Siyasette İlkesizlik ve Tutarsızlık İlgili Milletin Kaderi ile Oynamaktır
Yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi özellikle siyaset alanında ki ilkesizlik, tutarsızlık ve rehavet Milletlerin/Toplumların mücadele süreçlerinde büyük ihanetleri doğura bildiği gibi telafisi mümkün olmayan yenilgi, yıkım ve hezimetlerede sebeb ola.
M. Hüseyin Taysun
12.08.2014, Sal | 16:20
Yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi özellikle siyaset alanında ki ilkesizlik, tutarsızlık ve rehavet Milletlerin/Toplumların mücadele süreçlerinde büyük ihanetleri doğura bildiği gibi telafisi mümkün olmayan yenilgi, yıkım ve hezimetlerede sebeb olabilmektedir.
Her ilkesizlikten kaynaklı tutarsız davranış: veya ciddiyetsizlikten kaynaklı rehavet durumu herhangi bir konuyu doğru kavrama yetkinliğinden yoksunluğa tekabül ettiği gibi farklı kesimlerle kurulan çıkar ilişkileri ile bağlantılıda gelişebilmektedir.
Konuyu basitleştirerek anlatacak olursak ilkesizliğe, bilgisizliğe, inançsızlığa ve çıkar ilişkilerine dayalı her siyasi refleks kısa vadede ilgili kişi grup örgüt veya partiye farklı menfaat ve avantajlar sağlarken uzun vadede adına hareket edilen Millet veya Toplumlara büyük yıkımlar ve onarılmaz acıları yaşatması da kaçınılmaz olmuştur ve olacaktır.
İnsanlık tarihinde böylesi hadiselerin birçok örneği olduğu gibi bu ve benzeri vakalara Kürd halkının özgürlük mücadele süreçlerinde oldukça sık rastlamaktayız; özetle işbirlikçi ve düşkün siyasi karekter olarak tanımlayabileceğimiz bu tür kişi ve çevreleri ne yazık’ki günümüzdede görmekteyiz.
Kürd halkı’nın özgürlüğü için bu günlerde yapılan bu can alıcı ve aynı zamanda büyük fırsatlarla dolu mücadelenin geldğimiz aşamada en fazla birlik, tutarlılık, cesaret ve fedakarlık istediği günümüz koşullarında; Yine Kürd halkı adına siyaset arenasında bulunan bir takım taşeron entegrasyoncu ve sözde siyasetçi örgütler tarihte bir çok örneğine rastladığımız lanetli rollerini emir aldıkları merkezlerin istekleri doğrultusunda oynamakta hiçbir sakınca görmemekteler.
Özellikle Şengal çevresinde ki son olumsuz gelişmeleri kendi örgütsel çıkarları için hızla ranta çevirmeye çalışanların düşmanın farklı kanatlarıyla ilişkilenerek muazzam bir anti propaganda ile Güney Kürdistanda ki kazanımları ve Peşmergenin moral ve motivasyonunu bozacak bir tarzda davranmaları düşündürücü olduğu kadar şaşırtıcı da olmuştur. Olaylar büyük bir dikkatle izlendiğinde İŞİD ile bahsi geçen sözde Kürd örgüt ve çevrelerinin farklı yerlerde durup aynı hedefe birlikte ateş ettikleri rahatlıkla görülebilmektedir. Oysa böylesi sorumsuz ve pragmatist davranışların işin sahiplerinede uzun vadede birşey kazandırmayacağı tarihteki örnekleri ile doludur.
Geldiğimiz bu noktada elbetteki 2003’den bu yana birçok imkanları amatörce kullanan veya kendi yalaka ve dalkavuklarına kullandıran Güneyli kardeşlerimizinde günahları ve yetersizlikleri mutlaka sorgulanmalıdır ancak günümüz ve yaşadığımız süreç iç çelişkileri derinleştirmek için elverişli olmadığı gibi tek yumruk halinde büyük fedakarlıklarıda göze alarak en üst perdeden birlik ve dayanışmayı zorunlu kılmaktadır.
Büyük mücadeleler sonucu özgür Federal Kürdistanı Kürd halkına kazandırmış olan Güneyli dost ve kardeşlerimize yaklaşık yirmi milyon nüfuslu Kuzey Kürdistan parçasıyla olan ilişkilerinde daha seçici daha dikkatli ve daha profesyonelce davranmaları gerektiğini ve böylesi bir tutumun Güney parçasındaki zorlukları aşmada kendilerine büyük kazandıracağı gibi bir bütünen tüm Kürdistanlılara da özgürlüğün ve bağımsızlığın kapılarını oldukça fazla aralayacağı kanaatindeyiz. Günümüz tek tek parçaların veya tek tek örgüt ve partilerin kazanmasına değil, tüm Kürdistanlıların omuz omuza olabileceği koşullarda bütün Kürtdlerin mücadele ederek birlikte zafere ulaşabilmesi için oldukça elverişlidir. Güneyde ki kahraman Peşmerge güçlerinin elli derece sıcaklıkta ve kıt kanaat imkanlarıyla Kürdistan topraklarını cengaverce savunurken uluslar arası büyük dayanakları olan ve oldukça gelişmiş silahlarla halkımıza ve ülkemize saldıran vahşi ilkel İŞİD çetelerine karşı Güneyli kardeşlerimizle büyük bir dayanışmayı örgütleyip geliştirmek bir bütünen Kürdlerin ve Kürd siyasetçilerin tarihi kutsal ve vazgeçilmez görevi olarak düşünülmelidir.
Sonuç olarak içinden geçmekte olduğumuz bu yakıcı süreçte elbette ki yaklaşık on yıl’dır Güney parçasını yöneten bir takım elit ile ilgili hertürlü yapıcı dostça eleştirilere uygun koşullar vardır ve olacaktır. Ancak yukarda da belirttiğim gibi; Gün; dayanışma fedakarlık ve omuz omuza vererek mevcut kazanımları korumak ve varolanı daha ileriye taşıyabilme gün’ü olarak algılanıp sürece uygun davranılmalıdır. Ayrıca diğer parçalarda ki mücadelelerde kendi halkına karşı bu güne kadar sorumluluk la hareket etmiş olan hiç bir çevrenin günahsız ve kusursuz olmadığı’da akıllardan çıkarılmamalıdır.
Bu zorlu ve hassas koşullarda bütün duyarlı çevrelerin Kürdistani bir ruh ve fedakarlığı öne alan bir anlayışla sürece yaklaşması temennisi ile Biji Kürdistan, Biji Peşmergeye Qehreman!
Saygılarımla,
M.Hüseyin TAYSUN
12.08.2014 İstanbul Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
10396 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:27:11