getirdiklerini de büyük bir üzüntüyle izlemiştik.
Bütün bu yaptıklarıyla da yetinmeyen aynı çevrelerin İran yanlısı tutumlarıyla, Kerkük ve Şengal’de Mesud BARZANİ önderliğinde ki Kürdistani mücadeleyi ve başarıları gölgelemek üzere hangi provokatif eylem ve tutum içerisine girdiklerini de bilmekteyiz. Bütün bu düşmanca ve akıl dışı davranışları, Sayın Mesud BARZANİ’nin engin hoşgörüsü ve yüksek Kürd kardeşliği anlayışıyla, büyük zorluklara rağmen nasıl da boşa çıkarıldığına bütün yurtsever Kürd insanları gibi bizler de şahit olmuştuk.
Geldiğimiz bu aşamada, yeminli KDP/BARZANİ düşmanları hızlarını alamamış olmalıdırlar ki, her örgüt ve partiden oluşan kahraman Kürdistan peşmergeleri, Musul ve çevresindeki Kürdistan topraklarını karış karış özgürleştirme mücadelesini verdiği ve her gün onlarca Kürd peşmergesinin toprağa düştüğü ve ayrıca tüm uygar dünyanın gıptayla izlediği bu kritik savaş döneminde, yine aynı çevrelerin baş komutan Sayın Mesud BARZANİ’nin yönetmekte olduğu operasyonların başarılarını gölgelemek üzere, yeni ve daha tehlikeli oyunları sahneye koymak üzere büyük çaba harcadıkları bilinmektedir.
Son birkaç günlük süre içerisinde, göreceli olarak kendi bölgelerinde etkili olan GORAN, PKK ve bir kısım YNK’lilerin Süleymaniye ve çevresinde bulunan kasabalarda görev yapmakta olan kendilerine yakın öğretmenlerin maaşlarını bahane ederek, sokaklara dökmüş ve Kürdistan’ın geleceğinin teminatı olacak çocuklarımızın, eğitim ve öğretim faaliyetlerine büyük bir darbe vurmaktadırlar. Çakmak gözlü Kürd çocuklarının eğitimini ve istikbalini üç kuruşluk maaş bahanesiyle engellemeye çalışanlar, şunu iyi bilmelidirler ki her biri geleceğin Kürdistanını yönetip geliştirecek ve babaları cephede düşmana karşı savaşan birçoğu da şehadete ulaşmış peşmergelerin evlatlarıdırlar. İstikbalimiz olacak çocuklarımızın geleceğini karartmaya yönelik bu tür eylem tarzlarını, hiçbir vicdanlı Kürd insanı onaylamıyor ve kabul etmemektedir. Bahsi geçen çevrelerin bu haince eylemlerden vazgeçmesi tüm Kürdistanlıların arzusudur.
Kendilerini sosyalist ve ilerici olarak tanımlayan GORAN, PKK ve bir kısım YNK’lilerin dünyanın en gerici ve yobaz İran mollalarıyla aynı saflarda durarak, Kürd halkına zarar veren bu eylem tarzından hızla uzaklaşmaları tarihin kendilerine dayattığı ve tüm Kürdistanlıların beklediği bir tutum olacaktır. Ayrıca böylesi provokatif kışkırtıcı ve talihsiz sözde siyasi eylem tarzının, Kürdler arası ilişkilerin gerilmesine böylece de düşmana hizmetten başka bir işe yaramayacağı bilince çıkarılmalı ve hızla sömürgecilerin taşeronluğu pozisyonundan çıkılarak, birlik anlayışı içerisinde Kürdistani mücadeleye ve Kürd halkına hizmet edilmelidir.
Kürdler arası gerginliğin ve Kürd düşmanı güçlerle flört etmenin hiç kimseye bir şey kazandırmadığı Kuzey Kürdistan’da ki entegrasyoncu anlayıştan ve onun ortaya çıkardığı onarılmaz sonuçlardan anlaşılmalıdır.
BİJİ YEKITIYA KURDAN !
Saygılarımla,
M. Hüseyin TAYSUN
19/11/2016 - AĞRI
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.